Taehyung'dan..
"Efendim hoseok beyi kaçırdık elimizden saldırıyı planlayan da bizzat kendisi ve yujun onun yanında.." dedi korkuyla titreyen adam. Özür mahiyetinde hafifçe eğildi önlerinde. Suga hyung elini yandaki komidine sertçe geçirip ayaklandı.
Eliyle işaret ederek "çıkabilirsin!" Dedi bağırarak. Ne oluyordu anlayamıyordum tek bildiğim o kişinin kardeşleri olduğuydu. Fakat bir kardeş ötekini neden öldürmeye çalışırdı ki?
"Siktir, nasıl yapar bunu lanet olsun!" Dedi hyung eline aldığı lambayı fırlatırken. Tuzla buz olan lambada takılı kaldı gözlerim. Olduğum yerden hafifçe doğrulup ivana baktım. Kaşlarını çatmış boşluğa doğru öfkeyle bakıyordu.
Ellerini yumruk haline getirip yatağa vurdu ve aniden kalkmaya çalıştı. Hızla bedenini tutup mani olmaya çalışsam da durmuyordu bir türlü. Hyung aceleyle gelip diğer kolundan tuttu. "Ne yapıyorsun ivan dur artık daha yeni dikiş atıldı." Dedi sitemli hyung.
"Bırak beni hyung bırak ki onu deliğinden çıkarıp bu yaptığının hesabını sorayım!" Sesi tüm odada yankılanıp kulaklarıma ulaştı. Öfkesi hiç olmadığı kadar fazlaydı.
"İvan beni dinle şimdi zamanı değil sakin ol ve dinlen biraz, bunu konuşacağız." Dedi eliyle pat pat omzuna vurarak. İvan dinlememekte ısrarcı olsa da sırtını tekrar yasladı yatağın başlığına. Esas içime oturan korku yujundu.. Ben ondan tamamen kurtulduğumu düşünürken tıpkı o günki gibi bir yolunu bulup kaçmıştı..
"Lanet orospu çocuğu! Beni öldürmek istedi sikeyim! Ben onu yaptıklarına rağmen korurken bana bunu layık gördü." Hyungun elinde çırpınırken bağırdı ivan. Gözleri kızıla çalıyor durmadan küfürler savuruyordu. Onun için en ağır şeydi buydu belki de.
"Şştt tamam biliyorum yaptığı şey affedilir değil ama sana diyorum ki yeri değil artık sakin ol kendine zarar veriyorsun." Dedi hyung göz ucuyla beni işaret ederek. İvan ne dediğini anlayınca korku içinde bakan gözlerime döndü. Sıktığı yumruklarını gevşetip derin bir nefes aldı.
Sakinleşmek zor olsa da elinden geldiğince sakin kalmaya çalışıyordu. Hyung elini çekip birkaç adım geriye gitti ve jiminin ellerini tuttu. "Biz çıkıyoruz jimini eve bırakacağım sende sadece dinlen ve bir kere olsun beni dinle." Odanın kapısında ulaşıp eliyle gözüm üzerinde diye işaret ettikten sonra çıktı hyung.
Jimine el sallayarak veda ettim ve peşlerinden kapıyı kapattım. Tamamen yalnız kalmanın verdiğini gerginlik ve onun sinirli yüzüne bakmanın verdiği korkuyla kapının ucunda bekliyordum. Hafifçe öksürüp bana baktı.
"Gel yavrum yanıma." Dedi yorganı kaldırarak. Şimdi yüz ifadesi daha sakin ve gülerek bakıyordu. Birden basan sıcak ve utançla yanaklarım yanıyordu adeta. Ayaklarım yere mıhlanmış gitmek istemiyordu.
"Küçüğüm neden kızardın öyle gel utanma." Dedi hafifçe kıkırdayarak. Bir anda neden böyle çekinmiştim bilmiyordum. Titrek adımlarımı ona yöneltim yanında durdum. Yaralı olmayan koluyla belimi yakalayıp hızla dizine çekti ve yorganı üzerimize örttü.
yüzünü buruştununca canının acıdığını anlamıştım. "Kendi canını yakıyorsun bırak ben koltukta yatayım." Dedim kalkmaya çalışarak, fakat daha fazla kucağına çekip iyice kavradı belimi.
"İlacım senken nasıl canım acısın esas kalkarsan acır canım." Dedi burnumun ucuna bir öpücük konduruken. Gülerek kucağından kalktım ve yanına geçtim. Bedenini tutup yatırırken bende dikkatle göğsüne yerleştim.
"Artık ağlama olur mu güzelim, gözlerinin halini gördükçe kendimi öldürmek istiyorum benim yüzümden tek bir yaş dahi akmasın gözlerinden." Saçlarımı ara ara okşayarak konuştu ivan. İlk defa böylesine huzurlu hissediyordu içim.
![](https://img.wattpad.com/cover/311744711-288-k574233.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ciel caché (TAEKOOK)
FanfictionKöpekten kaçarken mafya toplantısını bölen taehyung, onu görür görmez ona sahip olmak isteyen jungkook... (Saçma sapan yorumlar yapanlar engellenecektir, bu bir kurgu aşırı ciddiye alarak okumayın!) (Son olarak eklemek istediğim ise bu ilk ficimiz...