Eski Anıların Tekrarı

10.5K 468 36
                                    

Pars beni ailesinin yanından sürükleyerek yatak odasına götürdü ve kapıyı kilitledi. Kapı üzerindeki anahtarı alıp cebine attı ve yanıma geldi.  Elini bana uzattığı anda geri çekildim.

-"Daha ne istiyorsun benden pars."

-"Söyledim ya seni." Çocuksu bir edayla söylediği sözler beynimde yankılanmaya başladı. Ne dedi o? Seni istiyorum diyor değil mi?

-"Saçmaladığının farkına var artık. Aramızdaki her şey bitti seni sevmiyorum." Güldü.

-"Bitmedi sadece bir aptallık yaptık ve ayrı kaldık." Sinirle bağırdım.

-"Ayrıldık bitti her şey."  O da sinirlenmeye başladı.

-"Bitmedi."

-"Bitti."

-"Bitmedi."

-"Bitti." Sinirle çığlık attım ve komidinin üstünde duran abajuru duvara fırlattım. Korkuyla kafasını eğip kenara çekildi.

-"Bitmedi kızım bitmedi."

-"O dilin kopsun inşallah. "

-"Kopsun." dedi gülerek. Sonra ciddileşti.

-"Bitmedi."

-"Bitti."

-"Bitmedi." Yatağın diğer tarafındaki komidinin üstünden diğer abajuru alıp cama fırlattım. Cam büyük bir gürültüyle kırılıp parçalara ayrıldı.

-"Bitti."

-"Sakin ol."

-"Bitti. Anladın mı bitti. Şimdi şu kapıyı aç diğer eşyaları kafana fırlatmadan."

-"Hayır açmayacağım. Bitmedi. Bitmeyecekte. Şimdi sakin ol."

-"Ayyyy." Çığlık atarak tekrar odadaki kırılacak eşyalara yöneldim. Yatağın yan taraflarında duran raflardaki çerçeveleri alıp ona fırlattım.

-"Aptal. Salak. Gerizekalı herif. Sanane ya sanane. Neden gelip hayatıma burnunu sokuyosun. Neden beni rahat bırakmıyosun?" Karşımda sadece güldü. Sonra cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Kendisi çıkarken bende ona doğru yürüdüm.

-"Burnumu sokacağım. Konu sensen her şeyi yaparım bebeğim. Şimdi biraz dinlen sonra gelip seni alacağım." dedi ve kapıyı üzerime kilitledi. Hızla kapıya doğru hamle yapsam da yetişemedim.

-"Aç şu kapıyı pars."

-"Hayır meleğim olmaz." Melek lafını duyar duymaz sinirle çığlık attım.

-"Ayyy. Aptal salak. Kes sesini. Bana melek deme sakın."

-"Tamam bebeğim tamam artık melek demek yok. Sakin ol sen." Söylediklerinden sonra kapıdan uzaklaştı. Kırık camdan dışarı bakarken parsın odasının ön bahçeye baktığını fark ettim. Tabi etmemek mümkün değil çünkü bütün akrabaları bana bakıyordu. Pars evden çıkıp bahçede göründüğünde raftan aldığım vazoyu ona fırlattım. Vazo bir adım önüne düştüğünde korkuyla irkildi ve bana baktı.

-"Hemen aç şu kapıyı anladın mı yoksa imdat diye bağırırım."

-"Bağır kimse seni duymaz ki." Zaferle sırıttım.

-"Olsun o zaman telefonla polisi arar yardım isterim." O da sırıttı.

-"Odamda telefon yok." dedikten sonra yüzündeki gülümseme dondu kaldı.

-"Ama sende var." Koşarak odaya tekrar gelirken kendimi odasının içindeki ebeveyn banyosuna attım. O gelmeden kapıyı kilitledim. Odaya geri geldiğinde kapıyı yumruklamaya başladı.

Pars'ın HatunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin