2.9

87.5K 5.5K 579
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar.

∆∆∆

Buradaydı.

İtalyan Espresso.

Leo.

Gelmişti.

"Elis," Sesi kulaklarıma dolduğunda ayağa kalktım. Tam karşısındaydım, karşımdaydı.

Öne doğru bir adım atıp birden ellerini belime koyarak beni kendine çekmesiyle sendeleyerek omuzlarına tutundum. Ellerini belime dolamış, yüzünü boynuma gömmüştü. Bir an ikilemde kalsam da omuzlarındaki ellerimi boynuna doladım.

Vücudumda gezinen adrenalin kalbimin deli gibi atmasına, ellerimin titremesine sebep oluyordu.

"Geldin." Mırıldandığımda belimdeki elleri sıkılaştı.

"Geldim güzelim." Belimdeki eli gevşediğinde ellerimi sıkılaştırarak geri çekilmesini önledim. Göz yaşlarım siyah ceketine damlıyordu. Bok gibi hissediyordum kendimi ve şuanın güzelliği içinde bu halde olduğum için herkesten nefret ediyordum.

Elleri belimde gezinirken burnumu çektim. Daha önce kimse ağlarken bana sarılmamıştı. Leo'dan mıydı yoksa herhangi biri de olsa aynı şeyleri hisseder miydim bilmiyordum fakat biraz da olsa rahatlamış hissediyordum. Kalbimdeki baskı azalmıştı.

"Yanındayım güzelim." Yanımdaydı. Gelmişti.

"Geçti bebeğim, ağlama artık." Burnumu bir kez daha çekerek ondan yavaşça ayrıldım. Uzaklaşmama izin vermemiş aramızda biraz mesafe bırakarak durmamı sağlamıştı. Ona değil yere bakıyordum.

Ellerini yanaklarıma koyarak yüzümü kendisine çevirdi. Gözlerim gözlerini bulduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım tekrar ağlamamak için. Onun da gözleri dolu gibiydi ya da ben tam göremiyordum.

"Elis," yutkunarak durdu bir süre. Sanırım ne demesi gerektiğini düşünüyordu.

"Çok korktum." Ben de Leo, ben de çok korktum.

"Çok özledim seni." Gözyaşlarım yanaklarımdaki ellerine doğru akarken gözlerimi sıkıca kapattım ve ellerimi beline sıkıca sararak kafamı boynuna gömdüm.

"İyi ki geldin Espresso." Bir eli sırtımda diğeri saçlarımdaydı. Huzurluydum. Hissettiğim huzur içimdeki acıyı bastırmıştı sanki. Yorgun ama bir o kadar da huzurlu hissediyordum.

"Ağlama artık Elis, yalvarırım." Burnumu çekerek kendimi durdurmaya çalıştım. Az sonra ondan uzaklaştığımda arkamı dönerek göz yaşlarımı sildim ve tekrar ona döndüm. Bir süre konuşmamış beklemişti.

"Daha iyi misin?" Kafamı aşağı yukarı salladım.

"Hadi gel." Elimi tutarak yürümeye başladığında ona engel olmadım. Ayaklarım geri geri gitmiyordu çünkü.

Son model siyah bir arabanın önüne geldiğimizde cebinden çıkardığı anahtarın tuşlarına basarak kapıların açılmasını sağladı. Beni sürücü koltuğunun yanındaki tarafa götürdüğünde durdum.

"Nereye gidiyoruz?"

"Konuşabileceğimiz bir yere." Konuşmak, konuşmalıydık. Artık ona anlatmamın vakti gelmişti.

İtalyan Espresso|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin