İKİ AY SONRA
Osman geçip giden günlerin hızına yetişemiyordu. Büşra ve Pervane Türkiye'ye dönmek için karınca misali çalışıyor ve işleri yoluna koymaya hızla devam ediyorlardı. Yapmak istedikleri tek şey oteli en yüksek fiyata satmak ve İstanbul Ankara için yatırım imkanını genişletmeye çalışıyorlardı. Ne kadar çok para o kadar iş. Irak'tan gelen telefonların ardı arkası kesilmemişti ama Osman konuşmaları az buz duyabildiği için elle tutulur bir bilgi edinememişti. Ufak tefek duyumlarla da Türk askerini bilinmezliğin ortasına atmak ona doğru gelmemişti.
Ama onu bu zaman dilimi içinde en çok rahatlatan şey komutanından gelen mesaj olmuştu.
"Sende onunla birlikte hareket edeceksin."
Bu demek oluyordu ki Pervane nereye Osman oraya...
Osman dikildiği kapının önünde aptal aptal sırıtırken buldu kendini ve sinirlenerek etrafına bakındı onu bu halde kimsenin görmesini istemiyordu. Bir an aklından Yakup geçti arkadaşı onu böyle görseydi kim bilir neler derdi ya da yapardı. Osman silkelenerek kendine geldi ve başını kapıya doğru iyice yasladı.
"Bakın para bitti destek bitti ve benim burada ki olayımda bitti. Genç avrupalı zibidilerin aklını yıkayabilecek onlarca adam var. Artık burada durmak bana mantıksız geliyor. Tezimi tamamladım Türkiye'de özel bir üniversitede hocalıkda yapabilirim bu hiç de zor olmaz aksine imajımızı temize çıkarmak gibi olur."
"İyi ama orada ne yapacaksınız Pervane Hanım?" dedi sesini tanımadığı bir genç kız, Osman insanların öfkesini hissedebiliyordu ve bu onu mutlu ediyordu. Hepsi dara düşmüştü ve ne yapacağını bilmez haldeydiler.
Masaya çarpan bir yumruğun çıkardığı sesi kim olsa anlardı. Pervane'de sinirlenmişti. Osman kapıdan uzaklaştı ve rahat bir nefes aldı. Almanya bir süre onlar için sakinliğini koruyacaktı. Pervane'nin sayesinde Almanya'da ki yapılaşmayı çözmüştü. Gözne kestirdiği ve Pervane'nin en çok konuştuğu adamların peşine birileri takılmıştı bile şimdi gençlerin atıığı her adımdan Türkiye'nin anında haberi olacaktı. Ama Topal Cafer'den pek ses yoktu. Net olarak nerede olduğunu kızına bile güvenip söylemiyordu. Osman'ın anladığı bir şey varsa örgüt paraya susamıştı.
Pervane Topal Cafer'şe ne zaman konuşsa para olayına daha çok düşmeye ve sıkıntı çekmeye başlamıştı. Genç kadın acele etmek istemese de işlerin yolunda gitmediğini bildiği için adeta koşarak her şeyi yapmaya çalışıyordu.
***
Pervane tekrar derin bir iç çekerek sandalyesine çöktü ve ona endişeli gözlerle bakan arkadaşlarına baktı.
"Size Türkiye'de ne yapacağımı şuan için söyleyemem ama planlarımız var örgüte maddi ve manevi olarak yardım edeceğiz. İki genç kadının yapacağı yatırım kimsenin gözüne batmayacaktır," dedi ve yavaşça toparlanarak kalkmak üzere olduğunu onlara göstermiş oldu. Daha fazla soruya ve endişeli yüze tahammül edemeyecekti. İnsanların bu kadar korkak olması canını sıkmıştı. Kim için nelere katlanıyorum diye düşünmeden edemedi.
***
Osman iki aydır yüzüne dahi bakmayan Pervane'nin sinirle odadan çıkışını neredeyse mutluluk içinde izleyecekti. Çünkü örgüt Almanya'da sallantıdaydı sıkıntı içine düşmüşlerdi bu da Osman'da göbek atma isteği uyandırıyordu. Ömrü boyunca göbek atmamış bir adam olsa da!
Pervane'ye hâlâ cevap vermemişti belki de genç kadın onunla bu yüzden konuşmuyordu ama Osman tam olarak nedenini de anlamış değildi sadece içten içe Pervane'nin onun yokluğuna ne tepki vereceğini görmek istemişti ama bu isteği ona sessizlik olarak geri dönmüştü. Arabaya bindiklerinde Osman yavaşça arka koltuğa doğru döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK YARASI (Osman Polat)
RomanceOsman Polat bu görev için uygun olmadığını en başından beri biliyordu bunu komutanına anlatmaya çalışmıştı ama başarısız olmuştu. * İki hırçın ve yaralı yürek. İkisininde inançları bambaşka ikisininde korkuları farklı ama kalp atışları gülüşleri ay...