Günlük🖊
Bugünkü partide Ali'yi biraz kudurtmuş olabilirim. Bunun için Emre'yi kullanmış da olabilirim. Ama o da buna izin verdi. Bana engel olmadı hatta yardımcı oldu. Ve ben bunu içimde bunca yıl gizlenmiş olan bir intikam duygusuyla yaptım.
Partiden sonra bir kez daha göremedim Ali'yi. Akşam da otelde yoktu.
Merak ettim mi? Gözlerim onu aradı mı? Hayır dersem yalan olur.
Şu an bunları yazarken bile arada bir perdeyi aralayıp odasına bakıyorum, hâlâ karanlık. Az sonra ben de ışığı kapatacağım. Ve odamız karanlığa gömüldüğü an gözlerim yine onun silüetini çizmeye başlayacak.
Ben onu kendi içimde öldürdüğümü sanıyordum. Ölmemiş meğer, sadece uyuyormuş. Şimdi gözlerini açtı yeniden. Ve kaldığı yerden devam etmek istiyor. Keşke mümkün olsa, her şey masumca başlasa sil baştan. Ama mümkün değil. O aşk yeniden yavaş yavaş alev almaya başlasa da içimde, beni bir kez daha yakıp küle çeviremez. Söndüreceğim onu. Her zaman küllerimden doğamayabilirim.
4. Bölüm
{Köpük Partisi}
Boşuna yorulma gönül, sadece sevmek yetmiyor.
Özdemir Asaf
Peçete, çerez, kokteyl süsleme malzemeleri, kamış ve kürdan gibi sarf malzemeleri kontrol edip eksikleri Emre'ye ilettikten sonra mesaileri bitmişti.
Odaya gidip bir şeyler atıştırırken genç kıza Emre'den mesaj geldi.
"Snack Bar'da köpük partisi var bugün. Başlamak üzere."
Aslı gitmek istemese de bu kez ısrar eden Ayizi'ydi.
Üzerinde boyundan bağlamalı, çok renkli, yazlık mini bir elbise vardı.
"Üzerini hiç değiştirme. Böyle çok iyi," dedi Aslı, genç kızı baştan aşağı süzerken.
Yüzüne hafif makyaj yapıp elleriyle saçlarını düzeltti.
Aslı "Sen çık, ben de hazırlanınca gelirim. Hiç bekleme," dediğinde beyaz babetlerini giyip Snack Bar'a doğru yürüdü Ayizi. Emre zaten oralardaydı. Onun yanındaki yerini alıp Aslı'yı beklemeye başladı.
"Otursana bir yere," dedi Emre masaları göstererek.
"Yok, böyle iyi," derken etrafına bakındı. Ali'yi göremedi. Acaba gelecek miydi?
Aniden yükselen baslı müzikle birlikte köpük makinesinden bembeyaz köpükler püskürmeye başladı. Dans eden insanlar ortamı coşturuyordu.
Genç kızın bedeni de müziğe hemen yanıt vererek tempoya göre hafif hafif sallanmaya başladı. Yüzünde tatlı bir gülümsemeyle dans edenleri izliyordu.
Nihayet Aslı da hazırlanıp gelmişti. Ali hâlâ yoktu.
Kızın bu kıpır kıpır halleri Fatih'le muhabbet eden Emre'nin dikkatinden kaçmadı.
Bir süre sonra elleriyle ve kalçalarıyla tempo tutmaya başladı genç kız.
Emre arkasından yaklaşarak "Dans edelim mi?" diye sordu.
Ayizi de Aslı'ya dönerek "Aslı? Dans edelim mi?" diye sordu.
"Siz gidin. Ben böyle iyiyim," dedi Aslı, oturduğu bar taburesine iyice yerleşerek.
