21. {İllegal Hayatlar}

699 296 17
                                    


Kasabayı boydan boya griye boyamak için bir araya gelen bulutlara göz devirirken aceleci adımları onu mutfağa sürükledi. Sallapati hazırladığı büyük kahvaltı tepsisiyle gerisin geri kimseye görünmeden odasına döndü. Aslı'yı uyandırdı.

"Neden hep birlikte kahvaltı yapmıyoruz?"

"Biz burada yapalım. Rahatça konuşuruz."

"İyi bakalım," dedi Aslı doğrulup çayını yudumlarken. "Söylemek istediğin bir şey mi var?"

"Sen otele tek git. Benim evde işlerimin olduğunu, daha sonra geleceğimi söyle. Emre'den ya da Fatih'ten mutlaka Ateş'in soyismini öğren. Emre zor da, Fatih'ten daha kolay öğrenirsin."

"Öğrensem bile bulabileceğine emin misin?"

"Bilmiyorum. Bulmaya çalışacağım. Böyle duramam."

"Ama ben de yanında olacağım."

"Tamam, olursun. Sen yeter ki öğren."

"Öğrenirim, merak etme."

"Ömer ne zaman gelecek?"

"Bilmiyorum. Biz biraz erteledik bu işi."

"Neden?"

"Şu olaylar bir çözülsün de. Bu kafayla olmaz."

Zeytin çekirdeğini ağzında döndürürken gözleri ona şöyle bir bakıp "Sen çağır, gelsinler," deyince, Aslı hayır dercesine başını salladı.

"Belki de hiçbir zaman çözülmeyecek Aslı. Belki boşa çırpınıyoruz, hiçbir ize ulaşamayacağız." Neticede abisiyle ilgili kayda değer bir emareye rastlayabilecekleri muammaydı.

"Ben herkes mutlu olsun istiyorum Ayizi. Fotoğraflarda herkesin yüzü gülsün istiyorum. Ama gerçekten gülsün. Siz de Emre'yle iyi olun artık. Kızıp durma çocuğa. Senden başka düşündüğü bir şey yok ki. Okulunu bırakıp dönme diye gizlemişler işte. Haklılar bence. Hem seni de bu tehlikenin içine sokmak istememişler. Burada işler çığırından çıkmış, görmüyor musun? Biz de olsak onların yerinde aynısını yapardık. Annenle babana da trip yapma artık. Zaten acılılar."

Derin üzüntüsünü büzülmüş dudaklarıyla sergilerken "Biliyorum Aslı," dedi. İliklerine kadar işleyen mahcubiyet duygusu da cabasıydı. Kendi ailevi meselesi yüzünden müspet bir hadise ertelenmek zorunda kalmıştı. "Biliyorum ama biraz zaman lazım. Şok geçirdim Aslı. Atlatamadım hâlâ. Hadi sen git, onları şüphelendirmeden hallet şu işi."

"Tamam. Bensiz bir şey yapma."

Aslı gittikten bir saat sonra mesaj attı.

"Karakaya."

Ateş Karakaya. Önce Google'a yazdı adını. Belki bir işletmesi falan varsa çıkar dedi ama bir şey çıkmadı.

Komşuları eski muhtardı. Onun kapısını çaldı. Ateş'i sordu. Abisini tanıdığını söyledi adam. 'Şu an Ayvalık'ta bir kahve işletiyor,' dedi. Kimseye bir şey söylememesini rica ederek adamın evinden çıkıp kendi evine girdi. Evden arabanın anahtarlarını alıp çıkıyordu ki, Aslı aradı.

"Hadi gel artık, seni bekliyoruz."

Onları şüphelendirmemek için önce otele gitmeye karar verdi ve yola koyuldu.

YERALTI SEVDALILARI I - AYİZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin