Mutluluğa İlk Adım

10.8K 473 23
                                    

Aceleyle yazılan bir bölüm oldu yanlışlar için kusura bakmayın.

Bu sözlerden sonra birde babamın söylediği sözle gözlerim fırlayacak gibi oldu.

-"Verdim gitti."

-"Allah tamamını erdirsin." Parsın amcaları babamın elini sıkıp tebrik ettiler.

-"Amin." Herkes birbirini tebrik ederken ben olayları uzaktan izlemekle meşguldüm. Sonunda tebrikler bittiğinde herkesin gözü bana döndü.

-"Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz." Pars anlayışla elimi sıktı.

-"Güzelim. Bende bunu anlatmaya çalışıyordum yukarıdan buraya gelene kadar." Sinirle parsa döndüm.

-"Benden habersiz beni ailemden istemek ne demek ya." Kimseyi umursamadan parsa bağırmamla herkes pür dikkat bize bakıyordu.

-"Söyleseydim kabul etmezdin."

-"Evet etmezdim. Ama." Sözler boğazımda yumru olurken yutkunmakta zorluk çektim. Dolan gözlerimi gizlemeye çalışsam da sesim ağlamaklı çıktı.

-"Ama istemeye gelindiği akşam en azından böyle çıkmazdım. Aptal." Son kez bağırıp merdivenlere yöneldim. Aceleyle yukarı çıktım ve odama girdim. Lanet olsun. İnsan hiç istemeye gelineceğini söylemez mi? Her genç kız bunu düşünerek hazırlanır özenir ama halime bak. Topuz askılı badi ve ayıcıklı pijama. Kendi kendime söylenirken pars girdi odaya. Elinde bir elbise kılıfı ve ayakkabı kutusu vardı. Kılıfı dolaba ayakkabı kutusunu yere bıraktı ve yanıma geldi. Dizlerimin önünde tek ayağının üzerinde diz çöküp elimi tuttu.

-"Kızma bana. Ben istemeyeceğini bildiğim için habersiz yaptım."

-"Şu halime bak pars. Ne haldeyim."

-"Umurumda değil."

-"Benim umurumda." Herkese kızgındım. Aileme, parsa ve onun ailesine. Ayağımdaki ayıcıklı puf terliğimi çıkarıp kafasına  atmamak için kendimi zor tuttum. Onu umursamadan aşağıya indim tekrar. Ailem ve parsın ailesine baktım.

-"Pars kiminle evleniyorsa evlensin. Benim haberim olmadan beni kimse kimseye veremez. Kaçıyorum  işte hıh." Çocuk gibi trip atarak şaşkın bakışlar altında evden çıktım. Hani eşler kavga ettiklerinde adam sadece ceketini alıp çıkar ya bende öyleydim. Ayağıma terlik üzerime bir mont bile almamıştım. Eylül ayında olmamızdan dolayı ve kışın erken gelmesi benim bu durumumu zora sokuyordu. Ah çimen ah. Acaba alt kattaki şaziye teyzenin evine mi gitsem. Ama o zamanda rahat bırakmazlar bulurlar beni. Asansörle aşağıya indiğimde gidecek yerim yoktu. Mecburen binadan dışarı çıkacaktım. Demir kapıyı açmamla rüzgarın üzerime doluşması bir oldu. Tüylerim ürperirken zar zor binadan çıktım. Titreye titreye yürümeye devam ederken arkamdan ayak sesleri geldi. Kesin pars bu. Sakın arkana bakma çimen sakın. Yürümeye devam ederken sırtıma bırakın bir montla parsın olduğuna emin oldum. Hala yürümeye devam ederken arkamdan sarılmış benimle beraber yürüyordu.

-"Üşüyeceksin."

-"Üşüdüm hatta donuyorum sayende. Senin yüzünden evimden barkımdan oldum."  Şaşırdı.

-"Benim yüzümden mi?"

-"Evet. Havalı havalı çıktım şimdi her yanım buz kesti." Güldü.

-"Gel hadi gel gidelim. Daha sözümüz yapılacak."

-"Pars." Sinirle dişlerimin arasından adını fısıldamam karşısında gülmeye devam etti.

-"Hadi güzelim hadi. Bak daha hazırlanacaksın yemeğe gideceğiz."

Pars'ın HatunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin