38. Bölümde Araz ve annesi birlikte tamirhaneye geldiğinde Aylin ile sahnesi.
Araz annesi ile tamirhaneye vardığında, içeride tahmininin aksine Aylin bir sandalyeye oturmuş ve yüzünü ellerine gömmüştü. Ağlıyor muydu? Arzu Arazın baktığı yere baktı.
"Bu kız kim?"
"Aylin...Şey-"
"Ben anladım oğlum," dedi Arzu ve elini Arazın omzuna koyarak gülümsedi.
Arzu ikiliyi rahatsız etmek istemediği için dışarıda bekledi ve ateşin karşısına oturdu.
Araz ise yavaşça içeriye girdi. Ayak seslerini duyan Aylin anında başını kaldırdı ve Araza baktı. İlk önce onun gerçek olup olmadığını sorguladı.
Fakat Araz kısık bir sesle:"Aylin, özür dilerim..", diyince gerçek olduğunu anladı.
"Araz!"
Aylinin ayaklanması ile Araza koşarak sarılması bir oldu. Aynı zamanda ağlamaya başlamıştı. Deminden beri geri ittiği göz yaşları mutluluktan ve hala içinde var olan o korkudan ötürü bir bir akıyordu.
"Sana bir şey olacak diye çok korktum. Niye gittin, niye habersiz bıraktın beni?"
Aylin ilk defa bu kadar sıkı sarılıyordu Araza. Onu bırakmak istemiyormuşcasına, kaybetmekten korktuğunu belli edercesine. Araz bu duruma şaşırdı. Aylin normalde güçlü durmaya çalışan bir insandı, ama şuan hisleri çok net belli oluyordu. Çok korkmuş olmalıydı..
Araz Aylinin saçlarını yavaşça okşayarak sakinleştirmeye çalıştı onu. Bir yandan da gözlerini kapatarak saçlarından öptü Aylin'i. Tek korkan Aylin değildi. Araz giderken ölüme gittiğini ve Aylin'i bir daha göremeyeceğini düşünerek gitmişti. Ama şimdi ona tekrar sarılabilmenin mutluluğu sarmıştı içini.
"Iyiyim ben, Sadi Hoca ile Songül abla geldi ve her şey halloldu. Annem de burda hatta."
Aylin Arazdan ayrıldı ve yüzünü avuçlarının arasına alarak iyice inceledi. Arazın hala yaralı olan yüzünde çocuksu bir gülümseme vardı. Araz Aylinin ellerini kavradı.
"Gerçekten iyiyim, hiçbir şey olmadı. Ağlama, lütfen.."
Araz Aylinin yüzünü avuçlarının arasına aldı ve baş parmakları ile göz yaşlarını sildi.
"Prenseslere ağlamak yakışmaz, senin gülmen gerek..Gülünce çok güzel oluyorsun çünkü."
Aylin yüzünde duran Arazın ellerini kavradı, onları önce öptü, sonra da ellerini indirdi.
"Niye, ağlayınca çirkin mi oluyorum?"
"Sen hiç çirkin olabilir misin?"
Aylin gülmeye başladı. Arazın ellerini bıraktı, ve yaşlarını sildi, sonra da:"Nerde?", diye sordu. Araz kimi kastettiğini anladı hemen ve sağ eliyle dışarıyı, ateş kenarını işaret etti.
Aylin gözleri hala buğuluyken gülümsedi. Arazın yıllar sonra annesine kavuşmuş olması onu çok mutlu etmişti. O Arzuya bakarken, Araz bir şey farketti.
"Dur bir dakika, bu saatte burda olduğuna göre.. Sen mi haber verdin Sadi Hocaya yoksa?"
Aylin tekrar Araza baktı.
"Başka çarem yoktu, silahı aldığını görünce çok korktum. Bir tek o halleder diye onu aradım. Sen resmen ölüme gittin Araz ve ben burada elim kolum bağlı oturamazdım.. "
Araz gülümsedi. Birisinin onun için endişelenmesi hoşuna gitmişti aslında, ama bir yandan da Aylinin üzülmesine sebep oldu diye kendine kızdı. Bu yüzden Aylin'i yine kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Aylin ise gözlerini kapatıp anın tadını çıkardı.
"Aylin Sadi Hoca süpermen gibi adam resmen. Yani elimden o silahı alması, beni kenara itmesi. Bir an noluyor dedim? Bu adam gerçekten öğretmen mi? Yani Mahir hocayı bu aksiyonda düşünemiyorum."
Aylin ister istemez güldü. Araz da ona eşlik etti.
"Biliyor musun, resmen Sadi Hoca ile adam dövdüm. Sırt sırta adam dövdük ya, çok havalıydı. Keşke sen de beni o aksiyonda görseydin, bana kesin tekrar aşık olurdun."
"Serseri," diyerek Arazın koluna vurdu Aylin, ama bir yandan da güldü. Araz yine napıp edip güldürmüştü onu.
Arzu bir süre önce ayaklanmıştı ve dışarıdan ikisine bakıyordu. Oğlunun onu mutlu eden birini bulması hoşuna gitmişti. Arazdan bu kız hakkında daha fazla şey duyacağına emindi.
Aylin Arazdan ayrıldı. O sıra Arzu yavaş adımlar ile içeri girdi.
Aylin Arzuyu görünce gülümsedi, biraz tereddüt etse de, elini uzattı ve "Ben Aylin," dedi. Arzu gülümseyerek elini sıktı.
"Ben de Arzu, Arazın annesi."
Araz gülümseyerek bir annesine, bir Ayline baktı.
Aylin anne oğlun bunca sene sonra bir araya gelmesine hem çok sevinmişti, hem de onları yalnız bırakması gerektiğini anladı.
"Şey.. Ben sizi yalnız bırakayım. Sonra yine konuşuruz."
"Tamam, sen nasıl istersen kızım."
Aylin duraksadı. Ona uzun süredir böyle hitab eden olmamıştı ve bu durum haliyle afallamasına sebep oldu.
Araz Aylinin elini kavradı, Arzu ise ikisine baktı.
"Ben yanlış bir şey mi dedim yoksa?"
"Yoo hayır, ben sadece.. Çok sevindim, sizin için, Araz için. Umarım hep böyle bir arada olursunuz."
Aylin tamirhaneyi terk edince Arzu Araza kötü bir bakış attı.
"Oğlum kızın peşinden gitsene, bu saatte yalnız başına gönderilir mi? Hadi koş peşinden."
Araz Arzunun dediği şeyi idrak edince, ikiletmeden tamirhaneyi terk etti ve Aylinin peşinden koştu. Arzu da peşinden güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arlin İçin Kısa Hikayeler
FanfictionArlin için tek bölümlük sahnelerden oluşan bir kurgu.