Günlük 🖊Bu gece yazamıyorum. Koparıp yırttığım yapraklar çöp kutusunda minik bir dağ oluşturdu. İçim bomboş sanki, yazacak bir şey bulamıyorum. İsteğim de yok. Hevesim de. Bende hiçbir şeye karşı istek bırakmadın Ali. İçimde ne varsa kurutup gittin.
14. Bölüm
{Yaz Üçgeni}
Son kalemiz yine sabırdı,
o da yıkıldı düşlerim gibi...Semicenk
Bir anlık sinirle söylediklerine çoktan pişman olmuştu bile genç adam. Özür dilemeliydi. Saat öğlen olmuştu ama genç kız hâlâ ortalarda görünmüyordu.Peki neredeydi bu kız?
...
"O güzel kıçını yataktan kaldırıp beş dakika içinde hazırlanıyorsun Aslı. Açlıktan bayılmak üzereyim. Bu saate kadar uyunur mu iş yok diye?"
Aslı başını iki yana salladı. "Lütfen Ayizi, senin kıçın benimkinden daha güzel. Seninkinin yanında benimkinin varlığı tartışılır."
Bir gülme tuttu genç kızı. Aslı'nın da karşılık vermesiyle kıkırdamaları kahkahalara dönüştü.
Emre kapıyı çalmak için kızların odasına yaklaştığında kapının ardından gelen kahkaha sesleriyle eli havada asılı kaldı.
Kızlar toparlanıp çıkmak için kapıyı açtıklarında bir anda yüzlerinde asılı kalan gülümsemeyle karşılarında Emre'yi gördüler.
Genç adamın öfkesine rağmen gözlerindeki o kırılgan bakışlar bir bıçak gibi kesti kızın gülüşünü. Hiç mi umurunda olmamıştı Emre'nin sözleri? Hiç mi üzmemişti onu? Bu kadar mı önemsizdi Emre onun için?
Genç adam usulca arkasını dönüp giderken Ayizi peşine takıldı. "Emre! Biraz bekle, konuşalım. Hey! Sana sesleniyorum. Emre!"
Adımlarını hızlandırarak ona yetişti genç kız. "Kulakların duymuyor mu senin? Sana sesleniyorum."
Emre hiç oralı olmadı. Ayizi nefes nefese bir halde uzanıp onun kolunu tuttu. Başka türlü durduramayacağını anlamıştı. Emre ona ters bir bakış atıp gözlerini kaçırdı. Kollarını göğsünde birleştirerek buz gibi bir sesle "Söyle Ayizi," dedi.
"Konuşurken yüzüme bakmıyorsun."
Sıkıntılı bir nefes bıraktı Emre ve bu kez de buz gibi bakışlarını ona sabitleyerek "Seni dinliyorum," dedi.