Köye Baskın

16.1K 691 27
                                    

Karşımda bizim tayfayı görünce bir şok yaşadım. Bunlar benim burada olduğumu nasıl biliyorlar? Ahh. Tabi ya. Pars beyin işi bu. Ben sinirle suratlarına bakarken onlar bana üzgünce bakıyorlardı. Tek bir kişi hariç. Eray. Can dostum. Onları beni umursamadan içeriye daldı. Ayakkabılarını çıkarıp salona girdi. Odaları tek tek inceledi ve oturma odasına girdi. Diğerleri de aynısını yapacakken onları durdurdum. Kapıyı kapatacakken poyraz ayağını kapının arasına koydu;

-"Çek şu ayağını." Tabi ki de çekmedi. Kapıyı suratlarına kapatmaya çalışırken kapıya bütün kuvvetimi verdim. Ama bir anda poyrazın kapıya omuz atmasıyla geriye doğru sendeleyip popo üstü düştüm. Eray diğer odadan yanıma koşup geldi. Kolumdan tutup kaldırdığında onu itmedim. Biliyorum ki Eray asla benim arkamdan iş çevirmez, üzülmemi istemez. Poyraz ve Yağız da yanıma gelecekken onları durdurdum. İşaret parmağımla kapıyı gösterdim;

-"De-fo-lun." Beni umursamadan içeri girdiler. Oturma odasına girip keyiflerine bakmaya başladıklarından daha çok sinirlendim. Benim arkadaşlarım ne kadar yüzsüz olmuşlar böyle birkaç haftada. Sinirle merdivenlerden çıkarken parsla karşılaştım;

-"Ne oldu hayatım."

-"Elinin körü oldu."

-"Yine kim sinirlendirdi seni? Kim geldi?"

-"Yandaşların geldi." Bana anlamayarak baktı. Onu kenara itip odaya girdim. Kapıyı sıkıca kilitleyip geceliklerimi çıkardım. Dolaptan beyaz kalın askılı bluz ve bilek boy siyah pantolon giydim. Çantama kimlik cüzdan ve gerekli şeyleri aldım. Saçımı özenmeden ev topuzu yaptım. Tarlaya gideceğim için makyaj yapma gereği duymadan odadan çıktım. Merdivenlerden inip dış kapıya yöneldim. Beni fark eden Eray kalkıp yanıma geldi. Bir anda elimi avuçlarına alınca ona baktım. Sargılı elimi dikkatle inceledi;

-"Ne oldu eline senin?" Diğerleri de yanımıza gelince elimi fark ettiler.

-"Bir şey olmadı canım. Sadece dün gece çay demlerken dikkat etmedim. Elimi yaktım önemli bir şey değil." Eray'ın cevap vermesine fırsat vermeden pars beni ondan çekip aldı. Sırtımı göğsüne yaslayıp belimden tuttu. Belimdeki eli kalbimin ritmini değiştirse de hala sinirliyim ona. Yemeği önünden alınan bir hayvan gibi bakmaya başladı pars;

-"Evet bir şeyi yok. Ben dün gece pansumanını yaptım zaten." Kendimi parstan kurtarmaya çalıştıkça daha çok bastırdı. Eray bir bana bir pars bakarken benim yüzümün aldığı şekli görmüş olacak ki kolumdan tutup kendine çekti beni;

-"Onun canını acıtmayı kes artık." Bir yandan Pars bir yandan Eray beni çekerken artık sinirlerim tepeme çıktı;

-"Yeterrrr." İkisi de bir anda durdu;

-"Yeter artık. Pars içeri geç ve sizde." Diğer arkadaşlarımla beraber mecburen içeri girdi. Eray'a döndüm;

-"Sen de benimle gel." Ayakkabılarımızı giydik ve köye doğru yürümeye başladık;

-"Bilmiyordum ben. Vallahi bilmiyordum çimenim. Bilsem sana bunu yapmalarına izin verir miyim? Öğrendiğim an zaten çok sinirlendim. Bizimkilere kızdım bağırdım çağırdım. Günlerce seni aradık. Sonunda yiğit abi bize seni yerini söyledi."

-"Bir dakika bir dakika. Benim burada olduğumu o nereden biliyor."

-"Pars söylemiş. Pars aslında abinin küçükken sınıf arkadaşıymış. Bizde bunu sonradan öğrendik. Önemli olan o değil sensin şimdi."

-"Eray. Badem gözlüm benim. Ben zaten senin suçsuz olduğunu biliyorum ki. Sen neden canını sıkıyorsun?" Bir anda durdu ve bana döndü;

-"Nereden biliyorsun? Ben sanmıştım ki-" Sözünü kestim;

Pars'ın HatunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin