Bölüm 27

2.9K 221 166
                                    

Jungkook'dan...

Bir yerde okumuştum,Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Böyle hazların ölümleri olur, en büyük zaferi öpüşürken yok olur ateşle barut gibi. Tehlikeli bir hazzını sonu da onun gibidir. Belki de düşünemediğim yegane şey buydu.

Böyle başlayan bir hazzın iyi biteceğini zannetmek. Korurum zannettim, yetebilirim, kimseye dokundurmam, zarar gelmesin diye gücümü kullanabilirim zannettim. Ama olmadı yetemedim, kendimden bile sakındığımı koruyamadım. Bomboş bahçede elimde silah öylece duruyordum.

Sanki herkes bir anda yok olmuş gibiydi. İçime oturan o korku felaketin habercisiydi. Ben.. jeon jungkook kimseden korkmayan.. şimdi ölümüne korkuyordum ona bir şey oldu diye. "Jungkook sakin ol talim vardır belki." Dedi hyung omzumu tutarak. Elini hızla itip eve doğru koştum.

Sikik kardeşim beni oyuna getirip bir şeyler karıştırıyordu. Büyük kapı aralı duruyordu. İtip içeriye girdim, Lanet olası ev bile boştu. İçimi üşüten soğukluk onun burda olmadığına işaretti. Merdivenleri koşarak çıkarken yerde yatan adamların ayaklarını görebiliyordum.

Tam önlerine geçip durdum. Kan izleri vardı yerde. "Sizi beceriksiz piçler!" Dedim bir tekme savurarak. Üstlerine basıp odaya geçtim. Yerde cam kırıkları.. kan izleri ve dağılmış bir odayla karşılaştım. Sanki bedenim iflas etmiş bitmiş gibiydi. Ne yapacağımı bilemez halde durdum.

Koruyamadım onu lanet olsun koruyamadım.. en güvenli yer dediğim evde güvende tutamadım. İçimde kopan fırtına duruldu yerini gözümden düşen bir damlaya bıraktı. "Jungkook burada ne olmuş tae nerde!" Hyung kolumu tutmuş sarsıyordu.

Babam öldükten sonra tek damla yaş dökmemiştim fakat şimdi bağıra bağıra ağlamak istiyordum. Bir erkeğin ağlaması ayıp mıydı veya güçsüz sayılır mıydım? "B-bilmiyorum hyung! Ona ve bebeğimize bir şey olursa kendimi asla affedemem.." Dedim sesim odada yankılanırken.

Elimde tuttuğum silahı kapının önünde yatan adamların üzerine boşaltıp. Durmadan duraksamadan sıktım, hırsımı almak istedim. Onun yerine beni götürsünler istedim.. Ben onun için ölmek bile istedim. "Lanet olsun dur ne yapıyorsun!" Dedi hyung elimi tutarak. Silahı parmaklarımın arasından çekip aldı.

İlk defa dizlerimin üzerine düştüm. Ben... Ben çok çaresiz hissettim. "O herifleri bulup analırın amına sokmazsam.." Elimi mermer zemine vurup durdum. başım dizlerinden mahrum..ellerim saçları olmadan üşüyordu..

"Ben kim olduğunu biliyorum jungkook ama sakin olacaksın." Kolumu tutan hyunga hızla döndüm. Bu saatten sonra değil sakin olmak kimse beni bir adım dahi tutamazdı. Ölmek için kendilerine davetiye çıkarmışlardı artık..

"Söyle kim!" Dedim yakasının tutarak. Elindeki telefonu bana çevirip gelen mesajı gösterdi.

1 yeni mesaj

Hoseok

"Eğer onu istiyorsanız mühürü alın ve konuma gelin, tek gelmezseniz onu unutun biricik kardeşlerim!"

Beynime doğru hücum eden kan öfke olarak dönüyordu bedenime. Onu kafamda kaç parçaya ayıracağımı düşünüyordum. Her şeyini affettim fakat ona el uzatmasını affetmezdim. Bana yapılabilecek en büyük yanlışı yapmıştı..

Dizlerimin üzerinden kalkıp yerde boş duran silahı aldım. "Jungkook sakın mührü vereceğini söyleme!" Dedi hyung kolumu tutarak. Dişlerimi sıkarak güldüm ve kolumu çektim.

"Buna sen karışma." Dedim kapıya yönelirken. Onun için tüm bu güçten servetten vazgeçebilirdim. Ama böyle adi bir şekilde davranan kardeşime bırakamazdım.

ciel caché (TAEKOOK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin