Salonda gördüğüm kalabalık ortamdan sonra yüzümdeki gülümsemem gitti. Parsla göz göze geldiğimizde mahcup bir ifade vardı gözlerinde.
-"Bebeğim cidden bu defa benim bi suçum yok. Yemin ederim bütün akrabalarımın burada olacağını bilmiyordum. İnan bana." Elini güven verircesine sıktım.
-"Tamam aşkım sorun yok." Ne kadar sorun yok desem de kalabalığa baktığımda gerilmeden edemedim. Kalabalık ortamları sevmezdim ki ben. İçlerinden el ele çıkan bir çift yanımıza gelirken onların parsın anne ve babası olduğunu tahmin ettim ki ellerini uzatıp kendilerini tanıttıklarında haklı çıktım.
-"Hoş geldin güzelim. Ben parsın annesi gül."
-"Bende babası bahadır. Hoş geldin." Ellerini sıktım.
-"Hoş buldum efendim."
-"Tanıştığımıza memnun olduk kızım."
-"Bende efendim." Robot gibi sürekli efendim demek zorunda kalıyordum ve bundan ben bile rahatsızdım. Resmi ortamlarda da nefret ettiğimi söylemiş miydim? Pars beni koltuklara yönlendirirken içeri olan akrabalarıyla tanıştım. Baktığım yüzler bana tanıdık gelirken nereden tanıdığımı düşündüm. Tabi çok geçmeden berkin beni kaçıracağı zaman kurtarıp bir eve götürdüğünde orada çerçevede gördüğüm yüzlerdi. Aynı fotoğraftaki gibi 5 kız ve 11 erkek olarak karşımdaydılar. Aaa pardon bir erkek yanımda. Parsın anne ve babasından sonra yan yana dizilmiş 4 çift daha gördüm. Onlarla da sırayla tanıştım. İlk tanıştığım Süreyya ile Yasin çiftiydi ve parsın amcası ve yengesiydi. İkinci olarak yine parsın amcası ve yengesi Hilal ile Mustafa çiftiydi. Üçüncü olarak parsın halası ve eşi olan Ayla ile Gürkan çiftiydi. Dördüncü ve son olarak yine parsın amcası ve teyzesi diğer tabirle yengesi Yalçın ile Rukiye çiftiyle tanıştım. Evet yanlış duymadınız. Parsın amcası bir gün hep beraber bu evde otururlarken teyzesi gelmiş ve kapıdan girer girmez ona aşık olmuş. Ve sonuç olarak evliler. Sıra gençlere geldiğinde pars sırayla tanıttı hepsini. Şevvali tanıttı ve ben o an yerin dibine girmek istedim. Kız bana elini uzatmak yerine sımsıkı sarıldı.
-"Demek abimi senelerdir peşinde süründüren güzel kız sendin."
-"Şevval yavaş ol abiciğim kızı boğacaksın. Sevgilim şevval benim kız kardeşim." Sinirle ve kızarmış yüzle parsa baktım.
-"Keşke gelmeden önce bana aileni tanıtsaydın da kız kardeşin olduğunu bilseydim." Parsa homurdanırken hepsi kahkaha attı.
-"Benim oğlum biraz bencildir. Sevgilisine bile ailesini söylemediyse demek ki sana bayağı bir düşkün."
-"Efendim kusura bakmayın eğer tanışmış olsaydı şuan böyle olmazdı. Size karşı çok mahcubum." Parsın annesi yanımıza gelirken beni kolları arasına aldı.
-"Olur mu hiç öyle şey bebeğim. Bu bizim hayta oğlumuzun kabahati senin değil." Kadın bana teselli verirken benim dengesiz sevgilim bir anda beni annesinin kollarından çekip aldı.
-"Ağır ol anne biraz. Sevgilimi sarıp sarmaladın hayırdır. Ona bir tek ben böyle sarılabilirim." Hepsi bize gülümseyerek bakarken ben yerin dibine girmekle meşguldüm. Sonunda kendimi parstan kurtardığımda tanıştırmaya devam etti. Sıradaki pars boylarında onun kadar yakışıklı bir adamdı.
-"Merhaba ben Arslan. Parsın abisiyim." Yine sinirle parsa döndüm fakat bu defa omuzlarını silkti.
-"Tanıştığıma memnun oldum."
-"Bende." Sıradaki yine bir erkekti ve ailenin diğer erkekleri gibi yakışıklı bir adamdı.
-"Merhaba güzellik ben Burak. Süreyya ve Yasin çiftinin oğullarıyım." Sırayla geçiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pars'ın Hatunu
Roman pour Adolescents-"Beni seviyorsun ama itiraf edemiyorsun. Baksana kıskançlıktan çıldırıyorsun." Sağıma soluma bakıp birileri geliyor mu diye baktım. Zaten mısır ekinleri boyumuzdan büyük olduğu için görünmezdik. Kimse olmadığına kanaat getirince ona yaklaştım. Elim...