Kısa bir süre sonra ambulans Kanat'ı müdahale etmek için gelmişti. Tabi hepimiz binip, hastaneye kadar paniklemiştik. Benim içim hiç rahat değildi ve kendimi kötü hissetmiştim. Kanat tüm gün nasıl farketmemişti kanadığını onu da anlamış değildim. 5 saat bekleyip, ne birşey yemiştim ne de birşey içmiştim. Doktor kapıdan çıktığında, üstüne doğru koşmuştum. "Doktor bey durumu nasıl?" diye sorduğumda, kafasını biraz üzülür gibi eğmişti. Bu beni daha da endişe içine sokup, ağlamamı sağlamıştı. "Acil kan lazım, hastamız birde fiziksel olarak yorulmuş" dediğinde, "alın hepimizden" demiştim. Melisa biraz geri çekilip, "siz verin ben iğneden korkarım" demişti. "Senin sevgin batsın" diye cevap veren Ozan, "benimde kanımı alın" demişti. Kanat'a karşı çok sadık bir dost olduğu belliydi.
Hepimiz kan verdikten sonra, kapının önünde ağaç olmuştuk. Bi Melisa sıkılıp, kahve almıştı kendisine. Ayşe'de tuvalete gitmişti. "Nasıl açıldı ki yarası?" diye şüphelendiğimde, aklıma Kanat'ın Melisa'yla kavgası gelmişti. "Durun bi?!" dediğimde, gözlerim kahvesine bakan Melisa'yı bulmuştu. "Sendin deme?" diye üstüne yürüdüğümde, "saçmalama birisi alsın şu varoşu üzerimden" demişti. "Bu işte senin parmağının olduğunu öğrenirsem, bitiririm seni!" diye parmağımla işaret etmiştim. Ozan beni sakinleştirip, yerime götürmüştü. "Vahşi şey" diye sinirle saçlarını düzelten Melisa, sakinleşmek için dışara çıkmıştı. Ozan bana dönüp, "rahat duramıyorsun deme?" demişti. "Tek derdim Melisa değil kusura bakma Ozan" dediğimde, "tek derdin Kanat deme? Öyleyse niye birlikte değilsiniz?" demişti. Bu sorusu beni gerçekten herşeyi sorgulatmıştı. "Ben söylim, sen onu sevmiyorsun sadece onunla olma ihtimalini beğeniyorsun" dediğinde, "saçmalama biz sadece çok değişiyiz" demiştim.
"Bak seni hiç sevmem ama Kanat seni seviyor ve sen onu mutlu yapıyorsun" diye cümlesine başlayan Ozan, devam konuşmuştu. "Ona bir şans tanımadan itme, gerçekten değişmeyi senin için göze aldı" dediğinde, çok emin bir şekilde gözlerime bakmıştı. "Ozan sen sanki çok kolaymış gibi anlatıyorsun" diye konuştuğumda, "çünkü sen herşeyi zor yapıyorsun" demişti. Ayşe ve Melisa yine yanımıza geldiğinde, "dediklerimi düşün" demişti. Ozan'ın bana dedikleri beni düşündürebilmişti. Böyle bir an yaşıyacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Ben ve Ozan'ın mantıklı bir şekilde konuşması 40 sene düşünsem, aklıma gelmezdi .
Doktor yine kapıdan çıktığında, daha da mutlu görünüyordu. "Sizin kanınız uygun çıktı" diye Ayşe'ye gösterdiğinde, ona inanılmaz sıkı sarılmıştım. "2 saate ayılmaya başlar ve ziyaretci alabilir" dediğinde, arkama dönüp, gidecektim. Tabi doktor Ozan'la beni öne çağırana kadar. "Siz ikiniz ne oluyorsunuz?" diye sorduğunda, "hastanın yakın arkadaşları" demiştim. Ozan kafası karışık bir şekilde doktora baktığında, "hayır onu demiyorum, ikinizi diyorum" demişti. "Neyi ima ediyorsunuz doktor bey anlamıyorum" diye kızmaya başlayan Ozan'a ciddi bir şekilde cevap vermişti. "Kan bağınız var mı? Kuzen yada kardeş misiniz?" dediğinde, kalbim panikten hızlanmıştı. "Bu ve benim yakınım?" diye dalga geçtiğimde, "kanınız uyuşuyor" demişti. "Ama doktor bey kaç kişinin kanı aynı, bu birşey ifade etmez" diyen Ozan, "ben bu saçmalığı dinlemeye gelmedim" demişti.
Benim içim hiç rahat değildi ve bunu öğrenene kadar, uğraşacaktım. DNA testi yapabilmek için sadece Ozan'ın saç teli lazımdı. Ozan bana itici bir şekilde baktığında, gözlerindeki paniği okuyabiliyordum. Bana onca kötülük yapan birisi benim bırak yakınım, dostum bile olamazdı. Ayşe ve Melisa bize sorgulu bir şekilde baktığında, Ayşe sormaya başlamıştı. "Doktor ne dedi size ön tarafta?" dediğinde, "ay işte kanımızın uygun olmadığı ve endişe etmememiz gerektiğini" diye kestirmiştim. Ozan yutkunarak, yerlere bakmıştı. Gözlerini hem benden hemde Melisa'dan kaçırıyordu. Kafam karma karışıktı ama ben Kanat yüzünden morelimi yüksek tutabiliyordum. "Kapı açıldı istersen ilk sen gir Ekim" diyen Ozan, bizim birlikte olmamız için nedense çaba veriyordu. Kanat onunla konuşmuş muydu?
Odaya girdiğimde, çökmüş gibi görünen Kanat'la göz göze gelmiştim. "Ekim?" diye şaşıran Kanat'ın gözleri sevinçten açılmıştı. "Nasılsın?" dediğimde, "biraz kafam dönüyor ama ondan hariç daha iyiyim" demişti. "Kanat sen nasıl farketmedin bunu?" diye sorduğumda, gözlerini benden kaçırmıştı. "Kimse beni dinlemedi ki. Öyle zevkimden öpüştüğümü sandığın için utandım yardım sormaya" dediğinde, kendimi çok kötü hissetmiştim. Gözlerinde değiştini görebilmiştim ve artık onun Leyla'nın kazasında parmağı olmadığından emindim. Elini sıkıca tutup, gözlerimizi sabitleştirmiştim. "Kanat senden özür dilerim ama sadece bugün için değil" diye başladığımda, "o sahnede dediklerim içinde özür dilerim" demiştim. İlk defa gözleri dolan Kanat, beni şaşırtmıştı. "Ben unuttuğunu sanmıştım ama ben dediklerini hiç sindirememiştim" dediğinde, saçlarını sevip, "seni zayıf noktandan vurmamalıydım" demiştim. Kanat gülmeye başlayıp, "ee bende az şerefsizlik yapmadım sana" demişti. Bende gözlerimi döndürerek "salak ya bi iki saniye romantik anımızın olmasını izin vermiyorsun" diye konuşmuştum.
"Dur bi bu bana güvendiğin anlamına mı geliyor?" dediğinde, gözlerinden resmen ışık çıkıyordu. Bende kafamı onaylarcasına salladığım an, kolumdan tutup, üzerine çekmişti beni. Bu sefer bende kollarımı boynuna dolayıp, dudaklarına yapışmıştım. Onun bana aşık olduğu, makinalardan görünülüyordu. Kalbi fazlasıyla anormal atmaya başladığı için, hafif gülümsemiştim. Kanat'ın gözleri biraz açıktı ve beni öperken analiz etmesi tuhaf hissettirmişti. "Çok güzelsin, kahraman kız" diye kulağıma fısıldadığında, içere giren Aziz'den bölünmüştük. "Kalpten gideceksin abim" diye konuştuğunda, Kanat gözlerini döndürmüştü. "Siz şimdi sevgili mi olmaya karar verdiniz?" dediğinde, Kanat onun susmasını istiyordu. "Yediğin halt kolay kapatıldı" diye güldüğünde, "ne haltı?" diyerek sormuştum. "Aziz sus ve defol" diye panikleyen Kanat, gözüme şüpheli gelmişti. "Hayır Aziz konuş" dediğimde, "emin misin?" diye sormuştu. "Gevezeleme artık!" dediğimde, hemşire odaya girmişti.
"Tamam hastanın kalp atışları hızlandı, çıkabilirsiniz" diye kovmuştu bizi. Aziz'i hiç sorguya bile çekemeden ortadan kaybolmuştu. Ne diyecekti acaba? diye meraktan kafayı yemek üzereydim. Ozan, Melisa ve Ayşe benden sonra odaya girdiğinde, aynı zamanda Ozan'ın çantasını açmıştım. İçtiği su şişesini bir poşetin içine koyup, ortalıktan kaybolmuştum.
İlk bu olayı çözecektim ondan sonra Aziz'in bahsettiği sırrı ortaya çıkaracaktım...
Ekim kızım sırrı belki hiç öğrenmek istemezsin ✋🏻😭
Resmen duy beni final yapacak. Bari 22. Bölüm'e kadar devam gitseydi de bu kadar hayal kırıklığına uğramasaydık :(
Pazar yeni bölüm gelir ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin sırrı
Romance17-yaşındaki Ekim "Gerçek koleji" için kayıt olduktan sonra bir kaç macera yaşar. Arkadaşı Leyla yürüme gücünü kaybettiği o günden sonra kendine yemin etmiştir bu sırrı çözeceğine. Çünkü o okuldan birisinin suçlu olduğunu biliyor. „Bana aşık olduğun...