Bölüm 14

4.2K 290 232
                                    

Bu bölüm taehyung'un geçmişinden bahsediyor, rahatsız olanlara ufak bir uyarı yapıyorum!

Taehyung'dan

4 yıl önce...

Bazı çocuklar aile yönünden çok şanslıydı, bende hep imrenerek bakarım bu duruma. Çünkü ben şanslı değildim. Ailem ben daha 8 yaşındayken küçük delme çatma bir yurda terk etmişti beni.

Ben Hermafroditizm hastası olarak doğmuştum, hastalık diyordular buna..Yani çift cinsiyetli bir yapım vardı. Tanrının bana verdiği bu özellik yüzünden biyolojik ailem bırakıp gitmişti bu yurda beni. O yurtta türlü zorbalıklarla uğraşırken bulmuştu jimin hyung beni.

Onunla büyümüştüm 18 ime kadar. Sevgisiz itilip kalkılan bir çocuk olarak yurtta adım ucubeydi. Hyung üzülmememi benim eşsiz olduğumu söylese de acı içinde geçiyordu günlerim. Taki namjoon hyung beni bulana kadar. Bizi üniversite yıllarından beridir evlat edinmek istiyordu.

Sürekli gidip gelir bizi kontrol ederdi. Onun birde biricik sevgilisi jin hyung vardı. Ailemizin bizi bir çöp gibi attığı yıllarda onlar bize aile olmuştu. Okulları sebebiyle bizi alamasalarda sözlerinde durup bizi evlat edinmişlerdi mezun olunca.

Tabi bize ikinci sürprizleri ise evlenip gelmiş olmalarıydı. Jimin hyung ve ben onlara ne kadar şükranlarımızı sunsak da azdı. Bizi kollayıp yaralarımızı sarmışlardı. Şimdi ise iki yıl olmuştu bizi yanlarına alalı.

Çocukluğum yara olarak kalsa da şimdiki durumum yaralarımın üzerini örtüyordu. Daegu'da küçük bir evimiz vardı. Babalarımız yeni atanmış doktorlar olarak bizim için çabalıyorlardı.

Bu ev bana ailenin yanı sıra yeni bir aşk'da kazandırmıştı. Yan komşumuzun tek oğlu kim yujun benimle ilk konuşan arkadaşım ve yurttan beridir ilk aşkımdı. Küçüklüğüm de ben, jimin ve yujun birlikte takılırdık hep.

Ama ben ona karşı duygu beslerdim. İlk başlarda haberi olmasa da evlat edinip onların yanına taşındığımızda itiraf etmiştim. Çok şaşırsa da aynı şekilde beni sevdiğini söyleyince dünyalar benim olmuştu.

O anları hatırlayıp anmak bile gülümsememe yetiyordu. Şimdi ailelerimiz bizi biliyor ve yan yana yaşıyorduk. Jimin hyung ise sürekli beni uyarıyordu ona karşı.

Onun çevresinin kötü olduğunu beni de etkileyeceğini söylüyordu. O kadar kör kütük aşıktım ki kimseyi dinlemiyordum. Bugün onunla buluşup onun yeni aldığı evinde vakit geçirecektik ilk defa yanlız kalacağımız için heyecan doluydu içim.

"Taehyung gitmesen mi acaba, benim içim hiç rahat değil." Dedi jimin hyung kolumu sıkıca tutarak. Korkmasını gerektirecek bir şey yaşanmayacaktı. Bana göre çok evhamlıydı o.

"Neden öyle hissediyorsun hyung? Yujunu tanıyorsun neredeyse onunla büyüdük beni nasıl sevdiğini sende biliyorsun." Dedim kolumu çekip. saçlarımı yapmaya devam ettim onu seviyordum tüm kalbimle ve ona güvenim sonsuzdu.

"Bak açık konuşayım Taehyung, onun eski sevgilileri pekte iyi şeyler yaşamamışlar emin misin bundan?" Ayağa kalkıp karşıma dikildi hyung. Korku dolu gözlerle gitme diye bakıyordu bana.

"Bunları konuştuk yujunla, hepsi bir yalandan ibaret Korkma bir şey olmayacak hem babamızla da tanıştı bugün izin alıp götürecek beni." Dedim elimi omzuna atarken. Onun aksine içim o kadar kıpır kıpırdı ki cennetimde adeta uçuyordum.

"Peki kardeşim ama sen gene de dikkatli ol ve beni habersiz bırakma." Elini saçlarıma daldırıp karıştırdıktan sonra burukça gülümsedi. Endişesini anlıyordum tabiki ama boş yere bu kadar endişeyi barındırıyordu.

ciel caché (TAEKOOK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin