Araz Ve Aylin (17)

158 18 2
                                    

Aylin annesinin öldüğünü öğrendikten ve anneannesinden hesap sorduktan sonra sessizliğe bürünmüştü. Yol boyunca sessiz kalınca Araz arasıra ona bakmayı ihmal etmedi. Aylin için endişeliydi. Bir yandan da kendini suçluyordu. Çünkü Aylinin ümitlenmesini sağlamıştı ve şimdi Aylin ilk başta olduğundan daha da büyük bir çıkmazdaydı.

"Aç mısın, bir şeyler yiyelim mi?"

"Hayır."

Aylin ağlamıyordu, yüzünde de bir donukluk ve ifadesizlik vardı.
Araz ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu. Onu bu halde eve götürürse Melek sorular sorardı, ayrıca aklı da Aylin de kalırdı. O yüzden onu tamirhaneye getirdi. Aylin bunu yadırgamadı, soru da sormadı. Sadece Arazı takip etti.

Aylin koltukta otururken Araz bir ateş yaktı ve ara sıra ona baktı bir değişiklik var mı diye. Ama Aylin uzaklara dalmıştı.

"Hadi ateşin yanına otur, üşüme," dedi Araz ve Aylinin elini kavradı. Elleri buz gibiydi, ama Aylin bunu bile farketmeyecek kadar büyük bir boşluktaydı. İkisi ateşin karşısına oturdu. Aylin ateşi izlerken, Araz onu izledi. Onun neler hissettiğini tahmin bile edemiyordu. Aylinin bütün umudu bir anda yıkılmıştı. Haklı çıkmıştı maalesef.

"Konuşmak ister misin?"

Aylin başını olumsuz anlamda salladı.
Araz başını başka yöne çevirdi.

"Ama dinlemek isterim. Bana kendinden bahsetsene biraz," dedi Aylin titreyen bir sesle.

"Ne?", diyerek ona baktı Araz.

Araz bir süre düşündü. Aylinin ne duymak istediğini bilmiyordu, ayrıca yanlış konulara değinmekten korkuyordu.

Aylin ona bir bekleyiş içinde baktı. Araz güldü önce, sonra konuşmaya başladı.

"Çocukken asla büyümek istemiyordum biliyor musun, hep çocuk kalmak istiyordum. Belki bilirsin, Peter Pan filmini. Oradaki çocuklar gibi asla büyümediğim bir ülkeye gitmek istiyordum. Abim bu yüzden benle dalga geçerdi hep. Zaten hiç büyümediğimi söyler, ona göre ben hala çocuğum. "

Aylin Arazı izledi sessizce. Araz yere bakıp konuşuyordu.

"Gerçi Peter Pan olmak yerine, Captain Hook oldum. Hırsız ve -"

"Sen kötü değilsin," dedi Aylin Arazın ne diyeceğini tahmin ederek. Araz ona baktı. Aylin belli belirsiz gülümsedi.

Sesi yorgun geliyordu, yaşadıkları ona ağır gelmişti, bu her halinden belli oluyordu.

"Beni, gerçek Arazı, sadece sen görüyorsun Aylin."

Aylin Arazın yanına kaydı, başını onun omzuna koydu ve önünde yanan ateşi izledi. Araz da kolunu Aylinin omzuna koydu ve kendi başını onunkine yasladı.

"Anneannem büyük bir hayal kırıklığı yaşamama sebep oldu. Böyle bir şeyi yapan bir insanla akraba olmak beni çok üzdü... Belki de bu yola hiç girmemeliydik."

Araz başını kaldırdı, Aylin de aynısını yaptı ve birbirlerine baktılar.

"Öyle düşünme. Enazından annen seni bırakmamış Aylin, o senden haberdar bile değilmiş. İstersen yarın birlikte mezarına gideriz, ve sonra da babanı aramaya başlarız."

Aylin kaşlarını çattı. Bunu düşünmemişti. Gerçekten babasını bulmak istiyor muydu? Yine hayal kırıklığı yaşamaktan korkuyordu.

"Ya o da.."

"Hayır, sakın olumsuz düşünme. Onu bulucaz ve onunla konuşacaksın. Ve ben bu süreçte her zaman senin yanında olucam. Sen yalnız değilsin, Araz yanında."

Aylin bir süre öylece Araza baktı, sonra aniden ağlamaya başladı. Araz onu kendine çekti ve omzunda ağlamasına izin verdi.

Arlin İçin Kısa Hikayeler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin