8. {Sahne}

780 374 139
                                    


Günlük 🖊

Vakit yaklaştı, hissediyorum. Gidecek. Daha da ayrılacak birleştiremediğimiz yollar. Aramızdaki o incelip kopan ipler sonsuza dek kopuk kalacak.

Bu düşüncelerin efkârı yaksa da bazen içimi, hayat bir başka güzel bu aralar.

Şarkılar söyledim bu gece; biraz utangaç biraz cesur, bazen gözlerimi kapatıp bazen gözlerimi açıp ve arada ona bakıp...

Düşlerim var, uyandığımda yalnızca başını hatırladığım ve asla sonuna kadar görmeyi beceremediğim...
Bir adam var düşümde, tam dokunacakken uyandırıldığım.

 Bir adam var düşümde, tam dokunacakken uyandırıldığım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


8. Bölüm

{Sahne}

Aşk her şeyi affeder mi dersin? Zamanla geçer mi?

Barlas


Genç kız işine konsantre olmaya çalışırken Emre yanına yanaşıp "Ayizi, amcam seninle görüşmek istiyor," dedi. "Odasında, seni bekliyor."

Emre'nin amcası Orhan Bey, çalıştıkları Gül Otel'in sahibiydi.

Orhan Gül, daha önce bölgedeki otellere mal ve hizmet sunan bir tedarikçiydi. Daha sonra kamping işi ile konaklama sektörüne girmişti.

Turizmin gelişeceğini bildiğinden dolayı sahilde bulunan yerlerine önceleri çadırlar kurup daha sonra bunları bungalovlara çevirmişti. Bungalovdan da pansiyona...

Sonraki yıllarda ise çevredeki arsa ve oteli de satın alarak şimdiki tesisi kurdu.

Orhan bey artık işlerini yakın zamanda turizm eğitimi gören yeğeni Emre'ye bırakmayı düşünüyordu. Onu arı gibi çalıştırmasının nedeni, oteli tam anlamıyla tanıyabilmesi ve işleyişini öğrenebilmesi içindi. Onu, otelin neredeyse her bölümünde çalıştırıyordu ve Emre zaten bitmez tükenmez bir enerjiyle her yere yetiyordu.

Ayizi seri adımlarla başı önünde, kendisini neden çağırmış olabileceğini düşünerek Orhan Bey'in odasına doğru yürüdü.

Boğazını temizleyip yavaşça kapıyı tıklatarak içeri girdi.

"İyi günler Orhan Bey, beni çağırmışsınız, gelebilir miyim?"

"Gel kızım, gel otur," dedi Orhan Bey eliyle önündeki koltuğu işaret ederek.

Çok babacan bir adamdı. Tombul bir yüzü ve mavinin en güzel tonuna sahip gözleri vardı.

Gözlüklerini çıkarıp masasının üstüne koydu ve arkasına yaslandı.

"Ayizi kızım, nasılsın, iyi misin? Yoğunluktan çok görüşemiyoruz."

YERALTI SEVDALILARI I - AYİZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin