İlerleyen bölümlerde Araz ve Aylinin arası bozukken olabilecek bir sahne 👇
"Ya dersi akşam yaparız Melek, biliyorsun saat ikide kafede olmam gerek."
Araz teneffüste aynı Aylin ve Melek, ve bir kaç başka öğrencinin yaptığı gibi, sınıfta kalmıştı. Konuşmayı duyunca başını sıradan kaldırdı. İster istemez Aylinin o saatte kafede ne yapacağını düşündü. Aklına ilk gelen şey ise, Aylinin birisi ile buluşması idi.
Zamanında planladığı şeyler ortaya çıkmıştı ve Aylin ondan uzak durmaya başlamıştı. Yaşadıkları onca şeyden sonra bu daha da can alıcı olmuştu Araz için. Ve Araz şimdi de Aylinin hayatına başka birinin girme ihtimalini düşününce ne kadar bozulduğunu hissetti.
Halbüki hislerini daha önceden kabul etmiş olsaydı, şuan Aylin ona kızgın olmaz ve aralarında da bu mesafeler olmazdı belki de."Bilmez miyim, neredeyse her gün oradasın."
Aylin güldü. Araz uzaktan da olsa Aylin'i gülerken görünce mutlu oldu ve ister istemez o da gülümsedi.
Fakat bütün ders boyunca tek bir şeyi düşünebildi. Aylin'i ve gideceği kafeyi. Sadi hoca ona bir kaç kez seslenince duymadı bu yüzden ve bu da bir nevi rezil olmasına sebep oldu.
"Oğlum cevap versene," dedi Vural arkasını dönerek.
"Şey, soru neydi Sadi hocam?"
Arazın bu kadar nazik cevap vermesine Bora ve Sabri güldü, Vural da 'ne oldu sana?' der gibi baktı.
Araz herkes ona bakınca Aylinin oturduğu tarafa baktı, o da bakıyor mu diye. Fakat Aylin diğerlerinin aksine önündeki kitaba bakmayı tercih etti.
"Kelebek burada değil gibi, sorunun cevabını bilen başka birisi var mı?", diye sordu Sadi ve ders böyle devam etti.
Saatler sonra okul bitince, Araz Sadi hocanın isteği ile onunla konuştu. Acelesi olduğunu söylemek istedi, ama Sadi ona sebebini sorar diye de çekindi. Bu yüzden Aylinin konuşurken dediği saatten bir saat sonra gideceği kafeye ulaşmıştı.
Araz bir masaya oturup menüyü yüzüne tutarak Aylini aradı gözleri ile. Fakat Aylin hiçbir yerde yoktu. Arazın aklına bin bir tane senaryo gelirken, karşısına birisi oturdu.
"Araz?"
Gizemdi bu. Araz yavaşça menüyü indirdi.
"Gizem, ne işin var burada?"
"Aynı soruyu ben de sana sorabilirim, ne işin var burada böyle yalnız?"
Araz cevap verecekken, tanıdık bir ses:"Size ne getirebilirim?", diye sordu.
Araz Ayline baktı, o da elindeki defterden başını kaldırınca önce Arazı, sonra da Gizemi gördü.
"Gizem, Araz?"
Araz hafif gülümseyerek Ayline baktı. Sonra karşısında Gizemin oturduğunu ve Aylinin durumu yanlış anlama ihtimali olduğunu anladı.
"Ben bir Cappuccino alayım," dedi Gizem.
Aylin kafasını olumlu anlamda salladı ve deftere siparişi yazdı.
"Peki sen Araz?"
"Su," dedi Araz.
Cebinde iki tane kahveye verecek para yoktu, zaten buraya kahve içmeye de gelmemişti. Aylin arkasını dönüp giderken, Araz peşinden baktı. Aylinin zengin olmasına rağmen çalışmasını anlamamıştı.
Ama diğer taraftan da takdir etmişti onu.Gizem ve Araza siparişleri getiren kişi başkası oldu. Araz Aylinin yüzünü tekrar görebileceğini ümit edip beklemiş olsa da.
Aylin bir süre sonra ikilinin bıraktığı boş masayı toplarken Gizem ve Arazın nereye gittiğini düşündü. Canı yanmıştı. Bunca şeyden sonra Arazın, onun hislerini umursamadan, onun çalıştığı yerde Gizem ile buluştuğunu görünce. Arazın umrunda olmadığını düşünüyordu, yaşadıkları her şeyin bir oyundan ibaret olduğuna inanıyordu. Ama kendini Arazı kıskanmaktan da alıkoyamıyordu.
Saatler sonra Aylin kafeden çıktı ve evin yolunu tuttu. Yola koyulduğunun üçüncü dakikası arkasında birisinin ona seslendiğini duydu. Araz...
Aylinin durması Arazın yetişmesine yardımcı oldu.
"Ben sana -"
"Gerek yok," dedi Aylin ve bir adım öne attı. Araz onu kolundan tutunca durmak zorunda kaldı.
"Bırak kolumu Araz."
"Yalnızca yanından yürümeme izin ver, zaten aynı yol. Aylin, lütfen."
Aylin kolunu kurtardı ve Araz yanindan yürürken tek bir kelime etmedi.
Araz ara sıra ona, ara sıra yola baktı. Aylinin eskiden olduğu gibi ona gülümsemesini istiyordu. Ama Aylin tam aksine, Arazın yanında gülümsemeyi bırakıyordu. Ve bu durum Arazın canını yakıyordu.
"Gidecek başka bir yer mi yoktu da, buraya geldiniz?", diye sordu Aylin aniden.
Araz kaşlarını çattı.
"Anlamadım?"
"Koskoca İstanbulda gidecek tek kafe benim çalıştığım yer miydi Araz? Gizemle istediğin yerde buluş, ama neden burası?"
"Aylin ben Gizemle buluşmadım, o oturdu masaya."
"Eminim öyledir."
Araz Aylinin kolunu tuttu yine. Yüzünü görmek istiyordu, çünkü ses tonu hiç hoşuna gitmemişti. Aylinin yüzünü görmek için elleriyle yüzünü kavradı. Bir süre göz göze gelseler de, Aylin Arazın ellerini itti.
"Uzak dur benden."
"Ben kafeye kimseyle buluşmaya gitmedim, ben oraya -"
Araz duraksadı. Aylin doğruları öğrenince daha da kızacaktı, bundan emindi.
"Sen ne? Konuşsana."
"Ben Melek ve seni konuşurken duydum."
Aylin kaşlarını çattı. Önce anlamadı, ama sonra jeton düştü.
"Benim buraya birisi ile buluşmaya geldiğimi sandın."
"Evet, o yüzden geldim," dedi Araz boynunu bükerek.
"Öyle olsaydı ne yapacaktın peki Araz? Hem hangi hakla, sen benim neyimsin ki?"
Araz planının ne olduğunu bilmiyordu. Aklından sadece buraya gelmek geçmişti. Bilmek istemişti, Aylini kaybedip kaybetmediğini.
"Konuşsana. Senin her şeye bir cevabın vardır, şimdi mi yok?"
"Bilmiyorum, tek bildiğim şey buraya gelmek istedim ve geldim."
"Doğru sen istersin ve yaparsın. Başkaları ne istiyor, ne hissediyor umrunda değil. Kalpleri mi kırılmış, canları mı yanmış kime ne değil mi?"
"Aylin," dedi Araz yalvaran bir ses tonu ile. Aylinin yüzünde gördüğü bu kırgınlık onu çok üzüyordu.
"Eğer seni mutlu edecekse, bir daha karşına çıkmam. Okulda yok muşum gibi davranırım, sesimi duymaman için elimden gelen her şeyi yaparım. Yeter ki sen eskisi gibi gülümse."
Aylin Araza baktı. Emin olamıyordu, samimi olup olmadığını anlamaya çalıştı. Sonra aklına Arazın yaptıkları geldi.
"Sakın umrundaymışım gibi davranma. Değilim çünkü."
Aylin eve doğru yürümeye başladı tekrar.
"Özür dilerim, senden özür dilerim. Ama her şeyi düzeltecem Aylin. Sana söz veriyorum," diye bağırdı Araz peşinden.
Aylin hızlı adımlar ile eve girdi. Meleğin soru sormasına fırsat vermeden odasına girdi ve kapıyı kapattı. Sonra da duvara yaslanarak oturdu ve ağladı. Arazın verdiği söz geldi aklına.
Bütün bunlar her şeyin düzelmesini sebep olmazdı. Aylin Arazın yanında kendini ilk defa tam anlamıyla anlaşılmış ve mutlu hissetmişti. Şimdi ise kendini yine bir kalabalığın içinde yapayalnız hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arlin İçin Kısa Hikayeler
FanfictionArlin için tek bölümlük sahnelerden oluşan bir kurgu.