Evlilik Kervanı

10.9K 459 28
                                    

Yazım hatalarından dolayı kusura bakmayın. Hep telefonun suçu hep :)
Multimedia çimenin gelinliği.

7 ay sonra

Nişanın ardından kendimi işine verdim ve çeyiz için para kazanmaya başladım. Biriktirdiğim paralarla kız tarafının neler alması gerekiyorsa onları aldım. Kendi kendimize karar verdik desek daha doğru olurdu aslında. Pars ben bu mevzuyu açtıkça bana kızdı.

-"Ne kız tarafı olması kızım ya. Delirtme beni. Sen sadece gelinliğinle eve gir yeter."

-"Pars."

-"Bana adetleri bahane edip durma tombiğim. Ha sen almışsın odayı ha ben önemli değil ki. Zaten ikimiz yaşayacağız."

-"Tamam işte o yüzden bari bırakta bende iki üç parça birşey alayım." Sonunda pes etmişcesine konuştu.

-"Tamam bitanem istediğini al karışmıyorum." Parsın izninden sonra aldığım maaşlarımla ufak ufak eşyalar aldım. Rezidanstaki evde oturacaktık fakat içindeki eşyaların yenilenmesini istedi pars. Görende gelin olacak kişi ben değil oydu. Herşeye bir bahane buluyor. Yok bu koltuklar çok eski yok masanın rengi gitmiş. Cidden bu nazı gelin adaylarının yapması gerekmiyor mu? Eve aldığımız yeni koltuk takımı ve masamız geleceği için beraber eve geçtik. Eşyalarımızı getiren görevlilerle tam da kapıda karşılaştık. Pars cebinden anahtarı çıkarıp adamları içeri yönlendirdi. Yaklaşık bir saatin sonunda eşyalarımızı yerleştirildi. Kendimize birer kahve yapmak için mutfağa geçip ketılda su ısıttım. Çekmeceden kahveleri alırken mutfağa geldi benim şebek. Aniden arkamdan sarılıp alnını sırtıma yasladı ve küçük öpücükler bıraktı.

-"Şştt oyun oynama pars." Beni dinlemeyerek oyunlarına devam etti. Sonunda sırtımdaki işi bitince komple sarıldı ve bedenlerimiz birbirine yapıştı.

-"Kaç gün kaldı."

-"7 gün."

-"Yani yedi gün sonra bu evin kadını olacaksın." Güldüm.

-"Hıhı." Boynumdan öperken derin bir iç çektim.

-"Hadi bırak."

-"Hım. Şimdilik elimden kaç bakalım. Yedi gün sonra istesen de kaçamazsın." Cevap vermedim. Haklıydı. Kaçamazdım ama zaten kaçmak da istemiyorum ki. Sadece evlenecek olma fikri beni geriyor. Masaya oturup kahvelerimizi içtikten sonra bardakları yıkadım ve geri koydum dolaba. Dolaplarıma bakınca gülümsemeden edemedim. Tam benim istediğim gibi ahşap kahverengiydi. Bütün eşyalarım yarın getirilecek ve ailem tarafından yerleştirilecekti. Bir nevi çeyiz serme gibi bir şeydi. Evden çıkıp arabaya bindik. Beni evime bıraktı ve ardından kendisi de evine gitti. Eve geldiğimde annemi kolilerle boğuşurken buldum.

-"Anne napıyosun."

-"Kızım yarın bu yemek setlerin ve tencere takımların falan gidecek onları kapıya diziyorum yarın kolaylık olsun diye."

-"Anne yormasana kendini erkekler halleder."

-"Olsun kızım." Anneme yardım edip kolileri kapıya dizdim. Üstümü değiştirmek için odama girdiğim an başka bir şokla karşılaştım. Gözlerim doldu. Eşyalarım kolilenmiş sadece dolabımda kıyafetlerim ve yatağım duruyordu yerinde. Ne kitaplığım ne de çalışma masamın üstündeki malzemelerim. Annem hepsini kolilemiş bırakmış. Gözümden iki damla yaş düştü. Evlenip baba evinden ayrılmak ne zor bir duyguymuş böyle. Sen yıllarca bu evde yaşa sonra adamın biri gelsin seni babandan annenden abinden çekip alsın. Sevdiğin adam orada sorun yok ama bebekliğinin geçtiği evden ayrılmak her kız için zor şüphesiz. Üstümdeki çıkarıp dolabımı açtığımda üzerime bir pijama ve t-shirt geçirip tekrar aşağıya indim. Annemle güzel bir masa hazırladık ve ailecek yemek yedik. Masayı toplarken annemi odaya gönderdim dinlenmesi için. Bulaşıkları akıtıp bulaşık makinasına koydum. Mutfakla işim bitince son olarak çaydanlığa su koydum ve salona geçtim. Babamın yanına oturduğumda kollarını boynuma doladı.

Pars'ın HatunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin