Taehyung'dan..
***
1 yeni mesaj
*bilinmeyen numara*
"Ben geldim tae buldum seni sonunda, geçmişinden kaçamazsın!"
Telefon yeri boylamıştı. Ellerim titriyor nefesim kesiliyordu.
"İvan hyung mu?" Dedi jimin telefonu yerden alırken. Cevap bile vermemiştim. Tek düşündüğüm mutluluğumun bu kadar kısa sürecek olmasıydı.
"Siktir tae!" Elimi aniden ağzına bastırdım jiminin. Donup kalmıştım, yerimden hareket edemiyordum bile. Boşluğa dalıp gitmişti gözlerim. Kafamda canlanan o görüntüler boğazımı sıkıyordu.
"Bu nasıl olur! Nasıl bulabilir seni?!" Dedi jimin omuzlarımdan tutup beni sarsarken. Duymak istemiyordum dediklerini. Bunun ihtimalini bile düşünmek istemiyordu zihnim.
Düşünmeyi duduramamak ne acı. Uyumak için başımı yastığa koyduğumda ağlayarak geri kalkıyorum. Hem uyumak istiyorum, düşünceler dursun rüyalar kalsın. Hem de istemiyorum, Çünkü uyandığım zaman kabus geri başlayacak. Tam da şuan olduğu gibi bir rüyadaydım kalktım ve kabus tekrar başladı.
Elimde olmadan bazı şeyler tekerrür etti ve ben sadece durup izledim. İçimde yıkılan tabular, yıllarca emek verip üzerini örttüğüm anılar tekrar canlanıyordu. "Ben korkuyorum hyung çok korkuyorum beni gerçekten buldu mu?" Ağlamaktan yorulmuş olan gözlerim şişmiş artık tek damla yaş akmıyordu. Şimdi anladım ki boğulmak için insanın suya ihtiyacı yoktu.
"Kendine gel tae bulamaz seni sadece blöf yapıyor!" Yüzümü tutup kendine çevirdi jimin.
"Ya blöf değilse?" Dedim ellerini itip ayağa kalkarken. Odanın içinde volta atmaya başlamıştım. Ellerimi saçlarıma geçirip derin derin nefesler almaya başladım. Ne yapacaktım ben şimdi?
"Bana bak aklına gelen şey olmayacak en azından nerede olduğunu bilmiyor!" Sitemle konuştu jimin. Sürekli dolaşan bedenimi tutup yanına oturttu. Boynuma dolanan gerçekler avutmakla geçmezdi.
"Tamam sakin olmalıyım belki de dediğin gibidir bir şey olmayacaktır." Sakinleşmeye çalışarak arkama yaslandım. Tüm anılar üzerime çöküyor ve yemin ederim altında can veriyorum her saniye. Asıl korkunç olan ise yaşadıklarımı, yaralarımı hak ettiğimi düşünüyorum.
"Evet aynen öyle o yüzden biraz rahatla sana bir şey yapamaz." Dedi jimin yüzümü sıkıca tutarken. Gözlerime güvenle bakıp sıcacık gülümsedi. Ne kadar rahatlasam da kendini sürekli hatırlatarak iyileşmeme izin vermiyordu.
Ne arzum kaldı, ne de kinim. İçimdeki insanı yitirdim. Kaybolsun diye bir yere bırakıverdim. Hayatım ebediyen kayboldu. Ben artık ne bağışlamak, ne bağışlanmak, ne sağa ne de sola gitmek istiyorum. Gözlerimi tamamen geçmişe kapayıp olanları unutmak yoluma bakmak istiyorum.
Kül olan zihnimi tekrar toparlayıp ışıltısını kaybeden gözlerimi yeniden kazanmak istiyorum. Ben bana yapılan o iğrenç şeyleri unutmak istiyorum.
"Neden böyle oluyor hyung neden tam her şey iyiye giderken bir yerden patlak veriyor?" Sona doğru kısılan Sesim akacak olan gözyaşlarımın habercisiydi.Kollarını açıp beni bekledi bense hiç beklemeden sarıldım ona. Saçlarımı okşayıp "Ne olursa olsun ben yanındayım." Dedi ağlamaklı bir tonda. Biliyordum yanlız değildim fakat bu yaşananlar benim için yutulur şeyler değildi.
"İvan duyarsa bana arkasını döner mi." Dedim burnumu çekerek.
"Hayır tabiki duymayacak duysa bile öyle yapacağını zannetmiyorum, anlattığına göre çok seviyor seni." Saçlarımın arasına şefkatle bir öpücük kondurdu. Sıkıca tutuyordu bedenimi.
![](https://img.wattpad.com/cover/311744711-288-k574233.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ciel caché (TAEKOOK)
FanficKöpekten kaçarken mafya toplantısını bölen taehyung, onu görür görmez ona sahip olmak isteyen jungkook... (Saçma sapan yorumlar yapanlar engellenecektir, bu bir kurgu aşırı ciddiye alarak okumayın!) (Son olarak eklemek istediğim ise bu ilk ficimiz...