3.0

88.3K 5.1K 615
                                    

Yorum yapıp oy verirseniz sevinirim.

Keyifli okumalar.

∆∆∆

Gözlerimi açtığımda yattığım koltukta oturur pozisyona geldim. Bir süre oturarak ağrıyan başımı ovduktan sonra ayağa kalktım. Leo ortalarda görünmüyordu. Ona bakmak için odadan çıkacağım sırada içeri girmesiyle durdum.

İyi insan lafının üzerine gelirmiş...

"Günaydın." İlerleyerek koltuğa oturduğunda kalktığım yere geri oturdum.

"Günaydın." Elindeki telefonu kaldırarak bana gösterdi.

"Yiyecek bir şeyler sipariş ettim, birazdan gelir." Kafamı salladım. Hala ne konuşmam gerektiğini bilmiyordum.

"Elis, iyisin değil mi güzelim?" Ona döndüğümde oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi ve önümdeki masaya oturdu. Dizlerimiz birbirine değiyordu.

"İyiyim." Gözlerinde değişik bir bakışa şahit oldum. Aklından bir şeyler geçiyor gibiydi.

"Ne düşünüyorsun." Ellerini uzatarak dizlerimin üzerindeki ellerimi tuttu.

"Eğer o adam ortadan kaybolmuş olmasaydı onu öldürürdüm." Gerildiğimi hissettim. Demek ki ortadan kaybolmuştu şerefsiz.

"Saçmalama Leo!" Kalkacağım sırada ellerini dizime bastırdı.

"Ciddiyim Elis! Enişten olacak o adamı da, o şerefsizi de öldürmek istiyorum." Ellerimdeki elini ittim. Onu ilk kez böyle görüyordum. Tamam daha önce görmemiştim zaten fakat şimdi mesajlarda olduğunun aksine sinirli görünüyordu. Göz bebekleri büyümüştü.

"Kapat şu konuyu!" Ayağa kalktığımda kolumdan tutarak tekrar oturmamı sağladı.

"İtalya'ya gidelim!" Kaşlarımı çattım, ne dediğinin farkında mıydı?

"Ne?" Ellerimi tekrar tuttuğunda ellerimin ısındığını hissediyordum.

"Benimle gel Elis, gidelim buradan." Bir elimi ondan ayırarak başıma yasladım. Oflayarak tekrar gözlerimi ona çevirdim. Gözlerindeki parıltılar fazlasıyla istekliydi.

"Olmaz Leo, teyzemi bırakamam." Teyzem. O olmasa bir saniye durmazdım burada. Ama şimdi onu bırakamazdım. Şeyma'ya güvenmiyordum.

"Elis," sözünü kestim. Daha fazla bunları konuşmak istemiyordum. Gidemezdim. Onu da kendimi de umutlandırmak istemiyordum.

"Leo, kapatalım bu konuyu." Bir elini saçlarıma çıkardığında geri çekilmedim. İnsanların bana dokunmasından hoşlanmazdım fakat onun dokunuşları beni rahatsız etmiyordu.

"Seni kurtarmak istiyorum buradan." Sesi kısık çıkmıştı. Kurtarmak...

Kurtulmak istiyordum.

Kafamı öne eğerek ona cevap vermedim. Verecek bir cevabım yoktu. Beni kimse kurtaramazdı.

"Kurtaracağım seni Elis, şimdi değilse bile sonra. Ama mutlaka seni buradan kurtaracağım güzelim." Kapının çalmasıyla yanımdan kalktı. Onunla birlikte bende kalktığımda kapıyı açmış eliyle banyoyu işaret etmişti.

Banyoya girerek elimi yüzümü yıkadım. Gözlerim aynadaki kendimle kesiştiğinde elimi yüzümdeki kesiklere götürdüm. Umarım izleri kalmazdı.

Tekrar içeri döndüğümde Leo masayı hazırlamış oturmuştu. Karşısına oturduğumda beni izliyordu.

"Kahvaltı yaptıktan sonra beni gezdirmeye ne dersin?" Parlayan gözlerine baktım. Gözleri çok mu güzeldi ne?

"Olur." Belki bana da iyi gelirdi biraz hava almak. Aksi taktirde kendimi eve kapatıp ölmeyi dilerdim.

Kahvaltı boyunca ikimizde konuşmamıştık. Önümüzdekiler bittiğinde Leo ayağa kalkarak masayı toplamaya başladı. Yardım etmek için kalktığım sırada Leo'nun elindeki tabaklardan birkaçının yere düşmesiyle gözlerimi ona çevirdim. Birkaç adım geriye sendeleyerek dengesini koruyup bir eliyle masaya tutunduğunda gözlerini birkaç kez sıkıca açıp kapattı. Hızla yanına giderek koluna girdim.

"Leo, iyi misin?" Elinde kalan tabakları alarak tekrar masaya koyduğumda Leo elini masaya yaslamıştı. İyi görünmüyordu. Boştaki elini göğsüne bastırdığında gözleri kapalıydı. Yüzünü buruşturduğunda tekrar konuştum.

"Leo, neyin var? Korkutuyorsun beni." Sandalyeye oturmasına yardım ettim. Eli hala gögsündeyken gözlerini açtı.

"Başım döndü birden, iyiyim." Kesik nefesleri arasında konuştuğunda masanın üzerinde duran suyu ona uzattım. Birkaç yudum içtikten sonra tekrar masaya bırakmıştı. Kalkacağı sırada elimi omzuna bastırdım.

"Otur biraz." Kafasını sallayarak tekrar oturduğunda yanındaki sandalyeyi çekerek yanına oturdum.

"Emin misin iyi olduğuna, hastaneye gidelim ister misin?" Yutkunarak başını iki yana salladı.

"İyi görünmüyorsun Leo. Taksi çağırayım gidelim." Telefonunu bulmak için kalkacağım sırada elimi tutarak geri oturmamı sağladı. Parmakları elimin üzerinde gezinirken vücuduma elektrik dalgalarının yayıldığını hissediyordum.

"İyiyim ben güzelim." Bir anlığına ne yapacağımı bilemeyerek ayağa kalktığımda elim boşluğa düşmüştü. Kalbim depara koşuyordu sanırım.

Gözüm sürekli ona kayarken tabakları mutfağa götürmüş etrafı toparlamıştım. Döndüğümde Leo'da kırık tabakları çoktan toparlamıştı.

"Çıkacak mıyız?" Başımı sallayarak önüne geçtim ve yürümeye başladım.

Evden çıkmış arabaya binmiştik. Leo, emniyet kemerini taktıktan sonra bana döndü.

"Ee nereye gidiyoruz? Rehber sensin bugün."

"Paralarını yiyebileceğimiz bir yere gitmemiz lazım." Sesli gülüşü arabayı doldurduğunda bende güldüm. Arabayı çalıştırdığında siteden ayrılmıştık.

"Sinemaya gidelim diyeceğim ama korkuyorum konuşulanları anlamayacağım diye." Bu sefer ben sesli gülmüştüm. Bana laf çarptığıysa gözümden kaçmamıştı.

"Çevirmenliğini yapacağımı söylemiştim Espresso." Kısa bir an bana bakarak yola döndü.

"Yanımda o kadar para yok o yüzden bu hizmetinden yararlanamayacağım."

"Bu seferlik beleş." Gülerek bana döndü.

"Rota oluşturuldu o zaman." Sinemaya gidiyorduk.

________
Bölüm sonu.

İtalyan Espresso|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin