Taehyung'dan...
Kolunun altından geçip kapıya yöneldim ama bir adım atamadan kolumdan yakalayıp duvara çarptı sırtımı ve maskesini hafifçe kaldırıp Dudaklarıma yapıştı.
Sıcak dudakları benim Dudaklarıma sıkıca asılmıştı. Ellerimi göğsüne hızla vurup ittim üzerimden. Bu adam sadece tüylerimi ürpertiyordu. Bu zamana kadar bu kadar sakin olup aralarında gezmem sadece ondan korktuğumdandı.
Sevgi değildi bu hoşlantı hiç değildi. "Lütfen durun şu saçmalığı kesin artık tüylerimi ürpertiyorsunuz!" Dedim omzumdan düşen ceketimi düzeltirken.
"Bana karşı mı geliyorsun?!" Sesi aniden yükselmişti. Bedenim titriyor bir an önce buradan çıkıp gitmek istiyordum. Beni burada vurabilirdi ve ben hiçbir şey yapamazdım.
"Sadece bedenimi istiyorsunuz siz bay ivan bu saçmalık!" Gözlerim dolmuş görüşümü bulanıklaştırmıştı. Kendimden ve olduğum durumdan tiksinmiştim. Ben bu adamdan korkuyordum sadece beni korusun diye tüm bu saçmalığa katlanmıştım.
İçimde biriken bunca duygu taşmak üzereydi. "Sen kendini fazla önemli sanıyorsun tae benim kim olduğumu unutmuş olmalısın!" Dedi üzerime doğru adımlarken. Ellerim titriyor kaçmak için bir boşluk arıyordum.
"Yaklaşmayın daha fazla durun!" Dedim elimi kaldırarak. Neye uğradığını şaşırmış gibiydi. Kapıyı açıp omzumun üzerinden ona baktım. Ellerini yumruk haline getirmiş beni öldürmemek için zor tutuyordu kendini.
"Hay sikeyim! Ne saçmalıyorsun lan sen!" Öfkeyle bağırıp kolumu tutmaya çalıştı ama kolumu çekip izin vermedim dokunmasına. Geçmişte yaşananlar ile aynı duruma düşmemek için şu saçmalığı bitirmek istiyordum.
"Sizi aşağıda bekliyorum efendim." Kapıyı çekip çıktım o lanet odadan. Kalbim sıkışıyordu ve onca yükü taşıyan şu omuzlarım ağırlıkla önüme çökmüştü. Yürüyecek mecali bulamıyordum kendimde. Tanrım beni bunlarla sınamasan olmaz mı?
Elimin tersiyle yaşlı gözlerimi silip asansöre bindim. Her şeyi unutmak istiyorum, kendimi unutmak istiyorum yaşananları, beni unutsunlar istiyorum. Ben bir kazaydım oldu ve bitti bu kadar.
Artık hayatımı böyle korkuyla şartlarla bir yerde tutularak yaşamak istemiyordum. Burnumu çekip kapının açılmasını bekledim açılır açılmaz kendimi attım dışarıya. Lobideki insanlar çoktan dağılmıştı.
Hava epey soğuk ve rüzgarlıydı zaten üşüyen ruhumu iyice üşütüyordu. Kollarımı etrafıma sarıp kapımın açılmasıyla arabaya geçtim. Onunla aynı yerde bile gitmek istemesem de mecburdum. Ön koltukta yerimi alırken kapıyı kapatıp başımı cama yasladım.
o çiçekli yollar, güneşli akşamlar, dans eden ağaçlar hep yalandı. manzaramın güzelliğinden bahsederken perdem hep kapalıydı. ben hiç iyileşemedim. yürüdüğüm yollar aynıydı ama ben gözlerimi kapatınca başka yere giderim sandım. görmezsem eğer acıları, geçer sandım. küçük çocuk olup hayatımla oyun oynadım. bak, bunlar hiç yaşanmamış tamam mı? Oyun bitmesin, eve gitmeyeyim istedim. oyun bitti, ben güçsüzdüm ve bu olanlar gerçekti.
Geçmiş tekerrür ediyordu ve ben bir şey yapamıyordum. Kapının sesiyle gerçekliğe döndüm. Dikiz aynasından gelene baktım. O gelmişti katiyen bana bakmıyordu fakat elinde kan vardı. Titreyerek önüme döndüm. İçimde büyüyen korku dağları andırıyordu adeta.
Onun binmesiyle araba hareket etti. Eve doğru gidiyorduk. Onunla göz göze gelmeye bile cesaretim yoktu. Ne bir kelime ettik ne de bir temasta bulunduk. Çok sessizdik ve bu daha korkutucuydu. Eve gitmek istiyordum güvenle uyumak bu durumdan kurtulmak istiyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/311744711-288-k574233.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ciel caché (TAEKOOK)
FanficKöpekten kaçarken mafya toplantısını bölen taehyung, onu görür görmez ona sahip olmak isteyen jungkook... (Saçma sapan yorumlar yapanlar engellenecektir, bu bir kurgu aşırı ciddiye alarak okumayın!) (Son olarak eklemek istediğim ise bu ilk ficimiz...