Xavier'in Anlatımı
Kıyafetleri ve bezi alıp okuldan olabildiğince uzaklaştım ve kıyafetleri ve bezi okula olabildiğince uzak olan bir çöp kovasına attım.
Aslında yakmayı planlıyordum ama illa birisi dumanı görürdü ve gelirdi bu da sorundan başka bir şeye sebep olmazdı.
Eşyaları attıktan sonra okula geri döndüm ve Girasole'un yanına gittim kolumu omzuna koydum ve kulağına fısıldadım.
"Her şeyi attım merak etme." gülümsedi ve sarıldı. Biraz daha toparlamıştı ve ölü olarak gördüğü adamı daha az hatırladığı belliydi.
Sorgu işini de unutmuştu ve baya bir süredir çağırılmamıştı. Belki o da sadece bir oyundu.
Hiç kimse de onu hipnotize etmeye de çalışmamıştı. Her şey şu durumda olabileceğinin en iyisiydi.
Ama ne zaman olabileceğinin en iyisi olsa daha da kötüye hızla ilerliyordu.
Girasole'un Anlatımı
Ertesi gün derslerimiz bir kısmı farklıydı bu yüzden ayrılmamız gerekti.
Derse girdim ve son anda girdiğim için hızlıca derse başladık.
Canım sıkılmıştı ve başımı kaldırıp etrafa baktığımda Emrys'in dik dik baktığını gördüm.
Eskiden böyle bakmazdı. Onu gördüğümde ne gülümsedi ne de gözlerini kaçırdı.
Başımı geri kitabıma eğdim ama hala bakışlarını hissediyordum. Ders ara vermişti ve Emrys kalkıp yanıma geldi.
Ellerinden birini masaya birini de sandalyeye yaslayıp üzerime doğru eğildi.
Geçen günkü kavgadan dolayı yanağını üstü morarmıştı ve dudağının kenarı patlamıştı.
"Xavier iyi biri değil ve sen hala onunla dolaşıyorsun. Ayrıca sana da güvenmediğine eminim."
Başımı ona çevirdim. Etrafımızda saçmalamayan birinin olması imkansız gibi bir şey olmalıydı ki iyi biri gibi hissettiğim herkes saçmlalıyordu.
"Saçmalamayı kes."
eşyalarımı çantama tıktım ve kalıyordum ki arkamdan seslendi.
"Başka sebebi var mı yok mu bilemem ama bana saldırmasının sebeplerinden biri de senin beni seçeceğinden korkması."
Omzumun üzerinden ona baktım ve başka bir şey demeden sınıftan çıktım.
Öğretmen tekrar geldiğinde yine sınıfa girmem gerekecekti ama en azından şu tenefüs boyunca Emrys ile uğraşmak istemiyordum.
Öğretmen sınıfa geri girerken ben de kadının peşinden girip sırama oturdum. Emrys bana bakmıyordu artık ama kalemini neredeyse kıracak kadar sıkmıştı.
Kendi de yumruk yemeyi hazmedememiş ve Xavier'i benimle vurmak istemişti muhtemelen.
Ama Xavier'in ona saldırmasının tek sebebinin bana mesajları atanın o olduğunu düşünmesiydi, başkasını asla ona tercih etmeyeceğimi bilmesi gerekiyordu. Bilmiyorsa bile öğrenmesi gerekirdi.
Öğretmen ders işlemeye başlamıştı ama bir türlü odaklanamıyordum.
Mesajları atan Emrys olabilir miydi emin değilim çünkü Xavier'den nefret ettiği için benim üzerimden ondan intikam almak için fotoğrafları yayabilirdi.
Başka biri olsa fotoğrafları kesinlikle yayardı ama Emrys böyle bir şey yapmamıştı, en azından şimdilik böyle bir şey yapmamıştı. Zaten mesajları atanın da o olduğunu pek düşünmüyordum ama nedenini bilmiyordum.
Ders bittikten sonra kalktım ve gidiyordum ama o sırada Emrys kolumu tutup beni kendine çevirdi.
"Bir kere bile olsa, bana güvenmeyi denesene. Ona neden o kadar güveniyorsun?"
kolumu çekerek bırakmasını sağladım ve bir şey demeden uzaklaştım.
Ona güvenip Xavier'den uzaklaşacağımı düşünmesi en başından yanlıştı zaten.
Bir de üstüne üstlük Xavier'in onu kıskanacağını da düşünmüştü. Kendine bu güveni nereden geliyordu?
Onun için asla ama asla Xavier'i bırakmazdım. Kimse için bırakmazdım.
Önüme bakmadan ve hızlıca yürüyordum ve daha sonra birine çarptığım için durdum.
Kime çarptığıma bakmak için kafamı kaldırdım. Xavier'e çarpmıştım. O da bana bakıyordu ve yüzünde büyük bir gülümseme vardı.
"Aslında senin yanına geliyordum ama sen sanırım beni daha hızlı buldun. Kim sinirlendirdi seni?"
Bir kavga daha istemiyordum bu yüzden Emrys'in dediklerini söylemek istemedim.
"Hiç, sinirli değilim."
ellerini omzuma koydu. "Emin misin?"
gülümsedim ve yanağını öptüm. "Eminim."
Gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Bu günkü kalan derslerimiz aynı ve kalan zamanı da tamamen birlikte geçirebiliriz. Ayrıca beni çalıştıracaktın."
Onun hasta olduğu zamanlarda işlenen derselere çalıştıracağım tamamen aklımdan çıkmıştı. Yüzümden anlamış olacak ki konuşmaya devam etti.
"Unuttun mu yoksa?"
başımı iki yana salladım ve konuşmaya başladım.
"Hayır, bu akşam iki kütüphaneden birinde çalışabiliriz. Olur mu?"
gülümsedi "Olur tabii." elimi tuttu ve dersimizin olduğu sınıfa doğru yürümeye başladık.
* * *
Okuduğunuz için teşekkür ederim
Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınn
Bir de şuan ki kitap kapağı güzel mi yoksa aşağıdakini mi yapayım ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portrait || Xavier Thorpe
FanfictionXavier Thorpe, her gece rüyasında gördüğü kızı çizmişti. Her zamanki resimlerinden çok daha özenerek çizmişti ve farklı olduğu da her açıdan anlaşılıyordu. Ama okula geri döndüğünde onu bekleyen sürprizler vardı... _____ Xavier Thorpe × Fem Reader ...