4.4

68.6K 4.4K 609
                                    

Gözlerimi önümdeki, Leo'nun sipariş ettiği çikolatalı pastadan çekerek çalan telefonumu masadan aldım ve aramayı yanıtladım. Az önce kapıyı açmış, gelen kuryenin elindeki pasta kutusunu almıştım. Bugün doğum günümdü.

Konuşmasını beklediğim sırada ahizeden yükselen şarkıyla tebessüm ettim.

Benim için
Siler misin geceyi, gökyüzünden

Benim için
Tutar mısın kendi ellerinden

Benim için
Okşar mısın saçının her telini

Kendin için
Yakar mısın mumları
Bu gece

Telefonu kulağımda tutarak koltuğa sırtımı yasladım. Gözlerim önümdeki masada duran pastada, kulağım duyduğum şarkıdaydı.

Mutlu yıllar
Mutlu yıllar sevgilim
Sensiz kutlar
Bu gece tüm aşıklar
Çok yalnızlar
Ellerinde yıldızlar
Bekliyorlar
Bizim için bir şarkı çal

Yüzümdeki tebessüm silinmezken gözlerimin dolduğunu biliyordum. Leo, bana bu hayatın hediyesiydi. Bu yaşımın hediyesi.

Kulağıma dolan derin nefes ve hemem ardından duyduğum Leo'nun sesiyle gözümden bir damla yaş aktı. Şarkıya eşlik ediyordu.

Mutlu yıllar
Mutlu yıllar sevgilim
Sensiz kutlar
Bu gece tüm aşıklar
Çok yalnızlar
Kalplerinde umutlar
Bekliyorlar
Bizim için bir şarkı çal

"Mutlu yıllar sevgilim." Derin bir nefes aldı. Şarkı çoktan bitmişti.

"Elis," gözlerimi kapattım. Bu anda kalmak istiyordum, hep.

"Seni çok seviyorum." Seni çok seviyorum Leo.

"Her şeyi unut." Durduğunda boştaki elimi yüzüme götürürek yanaklarımdan süzülen yaşları sildim.

"Beni unut... bunu unutma sevgilim." Kaşlarımı çattım.

"Seni asla unutamam ki." Ölsem de unutamam seni Leo.

Nefes sesleri kulağıma dolduğunda telefonu biraz daha kendime yaklaştırdım.

"Leo, ağlıyor musun sen?" Burnunu çekti.

"Çocuğunun ilk yaşını kutlayan bir baba gibi hissediyorum." Sesli gülüşü kulağıma dolduğunda güldüm. Kutlandığını hatırladığım ilk yaşımdı.

"Elis," gülüşü durduğunda konuşması için bekliyordum.

"Keşke daha önce karşılaşsaydık." Keşke.

"İyi ki doğdun sevgilim." Gözlerimi kapatarak bekledim bir süre. Nefes sesleri bana dünyanın en huzurlu anlarını yaşatıyordu.

"Seni seviyorum." Gözlerim hala kapalıyken devam ettim. "İyi ki varsın İtalyan Espresso."

Gülüşü tekrar kulaklarıma dolduğunda gözlerimi açtım. Dünyanın en güzel melodisiydi.

"Hadi pastayı üfleyelim." Sesi telefondan uzaklaştığında arama sesini hoparlöre vererek telefonu masanın üzerine bıraktım. Önümdeki masanın üzerindeki pastaya yaklaşarak kenarda duran çakmağı aldım. Üzerindeki mumları yakarken bir yandan da Leo'yu dinliyordum.

"20 mi oldun sen şimdi?" Çakmağı kenara bıraktıktan sonra sırıttım.

"Yoo 16 oldum." Leo'nun ofladığını duyduğumda dudaklarımı birbirine bastırdım. Onunla uğraşmayı seviyordum.

"Çocuk gibisin Elis." Çocuk gibi.

Ben hiç çocuk olmadım İtalyan Espresso.

"Üfleyeceğim." Bir anlığına asılan suratımı yok sayarak pastaya yaklaştım.

"Dilek dilemeyi unutma." Gözlerimi kapattım. İçimden geçen ilk şey dileğim olacaktı. Gözlerim tekrar açıldığında mumları üfledim.

Ahizeden alkışlama sesi geldiğinde güldüm.

"Ne diledin bakayım?" Kenarda duran çatalı pastaya daldırdıktan sonra biraz alarak ağzıma attım. Mükemmeldi.

Seni diledim. Bizi...

"Dilek söylenmez espresso." Ağzım dolu olduğu için söylediklerim pek net çıkmamıştı ama sanırım o anlamıştı ki güldü.

"Nice yaşlarımıza sevgilim." Yaşlarımıza...

"Teşekkür ederim. Bu anın benim için ne kadar özel olduğunu tahmin bile edemezsin Leo."

"Benim için de öyle güzelim."

Aramızda sessizlik oluştuğunda önümdeki pastayı yemeye devam ettim. Kulağıma dolan kadın sesiyle oturduğum yerde dikleştim. Annesinde kalıyordu hala ve sanırım annesinin sesiydi.

İçinde Leo'nun da adının geçtiği birkaç şey söyledikten sonra sesi kaybolmuştu.

"Annen miydi?"

"Evet, ne yaptığıma bakmaya gelmiş." Hasta olduğumda kendi kendime iyileşmeye çalışırdım genelde. Leo şanslıydı.

"Uyu dinlen biraz, ben de pastamın tadını çıkarayım." Güldüğünü tebessüm ettim.

"Tamam güzelim, afiyet olsun." O görmese de kafamı salladım.

"İyi geceler Espresso."

"Güzel rüyalar sevgilim." Telefon kapandığında masaya bırakarak arkama yaslandım. Gözlerim loş ışık altındaki odada gezindi. Kimse yoktu. Ben vardım. Yalnızdım.

Kafamı iki yana sallayarak önümdeki pastaya yaklaştım. Birkaç çatal aldığımda titreyen telefonumla, çatalı bırakarak telefonumu elime aldım.

İtalyan Espresso: mio amore, (aşkım,)

İtalyan Espresso: Ci sarà sempre un posto per te in un angolo segreto del mio cuore... Sarai sempre con me nei miei pensieri più inconsci e nelle mie azioni più segrete.  Perché sei una delle cose migliori che mi siano mai capitate.
(Kalbimin gizli bir köşesinde sana her zaman yer olacak... En bilinçsiz düşüncelerimde, en gizli eylemlerimde hep yanımda olacaksın.  Çünkü sen başıma gelen en güzel şeylerden birisin.)

İtalyan Espresso: sei vicina anche se non ti vedo,sei con me anche se sei lontana. Sei nel mio cuore,nei miei pensieri,nella mia vita. sempre..”
(seni göremesem de yakınsın, uzakta olsan da benimlesin.  Sen benim kalbimdesin, düşüncelerimdesin, hayatımdasın.  her zaman..")

İtalyan Espresso: ti amo amore mio (seni seviyorum aşkım.)

İtalyan Espresso: boun compleanno. (doğum günün kutlu olsun.)

________
Bölüm sonu.

Sondaki mesajları birazcık internetten almış olabilirim... Birde zaman kavramı artık birbirine girdi. Elisin doğum günü için 27 aralık dedim o yüzden bu günü 27 aralık kabul ediyoruz erken bölüm gelmesi adına

İtalyan Espresso|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin