Habersiz İsteme Faslı

12K 480 39
                                    

Nihayet uçağa bindiğimizde rahat bir nefes aldım. Yine peşimde pars vardı. Şükür ki yanımda. Ne kadar yüzüne karşı aşkımı haykıramasam da onu uzaktan sevmekte güzel. Uçağa bindik ve samsuna doğru yola çıktık. Kırk beş dakikalık yolculuktan sonra Merzifon'a geldik ve oradan kavağa geçtik. Güzel bir çay bahçesinde oturup karnımızı doyurduk. Sonrasında bir markete girip bir sürü yiyecek aldık. Taksiye bindik ve köye geldik. Taksi parasını pars verirken sesimi çıkarmadım. Biliyorum çünkü ödetmeyecek benim sapığım. Eşyalarımızı alıp evin önüne geldiğimizde kapının önündeki kayanın altından anahtarı aldım ve kapıyı açtım.

-"Neden oraya saklıyosunuz? Birileri görüp alsa eve girerse?" Güldüm.

"Burası şehir değil pars. Burada insanlar birbirini tanır ve evlerini gözetirler. Yani korur kollarlar kendi evleri gibi." Başını olumlu anlamda salladı. Eve girdikten sonra eşyalarımızı bir köşeye bıraktık ve dolabın içine aldıklarımı yerleştirmeye başladım. Pars yanıma geldi.

-"Yardım edeyim mi?"

-"Gerek yok ben hemen hallederim." Yiyecekleri dolaba yerleştirdikten sonra kendi bavulumu da odama götürdüm. Dolaplara yerleştirdim. Aşağıya indiğimde parsın koltukta uyuduğunu gördüm. Çocuk gibi büzülüp kalmış. Evimiz kuzeyde kaldığı için gündüzleri serin olurdu. Dolaptan ince bir örtü alıp üzerine örttüm. Mutfağa geçip kendime marketten aldığım nescafelerden bir tanesini yaptım. En iyi dostum bu sanırım. Nescafe olmadan bir günü bile geçiremeyen bir insanım. Herkesin bağımlısı olduğu bir şey vardır. Bazılarının ki çikolata bazılarının ki çay bazılarınınkisi de benim gibi kahve. Yalnızlığa en iyi gelen şey. Kahvemi yapıp mutfaktaki sandalyelerden birine oturdum. Kahvemin daha ikinci yudumu alırken pars mutfağa geldi.

-"Bende bi kahve alabilir miyim güzelim." Senin o güzelim diyen dilini yerim ben şapşal. Yüz ifademi normal tutarak konuştum.

-"Tabi." Bir tane kahve verdim ve kendisi yapıp yanıma oturdu. Birbirimizin gözlerinin içine bakarak sustuk. Susmak en iyi anlaşma yöntemi derler ya. Bizde o yöntemi uygulamaya başladık. Anlıyorum aslında. Gözleriyle beni ne kadar çok özlediğini, hatasını, beni üzdüğünü söylüyordu. O gözler bana ayna gibi o gece yaşananları geri yansıtıyordu. Belki hatalıydım, belki o hatalıydı. Ama ortada emin olduğum tek şey vardı:gururum. Benim sahiplenmesi, kıskanması hoşuma gidiyor doğru ama hangi kadın kısıtlanmayı çok sever ki. Her şeyin bir ölçüsü var ve o ölçü haddinden fazla uzarsa artık sıkıcı olmaya başlar. Parsla olan belki de buydu. Benim fazla sıkması, kısıtlaması benim ondan kaçmama sebep oldu. Tamam kabul ediyorum burada hatalıyım fakat bir erkek karşısındaki kaçıp gittiğinde eğer seviyorsa hala peşinden gitmez mi? Hadi onu geçtim daha ilişkimizi bile bitirdiğimizi yüz yüze konuşmadan gidip başka bir kızla birlikte olabilir mi?

-"Ne düşünüyorsun?"

-"İlişkimizi?"

-"Yani hala birlikteyiz."

-"Bilmiyorum. Hala nasıl birlikte olacağımızı düşünüyorum. Sen ve ben bir buçuk sene önce bittik. Ve sen karşıma geçip annem için seni affettim diyosun. Ben bunun böyle olmasını istemiyorum. Yani yanlış bir şey yapmadığım halde beni herkesin içinde annen için affettiğini söylemen kırıcı. Derdimi şuan sana anlatamıyorum aslında ben."

-"Biliyorum güzelim. Seni anlıyorum ben. Sen kendini anlamadığın, anlatamadığın zamanlarda bile ben seni anlıyorum. Evet belki hata yaptım akrabalarımın içinde öyle konuşmakla ama erkeklik gururu işte senin canını acıtırsam benim de içimdeki ateşin biraz olsun söneceğini zannettim."

-"Söndü mü bari?" İğneleyici sözüme karşı yüzünü buruşturdu.

-"Yapma ama."

-"Neyse fazla uzatmayalım. Akşam için bir şeyler yapayım ben."

Pars'ın HatunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin