"GİRİŞ"

1.8K 500 194
                                    

Çok uzun zaman önce Kaf Dağı'nın ardında, şeytanın küçük ruhlu insanların günahkar bedenlerindeki kalplerini göğüs kafeslerinden söküp üzerlerine çentikler attığı ininde bir hikaye yazılmış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok uzun zaman önce Kaf Dağı'nın ardında, şeytanın küçük ruhlu insanların günahkar bedenlerindeki kalplerini göğüs kafeslerinden söküp üzerlerine çentikler attığı ininde bir hikaye yazılmış. Melekler şeytanın topuğuna üç kurşun sıkmış, hikaye mutsuz sonla bitmiş. Azrail ölmek istemeyen insanlarla birlikte oturduğu kumar masasını terk etmiş, cadı ve avcının peşine düşmüş.

Bir varmış, bir yokmuş.

Anka Kuşu'nun döktüğü gözyaşları hançer olup vücuduna kanlı imzalarını bırakırken aklı başına daha yeni gelmekte olan bir kız cehennemle tanışmış. Susuzluğunu dindirmek için ırmağından bir yudum almış, ruhunu ona teslim etmiş. Zemheri sıcağında üç demir dövülmüş. Üçü de genç kızın ruhuna bir filiz dikmiş. Filizler büyümüş, kız sarmaşıkları arasında nefessiz kalmış. Nefesini sadece sarmaşıklar kesmemiş. Cesetlerle dolu bir odada nefes almaya, yaşamaya çalışmış. Her başarısızlığında Azrail ile ters düşmüş. Hançerinin ılık esintisini ensesinde hissetmiş. Ellerinde kanlı hayat çizikleri yaşama tutunmaya çalışmış.

Mum alevi üç dakika boyunca ışığıyla odayı aydınlatmış. Kız doğuştan karanlığa mahkum olduğu için aydınlanmamış. Üçüncü dakikanın sonunda kızın kalbine bir pıhtı düşmüş. Masanın üzerindeki bıçağı almış, kalbine saplamış. Açık yaranın içinde beyaz bir gül yetişmiş. Dikenleri kızın kalbine batmış. Gözlerinde kanlı yaşlar konuşmaya çalışmış. Dikenler bu sefer de dudağına batmış. Vazgeçmiş, cümlelerini zincire vurmuş.

Kabustan uyanıp gerçek dünyaya dönünce tekrar uyumayı dilemiş. Salkım salkım arınmış bedeninden. Aynaya bakınca tanıyamamış kendini. Bir nefes çekmiş içine, boğazında kalmış. Silah namlusu doğrultmuşlar küçük kıza, sonra da yaralarını diksin diye eline iğne iplik tutuşturmuşlar.

Uçurum kenarında, şiddetli yağmurun altında uzun saçları savrulurken tüm dünyaya haykırmış.

"Sen avcı, benim ruhuma kırıklıklar bıraktın. Ben onların her birini arşive kaldırdım. Kork benden, ölüm bizi ayırana dek."

Gölgelerin arasında, çakan şimşeğin, esen rüzgarın, yağan yağmurunun ardından yeryüzünü paramparça etmek isteyen gök gürültüsünün sesi duyulmuş.

"Emin misin cadı!"

Mabette bir çığlık duyulmuş. Üç dakikalığına yer yerinden oynamış.

Ben Hare Ay .

Üç rakamını hiç sevmem.

KIRIK RUH ARŞİVİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin