10- En Derinden

30 4 2
                                    




Bade, Yağız'ın yanından ayrıldıktan sonra direkt eve gitti. Yüzleşmesi gereken birden çok şey vardı. Eve usul usul girdi. Ama o her zaman yaptığı şeylerin hiçbirini yapmadı. Çantasını belki de ilk defa gelişi güzel bir şekilde kapının girişine attı. İlk iş kendisini banyoya atmak oldu. Üzerinde ne varsa çıkarıp, sıcak ya da soğuk ayarı yapmadan girdi duşun altına. Sıcak ya da soğuk umrunda değildi, umrunda olsa ne yazar. Farkında değildi zaten.

Yıkanmadı. Yıkanmak, temizlenmek, kirlerden arınmak için girmedi o suyun altına.

Düşünceleri de o suyla birlikte akıp gider belki diyeydi.

Banyoda bir hayli kaldı. Öyle bir aştı ki zamanı. Ama ne zaman umrundaydı ne de o akıp giden su.

En sonunda aklına geldi de öyle çıktı duşakabinin içinden. Banyo dolabını açıp kendisine bir bornoz çıkartıp, üzerine geçirdi.

Banyodan çıkıp ağır ağır salona yürüdü. Normalde her zaman açık tuttuğu televizyonu bu defa hiç açmamıştı. Kumanda neredeydi? Onu bile bilmiyordu. Bunlar umrunda değildi çünkü. Üçlü koltuğa attı kendini.

Kafasının içinde sadece ve sadece Azra ismi dolanıyordu. O duruyordu. Şirin adı dönüyordu başının etrafında. Azra ve Yağız'ın adını yan yana her hayal edişinde kalbini binbir parçalara ayırıyorlardı sanki.

Şirin gerçekten de Azra'nın kızıydı. Şimdi daha iyi anlıyordu. Sadece gözleri Yağız'a benziyordu. Ama şimdi Şirin'i bütünüyle düşününce Azra'ya çok benzediğini anladı. Nasıl baştan gelmemişti ki aklına bu benzerlik? Gelmemişti işte.

Nasıl yakınlaşmışlardı acaba?

Yağız düşündüğü gibi olmadığını söylemişti. Bade ne düşünüyordu ki tam olarak?

İlk kim adım atmıştı mesela? Öpmek için ilk hangisi hamle yapmıştı? Haz almışlar mıydı bu birliktelikten? Peki ya ertesi gün, o günün sabahında ne olmuştu? Daha mı yakınlaşmışlardı yoksa daha mı uzaklaşmışlardı? Şirin'i nasıl öğrenmişlerdi? Birlikte bebek için kontrole gitmişlerdi. Yağız, Azra'nın elini de tutmuş olmalıydı.

Bunları düşünüp düşünüp duruyor ama her defasında en sonucunda Azra'nın ölmüş olduğu geliyordu aklına.

Son kez güç topladı ve ayağa kalktı Bade. Yağız'ın verdiği defteri aldı ve geri döndü demin kalktığı koltuğa.

Defter öylesine tanıdıktı ki.

Bir gün okulu ekip gezmeye gitmişlerdi. O gün şöyle bir gözlerinin önünden aktı gitti Bade'nin. İkiside defter, kalem böyle ıvır zıvır şeylere bayılırlardı. Girdikleri mağazanın birinde görüp aldıkları bir defterdi bu defter. Hatta aynısından Bade'de vardı. Yıllar önce bu defteri içlerinden geldiği gibi dolduracaklardı ve sonra bir gün birbirlerine geri teslim edeceklerdi.

Elindeki defteri evirdi çevirdi. Açmaya ölesiye korktu. O yüzden kendini oyalayabildiği kadar oyaladı. Ama sonra bunun anlamsız olduğunu fark edince açtı kapağını. Azra'nın kendi adı ve soyadının yazılı olduğu el yazısı karşıladı onu.

Bu defteri baştan sona okumayı çok istiyordu, ama bunun hepsinin ağır geleceğini düşünüyordu. Üstten geçerek, sadece göz ucuyla bakarak değiştirdi sayfaları. Sadece bir tek şey aradı defterde. Azra bu defteri ona vermesini boşa istememişti. Evet verilmiş bir söz vardı ama onu biraz tanıdıysa mutlaka okuması gereken bir şey vardı. Ve onu şimdi okuması gerektiğini biliyordu.

Son sayfalara gelmişti neredeyse. Sadece birkaç yaprak boş kalmıştı. Biraz daha geri geldi. Büyük harflerle yazılan yazıda durdu gözleri.

Canım arkadaşım Bade'ye, son kez.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 10, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SaudadeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin