" Yunus sen ne yaptın? " dedim kızgın bir şekilde " Yunus neden böyle bir şey yaptın oğlum sen niye dövüyorsun çocuğu? " dedim. Yunus " Ama o seni öptü. Öpmedi mi yoksa öptü. Bende o yüzden dövdüm. Hem ne olacak sanki altı üstü dudağı patladı. " dedi.
" Tamam Yunus sus. " dedim ve Melih'in yanına gitmeye karar verdim ama gidemedim çünkü iki gündür ben nereye gidersem gideyim Yunus beni kolumdan çekiyor ve anlamadığım şekilde kendimi onun kollarının arasında buluyordum.
Yunusla birbirimize çok yakındık. Yunus benim yüzümü göğsünden kaldırmak için çenemi tuttu ve yüzünün hizasına getirdi. Gözlerime bakarak "O hiçbir zaman sana yaklaşamaz. Kim olursa olsun ama o olamaz. O seni öpemez, o sana sarılamaz, o senin yanında yürüyemez. Çünkü o tam bir or- " derken ben susturdum. Çünkü bende ona küfür yok demiştim. Kızım sende varya her bir şey yaptığında dudağına yapışıyorsun çocuğun. Dudaklarımı Yunus'tan çekmeye çalıştım fakat Yunus bırakmadı.
Yunus sonunda nefes nefese kalınca ayrıldı ve bana bakarak " Ben bundan sonra hep küfür edeceğim. Çünkü ödülü çok güzel ben çok sevdim ödülü. " dedi. Bende " Bende ödülümü çok sevdim ama bu ödül bazen ters tepebilir. " dedim. Nasıl yani diye sormadı ama " Ödülün ne tersi olur sanki a- " dedi. Bu sefer öpmedim. Dudaklarımızın arasında çok az bir mesafe bıraktım. " Aynen böyle ters tepebilir. Bazen öperim bazen süründürürüm. " dedim ama konuşurken dudaklarım dudaklarına değiyordu bu da onu sinirlendiriyordu. Konuşmadan sonra geri çekildim ve Yunus'a arkamı dönerek Melih'in yanına gittim.
" Güzelim ne oldu? Kavga mı ettiniz? " dedi Melih. Bende " Hayır kavga etmedik. Ama bir sıkıntı var yani ilişkimizle ilgili değil ama. " dedim Melihin bir kaşı havaya kalktı. " O zaman ne sıkıntın var?" dedi. Bende " Yunus Keremi dövmüş. Bende buna kızdım. Sonra hani ben küfür edilmesini sevmem ya k küfür edince öptüm. Sonra bu ödülümü ben çok sevdim deyip bir daha küfür etti. Bende onu süründürmek için sadece yaklaştım ve geri çekildim. Sonra da senin yanına geldim. " dedim.
Melih " Güzelim sıkıntı nerede? " dedi. Bende "Yunus beni yanından ayırmak istemiyor. Yani onun yanında olayım kimsenin yanına gitmeyeyim. Yunus bunu istiyor. " dedim. Melih şimdi dediğimi anlamış olacak ki bir elini omzuma koydu. " Güzelim böyle bir şey yapmaz merak etme. Eğer yaparsa icabına biz bakarız. " dedi. Güldüm.
" Ya Melih ben çok sıkıldım hadi oyun oynayalım." dedim. O da " Tamam hadi git sevgilini çağır. " dedi. Ben heyecanlı bir şekilde Yunus'un yanına gittim. Telefonla konuşuyordu. Yanına gidince telefonunu kapattı. Bana bakarak " Sevgilim. Bir şey mi oldu? " dedi. Bende " Hayır oyun oynayacağız. Sende gel. " dedim. Elini tuttum ve oynayacağımız yere gittik. Herkes oradaydı bir biz eksiktik.
" Evet herkes burada. Bir şey soracağım hocalar nerede? Hâlâ çadırdalar mı? " dedi Melih. Rüya "Evet iki gündür çıkmadılar. İşte bir yemek yerken çıkıyorlar o kadar. " dedi. Melihte " O zaman yemek saatine kadar oynayabiliriz, " dedi saatine baktı " tam bir saat var. " dedi. Ortaya şişeyi koymuştu. Yani Doğruluk mu Cesaretlilik mi oynayacaktık.
Bir daire oluşturmuştuk. Elif'in yanına İnci, İnci'nin yanına Rüya, Rüya'nın yanına Kerem, Kerem'in yanına Melih, Melih'in yanına Can, Can'ın yanına ben ve benim yanıma Yunus oturmuştu. Şişe ilk çevrildiğinde Melih ufak bir duyuru yaptı. " Üç doğruluktan sonra bir cesaretlilik mecburidir. " dedi ve şişeyi çevirdi.
Şişe Can ile Elif arasında durdu. Soruyu Can soracaktı. Can " Doğruluk mu? Cesaretlilik mi? " diye sordu. Elif ise " Doğruluk. " dedi. Can biraz düşündü ve " Gerçekten birini seviyor olsaydın ona duygularını açıkça söylermiydin yoksa onun sana karşı duygularının olduğunu anladıktan sonra mı söylerdin? " dedi. Elif " Ben öyle duygu bekleyecek bir kız değilim. Eğer biri beni seviyorsa gelsin söylesin. Belki ben onu zamanla severim. Ya da sevdiğim biri gelip söylesin direk sevgiliyim yani. " dedi hepimiz güldük.
Şişeyi Elif çevirdi. Şişe Rüya ile Melih arasında durdu. Soruyu Rüya soracaktı. " Doğruluk mu? Cesaretlilik mi? " dedi. Melih " Doğruluk. " dedi. Rüya " Sevdiğin biri var mı? " dedi. Melih hiç düşünmeden sanki bu soruyu soracağını biliyormuş gibi " Var. " dedi. Şişeyi Melih çevirdi. Şişe Kerem ile İnci arasında durdu. Soruyu İnci soracaktı.
" Doğruluk mu? Cesaretlilik mi? " diye sordu. Kerem " Doğruluk " dedi. İnci" Sen gerçekten ama Işık'ı sevdin mi? " diye sordu. Ben yan gözümle Yunusa baktım. Sinirli bir şekilde Kerem'e bakıyordu. Kerem " Hayır sevmedim. Sadece Yunus'un elinden bir sevdiğini almak için yaptım. Ama Yunus benden önce davrandı ve aldı. " dedi. Yunus' a baktım. Bana bakıyordu. Çok az bir zaman göz gözeydik. Ben ona doğru biraz yaklaştım ve sarıldım o da bana sarıldı.
Şişeyi Kerem çevirdi. Şişe ben ile Rüya arasında durdu. Rüya soru soracaktı. " Doğruluk mu? Cesaretlilik mi? " diye sordu. Ben " Doğruluk. " dedim. Rüya " Eğer Yunus sana gerçekleri itiraf etmeseydi ya da Yunus ile hiç tanışmamış olsaydın sadece kantinde gördün mesela. O zaman da Yunusu sevsen gidip söylermiydin yoksa içinde mi tutardın? " dedi. Bende " Ben içimde tutardım. Ama şuan memnunum çünkü sevgiliyiz. İkimizde birbirimizi seviyoruz. " dedim. Şişeyi çevirdim. Şişe Can ile İnci arasında durdu. Soruyu İnci soracaktı.
" Doğruluk mu? Cesaretlilik mi? " dedi İnci. Can "Doğruluk. " dedi. İnci " Eğer buradan birini sevecek olsaydın kimi severdin? Yani kızlardan erkekleri boşver. Ve Işık'ı boşver zaten onun sevgilisi var. " dedi. Can " Elif. " dedi. Can Elif der demez Elif başını kaldırdı. Şişeyi Can çevirdi şişe ben ile İnci arasında durdu. Soruyu ben soracaktım. " Doğruluk mu? Cesaretlilik mi? " dedim. İnci " Doğruluk" dedi.
Ben " Birini seviyorsun o da biliyor ama utanıyorsunuz birbirinize söylemeye ne yaparsın hani sen mi gidip söylersin yoksa onun gelmesini mi beklersin? " diye sordum. İnci " Ben söylerim büyük ihtimalle. Çünkü eğer beni svemiyorsa onda takılı kalmam ve başka kişilere bakarım. " dedi. Şişeyi çevirdi. Şişe Yunus ile Melih arasında durdu. Soruyu Melih soruyordu.
" Doğruluk mu? Cesaretlilik mi? " diye sordu. Yunus kulağıma doğru eğildi " Biraz aksiyon katalım oyuna. " dedi. Ve " Cesaretlilik " dedi. Melih Yunus'a çapkınca bakarak beni gösterdi. "Eğer Işık izin verirse onu öpermisin? " dedi. Yunus bana dönerek izin ister gibi gözlerime baktı. Bende gözlerimi bir kere yumdum ve izin verir gibi göz kırptım. Yunus yanağıma bir öpücük kondurduğu sırada Melih " Ben dudaktan bahsetmiştim. " dedi. Yunus " Sence ben onu sizin yanınızda dudaktan öpermiyim? Yani öperim ama burada değil mesela çadırda ya da bizim yerde. " dedi. Melih " Oyun bozanlık yapıyorsun. Hatırlatayım ileride benden isteyeceksin Işık'ı. " dedi. Yunus tekrar bana döndü.
Bu sefer gözleri dudaklarıma kaydı ve yutkundu. Ardından dudaklarıma doğru yaklaştı ve küçükte olsa güzel bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. Bu sefer şişeyi Yunus çevirdi. Şişe Yunus ile Kerem arasında durdu. Soruyu Kerem soracaktı.
" Doğruluk mu? Cesaretlilik mi? " dedi. Yunus "Doğruluk " dedi. Kerem " Gerçekten soruyorum. Işık'ı gerçekten seviyormusun? Yani çıkarların olmadan. " dedi. Yunus yutkundu ardından "Seviyorum. Onu çok seviyorum. " dedi. Ve bana sarıldı. Şişeyi yine Yunus çevirdi ve yine Kerem ile Yunus arasında durdu. Soruyu yine Kerem soruyordu. " Doğruluk mu? Cesaretlilik mi? " dedi. Yunus " Doğruluk " dedi.
Kerem " Işık 'ı severken içinde oyun yok değil mi? Yani hislerin gerçek mi? " dedi. Niye böyle bir soru sorduki ve neden Yunus cevap vermiyor. Yunusa baktım bir yere bakıyordu ve cevap vermiyordu. Ben bile merak etmiştim bu cevabı.
BÖLÜM SONU
Bir bölüm daha bitti. Dediğim gibi bu bölümle beraber hemen Instagram Post bölümünü atacağım. Bu bölümden sonra olaylar başlıyor. Sizce Yunus hangi cevabı verdi? Yorumlara yazın. Bir sonraki bölüm pazartesi günü. Herkesi çok seviyorum. Okuyan herkese teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı ||Texting (ARA VERİLDİ)
Teen Fiction0551***: Seven sevdiğiyle güzelleşirmiş 0551***: Ben de seninle güzelleşebilirmiyim 0551***: Ay ışığım Siz: Pardon kimsiniz? 0551***: Seni seven ve ileride seninle evlenecek kişi Siz: Benim niye bundan haberim yok 0551***: Çünkü bu zamana kadar ben...