Melek Sorunu

9.5K 498 4
                                    

Meleği ve onu gördüğümde elim ayağım buz kesti. Bu aptal kız ne halt etmeye beni gıcık edecek şeyler yapıyor. Melek ve o bize doğru sırıtırken gelirken pars da benim baktığım yere doğru bakmaya başladı. Küçük bir küfür savurdu;

-"Siktir ya." Gözlerimle sanki meleği öldürebilecek bir kapasitede bakıyordum ona.

-"Melek hızlan gidelim." Tam bir adım atacakken kolundan tutup durdurdum;

-"Dur pars." Melekler yanımıza geldiğinde gözlerim ateş çıkacaktı neredeyse. Güldü;

-"Selam gençler naber?" Pars sakinleşmeye çalıştı;

-"Sağ ol melek iyiyiz."

-"Senin ne işin var bu kızın yanında."  Melek benim soruma karşı sırıttı ve bu beni daha da deli etti.

-"Ne demek bu çimen sana hesap mı vereceğim ben." Sıkıntıyla gözlerimi yumdum;

-"Abi lütfen şimdi bana kızmanın ne yeri ne de zamanı. Açıklar mısın bana bu kızla ne alakan olduğunu." Kenetlenmiş ellerini kaldırıp gösterdi;

-"Yeterince açık değil mi tombiğim. Peki sizin ne işiniz var." dediğinde gözleri ellerimize kitlendi. Pars bu soruyla kasıldı;

-"Yiğit sonra konuşursunuz hadi hepimiz yolumuza gidelim." Cümlesi biter bitmez benim cevap vermeme fırsat vermeden yürüdü. Çok değil daha iki adımında abim kolumu kavradı;

-"Nereye gidiyorsun bu saatte. Gel benimle. Önce meleği evine bırakırız sonra eve geçeriz." Derin bir nefes alıp verdim;

-"İstemiyorum bırak kolumu." Abimin kaşları çatıldı;

-"Anlamadım. Ne demek bu şimdi."

-"Gayet açık yiğit. Şimdi bırak çimenin kolunu. Ben onu eve götürürüm sende kız arkadaşını evine götür. Sonra evde baş başa konuşursunuz bu konuyu."

-"Hayır benimle gelecek." diye direten abime en sonunda patladım. Kolumu sertçe çektim. Çekmemin etkisiyle elleri dengesizce savruldu;

-"Gelmeyeceğim. Git kız arkadaşınla ilgilen benimle ilgilenme. Ben parsla gitmek istiyorum." Abimin cevap vermesine fırsat vermeden parsı çekiştirdim. Bana ayak uydurdu. Bugün tam bir cehennem gibiydi. Melek denen kızı kenara çekip iyice bir uyarmak farz oldu canım. Benim erkeklerimle  uğraşmaktan ne zevk alıyor ki. Abime en kısa sürede gerçekleri anlatıp ondan ayrılmasını sağlamalıydım. Parsla beraber arabanın yanına geldiğimizde ikimizde yerlerimize geçip sessizleştik. Kısa bir sürede bizin evin olduğu mahalle sapağına geldiğimizde pars mahalleye sapmak yerine direk yoldan devam etti. Sesimi çıkarmadım. Müzik dinleyerek yolculuk yaparken artık sonuna yaklaştık. Araba beni önceden getirdiği rezidansın otoparkında durdu. Sesimi çıkarmadan onun yaptıklarını takip ettim. Arabadan çıktığımızda uzaktan kumandayla kilitledi ve yanına gitmemi bekledi. Yavaş hareketle yanına gittim ve ellerimizi kenetledik. Binaya girip asansörü bekledik. Derin derin nefes alma egzersizleri yaparken pars da destek olmak istercesine elimi sıkmaya devam etti. Nihayet asansör geldi ve en üst kata çıktık. Cebinden anahtarı çıkarıp eve girdi ve ardından ben. Ezbere bildiğim oturma odasına geçtim ve sevdiğim yumuşak koltuğa oturdum. Başımı koltuğun baş kısmına yasladım. Bir kaç dakika sonra pars gelip yanıma oturdu. Eliyle yüzümü kavrayıp yanağımı okşadı;

-"Nasıl hissediyorsun." Gözlerimi yumdum;

-"Berbat sinirli hatta sinir ne kelime seri katil olacakmış gibi hissediyorum." Güldü;

-"Sakin meleğim sakin."

-"O salak kız sayesinde senin bana meleğim demen de bile soğudum."

-"Ne diyeyim güzelim."

Pars'ın HatunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin