Gece sadece birkaç saat uyuyabilmiş olmama rağmen oldukça dinç uyanmıştım. Önemli bir ameliyatım olduğu için Hardy uyanmadan evden çıktım. Hastaneye geldiğimde cerrahi asistanları başıma üşüştü. Anlaşılan acile yeni bir hasta gelmişti ve vakayı kapmak için uğraşıyorlardı. Hızlıca üzerimi değişip ameliyata girecek hastamı kontrole gittim.
"Günaydın Bay Smith. Ameliyat için hazır mısınız ?"
"Günaydın Doktor Hanım. Heyecanlıyım, açıkçası biraz da korkuyorum ama size güvenim sonsuz."
Ona kibarca gülümsedim.
"Hiç merak etmeyin emin ellerdesiniz."
Onu bu vakadaki asistanım olan Paul'a bırakıp ameliyat için hazır olunca bana çağrı atmasını söyledim. Ben de ameliyata hazırlanmak için odama geçtim.
Hazırlanma dediğin de şey Youtube'a girip arama kısmına beyin ameliyatı nasıl yapılır yazmak.
İç sesimi duymazdan gelerek gerçekten hazırlanmak için Hardy'yi aradım. Evet, ameliyata hazırlanırken yalnızca onun sesiyle rahatlıyordum. Ben masamın üstünde duran topla ellerimi çalıştırmaya başlamışken uykudan yeni uyandığını belli eden sesiyle telefonu açtı.
"Efendim güzelim."
"Günaydın patron bey."
Uykulu sesiyle küçük bir kahkaha attı. Keşke öğretmen olsaydım ya da bir iş insanı ya da ne bileyim avukat. O zaman bir insanın hayatı ellerimin arasında olmazdı ve yemişim işini deyip Hardy'nin yanına koşup tekrar kollarının arasına girebilirdim.
"En büyük hastanızdan da size günaydın Doktor Hanım. Lütfen bana yardım edin dermansız bir derde düştüm."
"Bugün öğle arasında hastaneye gelirseniz derdinizin dermanını büyük bir zevkle bulurum en sevdiğim hastam olan beyefendi."
"Öğle arası kesin oradayım o zaman."
Tam o anda hastane telefonuma çağrı düştü.
"Merakla bekliyorum ve ameliyata gidiyorum sevgilim. Seni çok çok seviyorum. Kahvaltı yapmadan sakın evden çıkma."
Onun da beni sevdiğini duyduktan sonra telefonu kapatıp hızla ameliyathaneye gittim. Kapının önünde birkaç saniye durdum ve öylece onu iyileştirmemi bekleyen hastama baktım.
Artık sayısını hatırlayamadığım kadar çok ameliyata girmiştim ama her seferinde öncesinde birkaç saniye soluklanıp ölümü ruhen ve fiziken kabullenmem gerekiyordu.
Derin bir nefes alıp başımı salladım ve maskem takıldı. Şimdi birilerinin kurtarıcısı olma zamanıydı. 4 saat boyunca beyinle savaştıktan sonra sonunda ben kazanmıştım.
"Evet arkadaşlar harikaydınız. Şimdi gidip biraz dinlenebiliriz."
Ameliyathaneden çıkıp kanlı eldivenlerimden kurtuldum. Ellerimi yıkayıp maskemi ve başımdaki bonemi çıkardıktan sonra üstümdeki önlüğümü çıkardım. Ameliyathaneden çıkınca hastamın eşini görmek için odasına çıktım. Ben içeri girer girmez panikle ayaklandı.
"Ameliyat çok başarılı geçti. Bu gece yoğun bakımda kalacak ama yarın normal odaya alacağız."
Kadının gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.
"Teşekkür ederim Alin Hanım. Çok teşekkür ederim."
Ona minnetle gülümsedim. O an aklıma sabahki düşüncelerim geldi. Eğer öğretmen, iş insanı, avukat ve benzeri bir mesleğe sahip olsaydım mutluluktan ağlayan insanları bu kadar sık göremezdim. Mesleğim gerçekten kutsaldı ve ben de bu kutsal mesleğin aşığıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gittiğin Gün
Ficção AdolescenteAnevrizma üzerine çalışmalar yürüten ünlü beyin cerrahı Alin Atay sevgilisi Hardy Benson'ın beyninde anevrizma çıkınca neye uğradığını şaşırır. Sevgilisini kurtarmak için her şeyi yapan Alin bu savaşı kazanabilecek midir ? "Vola sempre verso la libe...