Yeni Gerçekler

12K 548 6
                                    

Kaşlarım çatık ona bakarken o sakince yanıma geldi. Parmaklarımı parmaklarıyla buluşturdu ve gözlerini yüzümde sabitledi;

-"Öğreneceksin melek." Parmaklarımı parmaklarından kurtarmaya çalıştım;

-"İstemiyorum. Bırak beni gitmek istiyorum. Yine bir yalanı daha kaldıracak kadar güçlü değil bu bünye." Parmaklarımı bıraktığında beni bırakacağını zannederken o yine yaptı yapacağını. Bu defa belimden sımsıkı tutup beni kendine bastırdı;

-"Yalan yok meleğim."

-"İstemiyorum hayır."

-"Yalan yok yemin ederim. Sevgili olduğumuzdan beri sana bir tek bile yalan söylemedim."

-"Eee o zaman burada ne işimiz var bizim." Gülümsedi ve alnını alnıma dayadı;

-"Sadece beni biraz daha yakından tanımanı istedim." Dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu;

-"Korkuyorum. Yine bir şey olacak diye korkuyorum."

-"Korkma. Bu defa yalan yok. Sadece daha yakından tanımak var bebeğim. Hadi gel." Elimi kavradı ve parmaklarıyla parmaklarımı kenetledi. Koridordan geçip bir odanın önüne götürdü;

-"Buraya hiç girmemiştim ta ki seni tanıyana kadar. Bu ev bana ait ama hiçbir zaman dokunmamıştım. Sonra seni hayal ederek bu evi dekore ettim kendi başıma. Renkleri tipleri eşyaları hep senin seveceğin tarzda yaptım. Sonra seni buraya getireceğime dair söz verdim kendime. Ve şimdi de o verdiğim sözü tuttum."

-"Hadi ama biliyorsun çok sabırsızım." Kahkaha attı ve odanın kapısını açtı. İçeri adım atar atmaz beni de yanına çekti. Gözlerim odayı taradı hayranlıkla. Boydan camın stor ip perdesi vardı gri kırmızı ve siyah renklerinde. Büyük gri dolap göz kamaştırıyordu. Büyük boydaki yatak üzerindeki gri ve kırmızı papatya desenleriyle hoş bir görüntü sergiledi gözüme. Yatağın karşısında gri siyah ve kırmızı karışımlarda olan 4 çekmeceli şifonyer ve yatağın yanlarında birer komidin bulunuyordu. Gri post halıyla güzel bir havası vardı.

-"Burası bizim yatak odamız. Beğendin mi?" Parsa döndüm. Ellerimle yüzünü kavradım sakalını okşadım;

-"Çok beğendim çok güzel olmuş burası."

-"Hımm." dedi ve yine öptü;

-"Hıhı." Öpücüğüne karşılık verirken beni kucağına alıp salona götürdü. Koltuğa oturdu ve beni kucağından indirmedi. Birbirimizin gözlerinin içine bakarken ilk atak ondan geldi. Dudaklarını uzattı ve alt dudağıma öpücük bıraktı. Nefesimi yüzüne üflerken gözlerimi kapattım. Allah'ım bu nasıl bir duygu böyle. Nasıl böyle olur? Nasıl bir yandan içimde volkanlar patlarken diğer yanda sanki damarlarımdan buz gibi soğuk suyun aktırdığını hissediyorum. Aşk böyle bir şey miydi? Karmaşık. Bu defa ben onun üst dudağından öptüğümde güldü;

-"Hım demek öğreniyoruz." Dudağı dişlerimin arasındayken güldüm;

-"Hıhı öğretmenim bu kadar bilgiliyken kaçırmayayım dedim." Oyun oynamaya devam ederken birbirimize gülümsemeyi de ihmal etmiyoruz. Dudağını serbest bıraktım. Bu defa o dudağımı dişleri arasına aldı;

-"Çok bilgili çok. İstediğin her şeyi sorabilirsin."

-"Hım. Bu kadar öğretmeye meraklı yani."

-"Her zaman. Özellikle karşısında böyle güzel seksi bir kız varken."

-"Başka güzel kızlara da öğretiyor mu hocamız."

-"Yok sadece ismi çimen olan güzel öğrencisine bu kadar ilgili." Güldüm;

-"O öğrenci öğretmeninin ağzını yer ama. Bu kadar tatlı olmasın. Sonra kıskanır. Zaten çok kıskanmış."

Pars'ın HatunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin