5.9

63.9K 3.8K 2.5K
                                    

Hoşgeldiniz...
_

Bölüm Şarkısı: Rei - Yıldızlardan Düşemem

-İki Buçuk Yıl Sonra-

Zaman.

Öylesine ilginç bir kavramdı ki benim için. 3 yıl öncesine kadar acılı, yorucu ve yavaş geçen günlerim son üç yıldır tahmin edemeyeceğim kadar hızlı geçiyordu. Mesela ne ara 23 yaşıma gireli bir ay olmuştu  bilmiyordum. Sahi tanıştığımızda o da 23 yaşındaydı.

Leo, İtalyan Espresso.

Şimdiyse 27 olacaktı. Zaman gerçekten çok hızlı geçiyordu.

Biz mi?

Biz konuşmuyorduk. Neredeyse iki buçuk yıldır. Son zamanlarda Leo'nun soğuk davranmaya başlaması, mesajlara geç cevap vermesi, bazen hiç vermemesi, ara verelim demesi aramızın  açılmasının en büyük etkenlerindendi. En son iki buçuk yıl kadar önce doğum gününde yazmıştım ve o günden sonra cevap bile vermemişti. Hayatım boyunca daha çok kırıldığımı hissetmemiştim. Kırılmaktan ziyade o aylarda kendimi büyük bir boşluğa düşmüş gibi hissetmiş, günlerimi yaşayan bir ölü gibi geçirmiştim. Bir anda hayatımdan çıkmıştı.

Sonrasındaysa kırgınlığım nefrete dönüşmüştü. Nefret ediyordum ondan. Bir anda çekip gitmesinden nefret ediyordum. O günden sonra ona ulaşmaya çalışmamıştım ancak sonrasında en azından bana verdiği paraları ona geri vermek için ulaşmaya çalışmış fakat hiçbir şekilde ulaşamamıştım. Telefon numarası aynıydı ama sanırsam kullanmıyordu ki her seferinde ulaşılamıyordu. Sadece bazen, birkaç ayda bir son görülmesi güncel olabiliyordu. Bu da beni iğrenç bir umutlanmaya sürüklüyordu. Bir ihtimal benim için, mesaj atıp atmadığımı görmek için uygulamaya girdiğini düşünüyordum. Saçmalıktı.

"Şeyma, bıraksana kızım uçağı kaçıracağım senin yüzünden!"

Şimdiyse İtalya'ya gidiyordum.

Borcumu ödemek için tabi ki.

Teyzem öldükten sonra eniştem köyüne dönmüştü, memleketine. Şeyma ise onunla gitmeyip burada kalmayı seçince onu bir başına bırakmamak için benimle kalmaya ikna etmiştim. Birlikte yaşıyorduk.

Teyzemin Şeyma'ya bıraktığı, ona da dedemden kalan, birkaç arazi vardı. Şeyma onları satarak, ben de Leo'nun bana gönderdiği paraları üstüne ekleyerek ikimizin işlettiği bir kahve dükkanı açmıştık. Üniversitem ise hala bitmemişti, maalesef. Psikoloji okuyordum...

"Of ben neden gelmiyorum ki?" Şeyma boynumdaki ellerini çekerek uzaklaştığında gözlerimi devirdim.

"Şeyma arkadaşımı görüp geleceğim, abartmasan mı?" Dudaklarını büzdüğünde küçük bavulumun kenarına bıraktığım çantamı boynumdan geçirdim. Telefonumun güç tuşuna basarak saati görmemi sağladım ve tekrar Şeyma'ya döndüm.

"Hadi git sen, uçağın kalkmasına çok  kalmamış." Kafasını sallayarak gözlerini kalabalık havalimanında gezdirdi.

"Dikkatli ol, gidince de haber ver bana." Kafamı salladım. Uzanarak tekrar bana sarıldığında gözlerimi devirerek ayrılmasını bekledim. Gurbete gidiyordum sanki.

İtalyan Espresso|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin