Araz Ve Aylin (13)

277 16 2
                                    

Arlinin arası bozukken (Gerçekler ortaya çıktığı için) Vural ve Araz dertleşmesi olsa...

Vural tamirhaneye girdiğinde Araz koltukta oturmuş kendi başına çay içiyordu. Uzaklara dalmıştı gözleri, ne düşündüğü belli değildi.

Vural Arazın karşısına oturdu. Araz onun geldiğini bir kaç dakika geçince anladı.

"Bu saatte ne işin var burada?"

"Seninle konuşmaya geldim. Bu saatte burada senden başka kimse olmaz diye şimdi geldim. Yalnız konuşmak için."

Araz elindeki bardağı kenara koydu.

"Sebep?"

Vural dik oturdu ve arkadaşına ciddi bir bakış attı.

"Sen, daha doğrusu iki haftadır var olan Araz."

Araz gülümsemeye çalıştı, ama işe yaramadı. Vural ciddiydi.

"Ne varmış halimde?"

"Cidden soruyor musun? İki haftadır var ile yok arasındasın. Kimseyle doğru düzgün konuşmuyorsun, gelinciklere sataşmıyorsun. Biz sana iki üç defa seslenene kadar cevap dahi vermiyorsun. Ruhsuz ve isteksizsin."

Vural Arazın ruh halini çok iyi özetlemişti. Araz başını başka bir yöne çevirdi. Bütün bunlar kendiliğinden oluyordu. Araz içindeki üzüntüyle baş etmeye çalışıyordu. Eğer konuşursa paramparça olurdu, susmak da onu yoruyordu aslında.

"Evet, dinliyorum. Sebebi ne?"

"Bir sebebi yok, öyleyim işte. Canım böyle olmak istedi, ben de böyleyim," dedi Araz Vural'a bakarak.

Araz eski Araz gibi konuşmaya çalıştı. Her şeyi tiye alan, hep dalgaya vuran Araz gibi.

Ama Vural inanmadı, çünkü Arazı tanıyordu ve bu davranışı hiç normal değildi.

"İnanmıyorum sana. Ben seni yıllardır tanıyorum Araz. Seni benden ve abinden daha iyi kimse tanıyamaz. Seni üzen bir şey var, canını yakan."

"Arazın canı yanmaz, Araz can yakar. Unuttun mu?"

Vural ayaklandı. Gitmek için bir adım uzaklaştı, fakat fikrini değiştirdi ve tekrar arkasını döndü.

"Aylin mi?"

Arazın yüz ifadesi değişti. Yüzünde bir soru işareti vardı Vural'a bakarken. Vural emindi, Arazın tepkisi onu ele vermişti. Bir süre öylece Araza baktı.

"Anlat, " diyerek tekrar yerine geçti Vural.

"Sevda mı anlattı?"

"Tahmin yürüttüm. Bir de sürekli Ayline bakman vardı, Aylinin aniden sana davranışı değişti. Biranda eskisi gibi öfkeli konuşmaya başladı seninle. Bu yüzden konunun onunla alakası olduğunu anladım. Şimdi olup biteni anlat."

Araz bir iki yudum aldı çayından.

"Neyi? Nasıl her şeyi hiç ettiğimi mi? Kendi aptallığım yüzünden bana değer veren insanı nasıl üzdüğümü mü?"

Araz asla kendini yermezdi. Asla kendini suçlamaz ve kimsenin de ona laf söylemesine izin vermezdi. Ama bu sefer kendini eleştirmişti, hem de düşünmeden.

"Naptın Araz?"

Araz yutkundu ve Vural'a yaptığı hataları bir bir anlattı. Vural Aylin ve Arazın gizli saklı buluşmasına şaşırmadı. Ama Arazın bu süreçte Gizemle de görüştüğünü duyunca göz devirdi. Aylinin tepkisi pek de şaşırtmadı onu.

"Dediğin gibi, aptallık bu yaptığın. Sen gerçekten seni asla sevmeyen ve sevmeyecek olan Gizem için Aylin'i mi üzdün? Hem de senin Gizeme hissettiklerin bir takıntıdan ibaretken?"

"Aklından ne geçiyorsa söyle. Hakaret et. Ya da en iyisi döv beni. Belki o zaman beynime kan gider."

Vural gülmemek için kendini kasttı.

"Ben mahvettim her şeyi. Benim suçum. Zaten Aylin'i hiç haketmedim ki ben. Yani bir bana bak, bir Ayline. O ancak muzlu süt gibi kişilerle olur, benim gibi tescilli bir hırsız ile değil."

Vural göz devirdi.

"Melodramayı bırak."

"O ne be?"

Vural derin bir nefes alıp verdi.

"Yani kendini acındırma, hatalısın. Aylin senin hırsız olmanı önemsememiş bile, kız seninle her şeye rağmen sevgili olmuş. Sen burda olayı hırsızlığa getiriyorsun. Sorun senin yaptığın hatalar. Sen iki kızı aynı anda idare etmişsin, Aylin buna kızmakta çok haklı. Ne bekliyordun, aferin mi diyecekti?"

"Sen nasıl arkadaşsın? İnsan bari biraz üzülür."

"Araz, sen kendin yaptın, şimdi de bedelini ödüyorsun. Her şey senin elinde. Ya Aylin için savaşırsın, ya da onu sonsuza kadar kaybedersin. Artık kendine hislerini itiraf et, oyun oynamadan, dürüst bir şekilde sevdiğin kızı geri kazanmaya çalış."

"İyi de, Aylin bana geri dönmez. Ölsem de yapmaz bunu."

"Savaşmadan bilemezsin. Kim bilir, belki Aylin de seni seviyordur ve sensiz kalmak onu üzüyordur."

"Harbiden seviyor mudur beni? Beni?", dedi Araz kendini işaret ederek. Buna inanması güçtü, ama aynı zamanda bunun gerçek olma ihtimali onu inanılmaz mutlu etti.
Araz uzun süre sonra gerçekten gülümsedi.

Belki de Vuralın dediği gibi, Aylin için savaşması gerekiyordu. Oyun oynamadan, dürüst bir şekilde hareket ederek Aylin'i tekrar geri kazanmak için mücadele edecekti.

Arlin İçin Kısa Hikayeler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin