-61 ❄️

353 33 97
                                    

Asena beni sakinleştirmeye çalışırken, ben daha "Ekim!" diye tüm yol boyunca bağırmıştım. "Ya kahretsin nasıl olur böyle birşey?" diye kafamı stresten tuttuğumda, Asena omzumu okşamıştı. "Sen kendine çok yüklenme. Bak geç de oluyor içere gir artık!" dediğinde, "senin aklın yerinde mi? Ekim yok ortalıkta" dediğimde, "sen daha içere gidelim diyorsun" demiştim sinirim bozuk bir şekilde. "Kanat yarın devam ararız" diye beni çekiştirmeye çalıştığında, "bak Asena yardımın için sağol ama benimle Ekim'i aramıcaksan, eve gir" demiştim gayet net bir şekilde. "Ya hayır seni yalnız bırakmak istemem" diye konuştuğunda, Leyla ve Ayşe bize doğru koşmuştu. "Kanat seninle buluşacaktı ormanda" diye panikle bağıran Ayşe, ağlamaya başlamıştı. "Nasıl benim haberim yok" dediğimde, "nasıl haberin olmaz mesajı sen yazdın" demişti Leyla.

Aziz Leyla'ya bakıp, "hayır yanımızda duruyordu telefonuna bile bakmadı" diye beni savunduğunda, "ozaman kim yazdı Ekim'e?" demişti. Melisa artık korkarak, "ya millet aramızda cani bir insan var" demişti. "Düşünün bi, bundan önce 3 hafta oturduğumuz mekanda yangın çıktı" diye konuştuğunda, "ve bugün Ekim kayboluyor" demişti. "Ya abi sikerim böyle işi" diye önümdeki ağaca tekme attığımda, agresif olmaya başladığımı farketmiştim. "Tamam bi sakin olun" diye ortalığı sakinleştirmeye çalışan Asena artık sinirlerimle oynuyordu. "Ya kızım sende bi sakinleştirmeye çalışma beni!" diye nerdeyse bağırdığımda, gözleri dolmuştu. "Kanat kız Ekim'in kaybolduğunu söylemiş, sen ona bağırıyorsun" diye konuşan Ozan'a hak vermiştim. "Tamam kusura bakma biraz yükseldim" dediğimde, "anlıyorum seni" demişti Asena. "Tamam hepimiz ayrı ayrı arayalım Ekim'i" dediğimde, "Kanat saatin kaç olduğunu görüyor musun?" demişti Can. "İşte bundan sizden olmadı" diye sırtına vurduğumda, "hiç kusura bakmayın ben kendi canımın peşindeyim" diyerek içere girmişti. "Kızlar siz gelmeyin ben hallederim" dediğimde, "salak mısın bende geliyorum" demişti Ozan nerdeyse ağlayarak. "Hepsi sizin şu feminist halleriniz yüzünden" diye kızan Bekir, Leyla'dan tepki olarak orta parmağı alabilmişti. Melisa gülerek, "Leyla beni bu korkutucu durumda bile güldürdün" diye gülmekten karnını tuttuğunda, Bekir kızmıştı. "Tamam ya neyse siz arayın madem ben evi korurum" demişti şov yaparak. "Sen kendini bile koruyamazsın, yemedi deme Ekim'i aramak?" diye soran Leyla yüzünden, Bekir diklenmişti. "Yoo gelirim" demişti. "Ama evde kızları korumam gerek" dediğinde, Ozan ve ben yola çıkmıştık. "Dur!" diye arkamızdan gelen Ayşe ve Leyla, Aziz tarafından arkaya çekilmişti.

"Ekim umrumda olmadığı için, tabikide aramıcam ama sen hiç bir yere gitmiyorsun" diye Leyla'yı çok ciddi bir şekilde uyardığında, Leyla çırpınarak elinden kurtarmaya çalışıyordu. Hepimizi şaşırtan Aziz, Leyla'yı direndiği için içere taşımıştı. "Tamam hadin artık!" diye sabırsızlaştığımda, Ozanla birlikte ormana doğru yürümüştük. Elimizde fener vardı ve ortalık çok soğuktu. "Ekimim yazık ne kadar üşümüştür" diye kendimi korkutmaya başladığımda, "ya Ekim kaçırıldıysa?" demiştim senaryo kurarak. Ozan beni daha da korkutarak, "ya donduysa bu soğukta?" diye endişelendirmişti, artık gözlerim dolmuştu. "Ozaman ben abisi olarak bir boka yaramadım" dediğinde, "ve o beni intahardan bile kurtarmıştı" demişti boynunu eğerek. Yürürken aynı zamanda Ozan'ı merak etmiştim. "Ozan sen neden hiç birşey olmamış gibi davrandın o olaydan sonra?" dediğimde, dediğimi anlamamış gibi davranıyordu. Kolunu tuttuğumda, "sen neden öyle birşeye kalkıştın?" diye üstünden bastırdığımda, "Kanat sen bana hesap soracağına, kendine bak" demişti. Soğuk olmaya başlamıştı ama biz devam yürümeye kararlıydık. "Niye kendime bakacakmışım?" diye sorduğumda, "sen bana niye kendini çizdiğini söylemedin?" demişti beni şaşırtarak. "Ne? Farketmediğimi mi sanmıştın?" diye konuştuğunda, afallamıştım nerdeyse. "Nasıl yani?" dediğimde, "sporda giyinirken, kolundaki ve sırtındaki yaraları gördüm" demişti. "Niye sormadın ozaman?" diyerek merak ettiğimde, "e çünkü sen yine bir şekilde bu işi başka birşeye bağlardın ve bahane üretirdin" dediğinde, aramızda komik bir gerginlik vardı. O benden çekiniyordu ve ben ondan. "Kanat?" diye sorduğunda, "senden yine o dediğim şey için özür dilemek istiyorum" demişti. İlk anlamamıştım neyden bahsettiğini ama sonradan aklıma gelmişti dedikleri. "Yani daha doğrusu iki söylediğim şey için" diye devam konuştuğunda, "ilk önce o seni ucuz gibi gösterdiğim yangın çıkan gece ve o Azizle ilgili söylediğim laflar için" demişti üzülerek.

Kalbimin sırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin