Nicky Jam-
-Hasta El AmanecerDylan'dan
'Maze Runner' serisinin 3 filmi 'The Death Cure' için tüm kadroyla toplantımız vardı bu gün. Yine uzun sayılacak bir aradan sonra hep beraberdik. O yüzden ayrı bi mutluydum bu gün. İlk filmde olan Will ve yeni oyuncu arkadaşlarda aramıza katılıcaktı.
Tabi ben Thomas'ı görmek için çok heyecanlıydım. Onunla bu süre boyunca -yanı 2. film sonrası boyunca-
ara sıra, bir-iki defa buluşmuştuk. Hatta kız kardeşlerimiz de yanımızdaydı. Ama ben onunla daha çok vakit geçirmek istiyordum. Tercihen, yani olabilseydi baş başa olmak.Çünkü bu süre zarfında onu çok çabuk özlemeye başlamıştım. Ama o sanki bana bir soğuk davranıyordu. Bana yakın olmaktan kaçınıyordu. Eskiden hiç böyle değildi ve bu yakınlığımızı sorun etmiyordu. Şuan farklılık vardı onda. Değişmiş gibiydi ya da bana öyle geliyordu. Tam anlamıyla arkadaştık, best friend'tık resmen.
Ama ben artık böyle olalım istemiyordum. Ona olan hislerim değişmişti. Artık bunun cidden farkındaydım. Ben ondan HOŞLANIYORDUM -sonunda şükür kabul etti- , onun yokluğunda eksikliğini çok hissediyordum, o yokken bir yanım eksikti.
O yanımda olduğundaysa nedensiz bir mutluluk doluyordu içimi. Gözümü her kapadığımda onun tatlı gülüşü canlanıyordu, naif sesi ise kulağımda.
Şuan onu görmek düşüncesi bile kalbimi heyecanla kaplıyordu.Ama benim için en büyük korkum şuan birini sevip bağlanmak değil, hislerimin karşılıksız olması. Çünkü ilk defa birine karşı bu kadar yoğun, bu kadar içten birşeyler hissediyordum. Tabi birilerini sevip sevgili olmuştum ama bu öyle değildi. Thomas'a olan hislerim çok başkaydı. Daha önce hiç bu kadar birini sevip özlediğimi, birinin bu denli yanında olmak istediğimi hatırlamıyorum.
Aklıma yine Rosa'nın bana ilk bunu söylediği geldi. Şuan gerçekten kalpten bunun gerçek olmasını istiyorum.
Güzelce hazırlandıktan sonra toplantı yapılacak yere yola çıktım. İçimdeki heyecanla ve yüzümde takılı kalan küçük bi gülümsemeyle toplantı salonuna giriş yaptım. Şöyle bir oturanları göz ucuyla süzdüm. Thomas en köşede Jacob'la oturuyordu. Ben de hemen herkesle selamlaşıp onların yanına gittim.
İlk Jacob'la selamlaşıp Thomas'a döndüm ve ona sarıldım. Her ne kadar onun tatlı, hafif pembe yanaklarından, hatta o ince güzel dudaklarından öpmek istesem de ona olan özlemimi sadece sarılarak ve belli etmeden o hoş kokusunu soluyarak giderdim.
Ardından hep birlikte oturup sohbet etmeye başlamışken Ki geldi ve herkese selam vererek Jacob'ın yanına gelip yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Sonra bizimle de sarılıp selamlaşıp yanımıza oturdu.
O zaman fark etmiştim ki sanırım Ki Hong'u biraz kıskanmıştım. Nedensizce bende Thomas'la böyle yakın olmayı düşündüm. Ne kadar da güzel olurdu? Düşüncesi bile içimi hoş etti.Yazardan
Yeniden arkadaşlarıyla bir projede yer almak Will'i çok heyecanlandırıyordu. Oldukça mutluydu da. Bunun başka bir nedeni daha vardı. Çünkü etkilendiği yani hoşlanmaya başladığı kişiyle aynı filmde yer alıcaktı. Onu ilk kez 2.filmi izlediğinde görmüştü, ilk başta oyunculuğunu çok başarılı bulmuştu ve baya etkilenmişti. Sonradan bunun etkilenmeden çok hoşlanma olduğunu anladı. Kendisi de çok şaşkındı bu duruma. İlk kez hiç yüz yüze görmediği bir kişiden hoşlanıyordu.
Heyecanla toplantı odasına gitti ve kapıyı açtı. Ama açtığı gibi biriyle kafa kafaya çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle ikisi de bir adım geri giderken daha kiminle çarpıştığını bile görememişti. Sonra kendine gelip baktığın da o kişi hoşlandığı kızdan başkası değildi.
Bu hayatımın en güzel tesadüfi diye düşündü Will. Sanki kaderde onları bir araya getirmek istiyormuş gibi.
Bu fırsatı onunla tanışmak için kullanıp hemen "Özür dilerim. Fark etmemişim" dedi masumca.Rosa ise biraz kızgınca "Önüne baksana biraz" dedi hala kafasını biraz ovarken. Ama bu halı Will'e çok tatlı gelmişti ve istemsizce gülümsedi.
Rosa buna daha da kızıp "Ne gülüyorsun yaa. Birde pişkin pişkin gülüyor" dedi ve saçını savurup almak için çıktığı kahveleri almaya gitti. Will'se hala onun ardından gülümsüyordu.Sonra toplantı salonuna girdi. Eski tanıdığı ve yeni olan oyuncularla sarılıp selamlaştı ve özlem giderdiler. Hepsi bi arada oldukları için çok mutluydular, bu yüzlerindeki kocaman gülümsemeden bile belli oluyordu. Uzunca geçen özlem dolu sohbetin ardından toplantı yapılmış bütün herşeye karar verilmişti. Ve çekimler için vakit belirlenmişti. Çekimler Güney Afrika'da olucaktı ve 4 ay kadar sürecekti. Biletler şimdiden alınmıştı.
Toplantı sonrası Dylan arkadaşlarıyla sohbet ederken gözü istemsizce, ya da bilerek Thomas'a kayıyordu. Gözlerini ondan alamıyordu. Herzamanki gibi çok tatlı olduğunu düşünüp duruyordu.
Tabi bu durum birinin gözünden kaçmamıştı. Rosa Dylan'ın bakışlarının odağının Thomas olduğunu görüp, söylediği şeylerde haklı olduğunu düşündü. Artık bu, o kadar da onu üzmüyordu, artık Dylan'a olan hislerinin kalmadığını biliyordu. Çünkü Dylan ona hiç bir zaman ümit vermemişti ve öncesinden bunun olamıyacağını, arkadaşı olarak gördüğünü söylemişti. Bu onu başta üzsede artık farkındaydı. Ona olan hisleri gelip geçiciydi. Ondan gerçekten hoşlanmamıştı.
Bunun şuan farkına varmış olsa da geçmişte yaptıkları affedilir şeyler değildi. Dylan'dan özür dilerse affederdi belki ama Thomas etmezdi diye düşünüyordu. Ama ikisinden de özür dilemek istiyordu. Pişman olmuştu yaptıklarına ve bunu düzeltmek istiyordu. İlk Dylan'la konuşup özür dileyecekti.
O bunları düşünürken yanına Will geldi ve "Şey biraz önce olan tanışmamız pek iyi değildi. Ben Will. İlk filmde yer almıştım. Şimdi 3.filmde de varım. Birlikte çalıştığımız için memnunum" dedi gülümseyip elini uzattı.
Rosa başta ters cevap vermek istese de Will'in olumlu ve kibar yaklaşımıyla o da "Bende Rosa. 2.filmden beri buradayım. Memnun oldum Will" dedi hafif gülümseyip Will'in uzattığı elini tutup sıktı.
Will onun cevabına oldukça mutlu olmuştu ve bundan cesaret aldı.
"İlk karşılaşmamız da böyle bi olay olsun istemezdim. Özür dilemek ve bunu telafi etmek için sana kahve ısmarlamak isterim"
Rosa biraz düşündü, kararsız kaldı. Sonra sorun olmadığını düşünüp "Madem ısrar ediyorsun peki o zaman" dedi.
Onlar tatlı bir kafe de sıcacık kahvelerini içip uzun uzun sohbet ettiler ve bir birlerini tanımaya başladılar. İkisi de güzel vakit geçirmişti. Çok iyi anlaşmışlardı ilk karşılaşmalarına nazaran.
Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişlerdi. Kalkıp kafeden ayrıldılar ve vedalaşıp evlerine yola koyuldular.
Will sevdiği kızla güzel bir gün geçirmenin mutluluğuyla evine giderken Rosa Will'in düşündüğü gibi biri olmadığını, çok sıcakkanlı, samimi, hoş biri olduğunu düşünüyordu..
~~~
Bence hoş bir bölüm oldu.
Hele Dylan'in kısımları tam karma gibi olmadımı??
Yazarken çok keyif aldım.Umarım sizde seversiniz
Okuduğunuz ve oylarınız için şimdiden teşekkürler
Newtella'larım 💙Bir dahaki bölümde görüşmek
üzere 😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IRRESISTIBLE FEELS ♡
FanfictionHer şey yolunda giderken bir gün sette Thomas'ın Dylan'ı yanlışlıkla öpmesi ikisininde içindeki karşı konulamaz hislerini ortaya çıkaracaktı... Başlangıç: 12.11.2022 Final: 09.12.2023 1. #dylmas 26.11.2022 1. #mazerunner 02.12.2022 1. #new...