1| DİKİŞ TUTMAYAN KOZA

1.5K 471 604
                                    

17

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17.06.2024
teoman - ölmek için güzel bir gün

Zihnim karanlığın kölesi olmuştu. Benliğimdeki kabuk tutmuş yaralara dikiş atılmış, sonuncusuna ip yetmemişti.

Cinayet işlenmişti.

Kan, benim yüzüme sıçrarken tarihin paslı sayfalarına mürekkep damlamadan kazınmıştı. Suç hiç yoktan yere bana kalmış, ruhuma kazık saplanmıştı. Kabustan uyanmak cinayet izini geçmişinden temizlemekten daha zordu.

Hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Güneşin yeniden üzerime doğmasına ihtiyacım vardı. Bunun hiç bir zaman gerçekleşmeyeceğini de en iyi ben biliyordum. Karanlıktaydım, yüzeye çıkamıyor, dibe battıkça boğuluyordum. Benim hayatımın özeti buydu, yaşanan son bir kaç günden itibaren.

Birbirine mühürlenmiş göz kapaklarım vebalini mezarlık bekçisine ödeyip birbirinden ayrılırken odağıma ilk yansıyan şey beyaz bir tavan ve ortasına konulmuş lamba olmuştu. Gözlerimi kırpıştırdım. Açık tutmak benim için cehennemde demir dövmekle eşit hale gelmişti. Haddinden fazla yorgundum. Vücudumun her zerresi eklemlerimden kırılırcasına sızlıyordu. Nefes almakta bile güçlük çekiyor, dengesiz nefesler alıyordum. Kurumuş dudaklarımın arasından ufak bir inilti çıktı. Boşlukta yankılandı, kayıp tren istasyonunda son buldu. Etrafıma bakındım, başıma giren ağrıyı umursamamaya çalışarak.

Kalbimin atışları göğüs kafesime baskı uyguluyordu. Güzel bir masalın sonuna gelirken sonsuzluk cezasına çarptırılmış, masalın kötü karakteri olmuştum. Kasvetim dağılmıyordu. Durgun ama bir o kadar da şaşkındım.

Zor bela hareket ettirdiğim elimle alnımın üzerinden sarkarak gözümü kapatan saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Yaram sızlamıştı, yüzümü buruşturdum. Dün gece yaşadıklarıma dair aklımda hiç bir şey yoktu. Sanki biri tüm kitap sayfalarını yakıp beni hayattan silmişti. Hiç bir şey hatırlamıyordum. Sadece alnım deli gibi sızlıyordu, bedenim yorgundu.

Neredeydim ben? Buraya nasıl gelmiştim?

Odanın kapısı sonuna kadar aralandığında bakışlarımı o tarafa çevirdim. Tek omzunu duvara yaslamış, kapı daha fazla açılmasın diye kapının kolunu tutan bir kızın tüm dikkatiyle beni izlediğini görmüştüm. Nefes alırken arşa yükselip inen göğsüm kalbime telafisi olmayan sızılar bırakmaya devam ediyordu. Bu kızı ömrümde daha önce hiç görmemiştim. Gerginliğim her dakika daha fazla artıyordu.

Gözlerimiz kesiştiğinde bedenini duvardan ayırdı, kapı kolunu bırakıp bir kaç adım uzaklaşarak kafasını geriye doğru yatırdı, koridor olduğunu düşündüğüm tarafa "Kız uyanmış," diye bağırdı.

Hareket etmeyi denedim. Yerimden kıpırdayamamıştım. Sızı bitmiyor, aksine daha fazla artıyordu. Kalbim artık yalvarışlarıma kulak asmıyordu, sınırı geçeli çok olmuştu. Avuç içlerimde tırnaklarımın baskısını hissediyordum, stresimi yatıştırmalı, ana odaklanmalıydım.

KIRIK RUH ARŞİVİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin