Günlük🖋"Sen bana yeniden güveneceksin," dedi.
Güven...
Her ne kadar ısrarla kastî olmadığını söylese de adam öldürmekten girdiği cezaevinden yeni tahliye olmuş; ayrıyeten hayatındaki kadına ihanet suçundan o kadının nazarında müebbet yemiş bir adam... Böyle bir adamın ceplerinde güven denen duygu ne gezer ki! Bana neresinden çıkarıp da verecek?
Hadi kırıntıları kalmış diyelim, peki sence böyle bir adamın ceplerinde taşıdığı güven kırıntıları birleşip güçlenerek en kötü şartlarda bile sarsılmayarak dimdik ayakta mı durur; yoksa ufacık bir darbeyle bile hepten unufak mı olur?
Gün gelir birini seversin. Sarılırsın, öpersin... Her fırsatta kulaklarına aşkını fısıldarsın. Sonra yine gün gelir ve bir bakarsın ki başkası ona sarılıyor, başkası onu öpüyor.
Hançerli sırtını dönüp gidersin. Belki bir kez daha seversin ama bir kez daha güvenemezsin.
2. Bölüm
{Devlerin Dansı}
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ben de öyle.
Cahit Sıtkı Tarancı
Medya: Emre
Sabah yine Aslı'nın uyandırma çabalarına karşı her ne kadar sırtını dönse de daha fazla direnemeyeceğini anladığında ağır ağır yataktan kalkarak aheste adımlarla banyonun yolunu tuttu Ayizi. Bütün gece düşünüp durmaktan dolayı geç saatte uyuyabilmiş olmasının da payı varsa bile zaten genelde sabahları zor kalkar, ayılması uzun sürerdi.
Hızlıca hazırlanıp görev alanları olan Pool Bar'a doğru yol aldılar.
Emre içecekleri yerleştirmeden önce bar tezgahını, çalışma tezgahını, içki raflarını ve dolapları güzelce temizlediler.
Öğleye doğru tam kendini işe kaptırdığı esnada Ali'nin gülüşü çarptı kızın kulağına. Evet, onun sesiydi bu! Onun gülüşü... O an geri kalan tüm sesler siliniverdi kulağından.
Tüm cesaretini toplayıp başını çevirmesiyle göz göze geldiler. Hızla vurmaya başlayan hassas kalbinin ince ruhu, genç adamın kor gibi yanan yosun yeşili sularında dalgalandı bir süre.
Ali telefonuyla konuşuyordu.
Koşar adımlarla genç kızın yanına gelen Aslı, "Ali bizim otelden oda tutmuş Ayizi," diye heyecanla fısıldadı nefes nefese.