Taehyung'dan..
Garip bir şeydi sevgi, insanı olur olmadık yerde gülümseten hatta öldürebilen derecede bir şeydi.. onca zorluğun onca serzenişin ardından gelen mutluluktu benim için. Yujundan sonra kimseyi sevemem diye haykırırken bu adam girmişti hayatıma.
Bedenimi kullanıp atacak zannederken yaralarımdan kusurlarımdan öpmüştü benim. Tekrar güvenmeyi ve sevmeyi öğreten adam şimdi sırf ben istedim diye ailemle tanışmaya geliyordu. Eve geldiğimden beridir içimde oraya buraya çarpan kelebeklere mani olamıyordum.
Babamları ikna etmek hiç kolay olmamıştı. Jin babam kabul etse de namjoon babam hala olumsuz bakıyordu. Onu tanımadan neden bu kadar nefret etmişti aklım almıyordu. Şimdi koca salonda büyük bir sofra hazırlıyorduk. "Joon ne olur artık kalk da değiştir şu pijamalarını gelecekler!" Dedi babam koluna asılarak
Onu seçtim diye inat etmiş kalmıyordu bir türlü. "Hayır dedim size rahat bırakın beni ben bir babayım bir ağırlığım olacak babaların pijamaları ağırlıklarıdır unutmayın." Masanın en başına oturmuş gözlüklerinin ardından bakıyordu bize.
Jin babam sabır çekerek elini alnına vurup karşısına dikildi. "Joon git üzerine düzgün bir şeyler Giy başlatma ağırlığına!" Dedi bağırarak. Babam bu konularda çok evhamlı namu babam ise fazla umursamazdı.
"Hayatım beni zorlama işte giymeyeceğim, bir tane adam oğlum için gelecek bende smokin giyip karşılayacak mıyım çok beklersin!" Dedi elindeki kitabı sertçe masaya vurarak. Ah Tanrım resmen beni sınıyordu..
"Birilerinin kıskançlığı tutmuş(!)" Ellerini çözüp masayı düzeltmeye başladı Jin babam. Bu akşam belli ki çok zor geçecekti bizim için. Tek ümidim ivanla aralarında büyük bir kavga çıkmamasıydı..
Jimin merdivenlerden süzülerek inerken kıyafetlerine kısaca göz attım. Yoongi hyung da geliyor diye ekstra özenli giyinmişti. Saçlarını nazlı bir edayla kulağının arkasına iliştirip yanıma geçti. "Üzerinden tır geçmiş gibisin tete.." dedi kulağıma doğru fısıldarken. Endişeyle elimi boynuma attım. Yoksa görünüyor muydu izler?!
"Ne diyorsun hyung?" İstemsizce sesli konuşmuştum. Babam göz ucuyla bize bakıp önüne döndü. Bizi dinlediği aşikardı.
"Korkma korkma bişiy görünmüyor da yorgun gibisin sadece." Dedi gülmemek için kendini sıkarken. Sertçe ensesine vurup geri çekildim bir adım. Makarası haline gelmiştim iyice! Aklıma gelen anlar aptal aptal güldürüyordu beni..
"Sen kendi boynuna bak önce!" Dedim elimle işaret ederek. Benden habersiz işleri pişirmiş gibi görünüyordu. Gömleğinin yakasını iyice kaldırıp kamufle etmeye çalıştı. Elini bana doğru uzatırken çalan kapı hayatımı kurtarmıştı. Şortumu ve saten gömleğimi düzeltip kapıya geçtim ve kocaman bir gülümsemeyle açtım.
Fakat yüzümün düşmesi saniyeler almıştı. Okuldan yakın arkadaşım olan mark sırıtarak bekliyordu karşımda. "İnsan bir yalandan sevinir be!" Dedi kollarını boynuma sararken. İvan gelecek dediğimde merakına yenilip gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ciel caché (TAEKOOK)
ФанфикKöpekten kaçarken mafya toplantısını bölen taehyung, onu görür görmez ona sahip olmak isteyen jungkook... (Saçma sapan yorumlar yapanlar engellenecektir, bu bir kurgu aşırı ciddiye alarak okumayın!) (Son olarak eklemek istediğim ise bu ilk ficimiz...