Pars'ın Hatunu

Bende Seninim

Finaller bittiktan 2 hafta sonra yeni bölümler bol bol gelecek bilginize. :)

Sabah gözlerimi açtığımda karşımda bir adet sırıtan pars bulmak beni şaşırttı doğrusu.

-"Günaydın civciv."

-"Günaydın." Hızla yataktan kalkıp lavaboya girdim. Kendimi parsla beraber yatarken düşününce kızardım. Bu çocuk neden sürekli benim yatağıma giriyor. Odaya geri döndüğümde parsı giyinirken görmeyi beklemiyordum. Pantolonunu düğmesini iliklerken içeri daldım. Bu sahneyi görmemle geri kapıdan çıkmam bir oldu. Eminim şimdi odadan çıktıktan sonra dalga geçecek benimle. Öyle de oldu;

-"Neden kaçıyorsun ki?"

-"Pars." diye dişlerimin arasından tısladığımda dalga geçmekten vazgeçti ki sustu. Hiçbir şey demedi. Odaya girip kapıyı iyice kapattım. Yetmedi kilitledim. Parsa güven olmaz. Dolaptan mavi bol paça bir pantolon üzerine pudra rengi bir tsört giydim. Merdivenlerden inerken pars yakaladı;

-"Yine nereye."

-"Tarlaya."

-"O yaşlı kadınla adamın yanına mı?"

-"Sen nerden biliyorsun?

-"Melek sen buradayken sen her an benim gözümün önündeydin."

-"Yine rahat bırakmadın yani."

-"Evet." Sinirle evden çıktım. Köye doğru yürüdüm. Artık nasıl sinirlendiysem 30 dakikalık yolu 15 dakikada geldim. Tabi benim öküzde peşimden. Arabasını evin önüne park etti ve indi;

-"Öküz müsün sen? Madem gelecektin neden o zaman beni de arabayla getirmedin de bunca yolu yürüttün bu sıcakta."

-"Kendin kaşındın. Kim sana sinirle evden çıkıp peşinden atlı koşturur gibi yürü dedi. Sanırsın hanımefendi maratona katılacak." Sinirliyken yaptığım gibi yine yaptım ve gözlerimi devirip dişlerim sıkılı konuştum;

-"Tırmıkla kafana bir delik açmamı istemiyorsan sus."

-"Tamam pes ediyorum. Kızma."

-"Benim kuzenimsin sen ona göre." Anından kaşlarını çattı;

-"Kızım manyak mısın sen? Hayatta sevdiğim kızın kuzeni gibi davranamam."

-"Davranacaksın. Sonra adıı çıkacak köyde. Ferhat'ın kızı eve çocuk aldı diye dedikodu yayılır köye. Biterim ben."

-"Ne olabilir ki?" Pars bunu bilerek umursamazca sordu. Biliyor eğer böyle küçük bir yerde adı çıkan kızın evlenmesi gerektiğini aslında ayağına iyi bir fırsat geldiğini düşündü. Ama hayır sevdiği kıza bunu yapamaz ki. Her kız babasının evinden gelinlikle, kırmızı kuşağıyla, başı dik, alnı açık bir şekilde çıkmak ister. Ona bunu yapamaz ki. Kıyamaz. Çimense parsın bu umursamazca sorduğu soruya karşı sinirlendi. İşaret parmağını parsın göğsüne bastırdı;

-"Ne mi olabilir? Babamın yüzüne yere eğdiririm. Soyadına leke gelir. Evlendirirler. Senin için bu konular önemli olmayabilir ama benim için önemli. Bu soyadı taşıdığım sürece asla laf getirttirmem babama." Sinirle içeri girdiğimde Gülizar nene ve Hüseyin dedeyi görünce bütün sinirim uçtu gitti. Beraber bir güzel kahvaltımızı edip tarlaya doğru yol aldık. Yol boyunca parsın benim şalvarımla dalga geçmesi ayrı bir olaydı. Cinlerimi tepeme getirdi resmen bu çocuk. Tarlada çalışırken pantolon mu giyecektim sanki. Sıcak havada şalvar püfür püfür estiriyor. Tarlaya gittiğimizde yan tarladaki çalışanları gören Gülizar nene ve Hüseyin dede onlara selam verdi. İki yaşlı adam konuşurlarken yanlarında olan üç kızda parsa bakmaya başladı. Kıskançlık bedenimi esir alırken gözüm hiçbir şey görmedi. Tırmığı elime alıp sert bir şekilde toprağa bastırmaya başladım. Hepimiz işleri yapmaya başladığımızda parsa gözüm kaydı. Yan tarladaki kızlara bakarken yakaladım. Birincisinde ses çıkarmadım, ikincisinde ses çıkarmadım ama üçüncüsünde artık dayanamadım. Yanına gidip ensesine bir tane vurdum. Şaşırıp bana baktı;