Kabul

20.2K 700 28
                                    

O gün tarlaya gittikten sonra sakın geçti günümüz. Yücel karşımıza çıkmadı. Kızlar tarlada toprakla resmen savaş halindeyken kahkaha atarak izledim. Benim kıyafetlerime kahkahalar atan serraya şimdi de ben gülüyorum. Benim kahkaha atmama karşı serra sinirle bana baktı;

-"Gülmeyi kessene kızım. "

-"Bana kızım deme yoksa şurdan uçucam üstüne. Bana kahkaha atarken iyiydi ama." Bir şey demedi. Akşam tarlada işimiz bitince nenemlerin kapısının önüne kadar hep beraber geldik;

-"Yavrum yarın gelme sen. Misafirlerin var." Hepsine sinsice baktım;

-"Yok nenem onlar zaten yarın gidecekler İstanbula gerek yok ben gelirim." Yağız hemen lafa atladı;

-"Nenem senin bu torunun çok şakacı yahu. Biz daha buradayız ve hep beraber tarlada çalışacağız."

-"Neyse nenecigim biz artık gidelim. Siz kendinize dikkat edin. Ben geleceğim. Eğer bir şey olursa yada bir şey falan istersen beni ara."

-"Tamam kuzum. Hadi dikkatli gidin."

-"Tamam nenecigim hadi görüşürüz. "

-"Görüşürüz kuzum. " Nenem içeri girdi. Herkes arabalara binerken ben ortada kalıp onlara baktım. Hepsi bana arabadan bakarken umursamadan yürümeye başladım. Tabi yine parsın kolu bariyer gibi engel oldu bana;

-"Arabaya melek."

-"Ben yürüyeceğim."

-"Köy yeri burası ayıp biri görürse yanlış anlar diyen sen degil miydin? "

-"Evet de bunun konuyla alakası ne?"

-"Eğer arabaya binmezsen seni sırtıma alırım. Ee doğal olarak birileri görür yanlış anlar. Hem de kuzenin diye tanıtmışken. " Sinirle oflayarak arabasına bindim. Arka koltuğa oturmak için kapıyı açmışken pars kapıyı kapatıp ön tarafın kapısını açtı;

-"Yanıma melek yanıma."

-"Boğacagım seni burada. Sonrada kıtır kıtır kesecegim. " Güldü;

-"Yani diyorsun ki hep erkekler mi yapacak. Biz de bir kere yapalım şiddeti."

-"Evet. Ve tarihe geçeceğim sonra da." Pars bu dedigimle beraber güldü. Beraber eve girdik. Bizimkiler çoktan gelmiş oturmuşlar salona. Onları umursamadan merdivenlere yöneldim. Odana girip dolaptan temiz kıyafetler aldım. Havlumu da alıp banyoya girdim. Yanık elime dikkat ederek duş aldım. Hemen çıkıp odama tekrar geri döndüm. Saçlarımı kurulamak için başımı eğip saç kurutma makinesini açtım. Kurularken bir ara kapı açıldı ve kapandı. Sonrasında da kurutma makinesi elimden alındı. Saçlarımın arasına dolanan parmaklara karşı hiçbir tepki vermedim. Yüksek derecedeki saç kurutma makinesiyle kısa sürede saçlarım kurudu. Başımı kaldırdığımda parsı gördüm. Gülümseyerek bakmasına karşı gülümsedim ;

-"Teşekkür ederim."

-"Rica ederim meleğim. Dikkat et eline hadi şimdi pansuman yapalım. " Olumlu anlamda başımı salladım. Ecza dolabından malzemeleri alıp yanıma oturdu. Elimin sargısını dikkatle çıkardı. Tabi bazı yerlerde sargının elime yapışmasından dolayı canım acıdı ve inledim. Benim canımın acımasına karşı o da suratını buruşturdu;

-"Özür dilerim melek."

-"Pars lütfen çabuk bitir şunu. "

-"Tamam bitiyor şimdi biraz daha dayan. Çok az kaldı." Hemen pansumanı yapıp yeni sargıyla elimi sardı. Birbirimize bakışırken kapım çaldı.

-"Gir." İçeri serra girdi;

-"Hadi gelin çay demledik içelim. Çimen çok sever çayı." Pars bana sırıtarak baktı;

Pars'ın HatunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin