"Alin Hanım."
"Alin, bana bak."
Alex'in omzumdan yavaşça sarsmasıyla kendime geldim. Gözümden birkaç damla yaş düştü.
"Çıkart onu oradan." diye bağırdım.
"Alin dur bir sakin ol."
Titreyen ellerimi yüzüme götürüp gözyaşlarımı sildim.
"Söyleyecek misin ?"
Başımı iki yana salladım. Şu an olmazdı.
"O zaman kendine çeki düzen ver. Bu şekilde karşısına çıkamazsın."
Kendime birkaç saniye tanıdım. Sonuçta dünyanın sonu değildi. Gerekirse ömrümün geri kalanını laboratuvarda geçirip onu iyileştirmenin bir yolunu bulabilirdim. En azından en iyi bildiğim hastalıktı. Ya onu bir başka doktorun eline bırakmak zorunda kalsaydım.
"Tamam iyiyim ben Alex. Çıkar Hardy'yi."
Alex emin olmak ister gibi yüzüme baktıktan sonra düğmeye bastı. Ben de odadan çıkıp Hardy'nin yanına gittim. O, yavaş yavaş makineden çıkarken bekledim. Sonunda tamamen çıkıp ayaklandığında sıkı sıkı sarıldım.
"Ne oldu güzelim ? Bir sorun mu çıktı ?"
Kafamı göğsünden çekip "Yok hayır. Yani migrenin varmış. Ben biraz fazla korkmuşum." dedim.
Elini çeneme koyup yavaşça başımı kaldırdı.
"Hissettiğin şeyleri çok iyi anlıyorum bebeğim. Aynı durumu sen yaşasaydın büyük ihtimalle kafayı yerdim ama bak kendin gördün. Hiçbir şeyim yok." deyip tüm kötü şeyleri unutturacak kadar güzel bir şekilde gülümsedi.
"Hadi artık çıkalım buradan Hardy. Üstünü değiştir sen de."
Elinden tutup onu odadan çıkardım. Üstünü değiştirmesine yardımcı oldum.
"Evimize gidiyoruz değil mi ?"
"Benim mesaim bitmedi. Sen geç, gelirim işim bitince."
"Madem sen yoksun ben de şirkete gideyim."
Gitme demek istiyordum. Bir an bile ayrılma yanımdan. Ölme demek istiyordum. Sakın ölme. Ama ağzımdan sadece "Tamam." çıkabildi.
"Ben geçireyim seni."
Yanında olabileyim. En azından bir süre.
El ele yürürken karşıdan gelen kişiyi görünce içimden bir küfür ettim.
"Merhabalar hastanemizin çifte kumruları. Dün tüm gece telefonunuzu bekledim ama aramadınız."
Hardy şaşkınlıkla bakıyordu.
"Sana da merhaba Noah da. Neden arayacakmışız seni ?"
O an aklıma gelen ilk yalanı söyledim.
"Biliyorsun reglimde hep bir düzensizlik var. Dün Noah'ya muayene olmaya gittim. Rahmimde küçük bir kist gördü. Ben de şakayla karışık Hardy kesinlikle küçük olduğuna inanmayacak gece seni hastaneye çağıracak demiştim de onu söylüyor."
"Sana her konuda güvenim tam ama sağlık konusunda asla Alin. O yüzden kesinlikle gidip görmeliyim bu kisti."
Hardy'ye belli ettirmemeye çalışarak kaşlarımı kaldırdım.
"Hardy benim şimdi hastalarım var. Hem gerçekten çok küçük bir şey. Zamanla kendiliğinden yok olacaktır. Ben gideyim. Alin sen de dün reçeteni unutmuşsun gel al olur mu ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gittiğin Gün
Ficção AdolescenteAnevrizma üzerine çalışmalar yürüten ünlü beyin cerrahı Alin Atay sevgilisi Hardy Benson'ın beyninde anevrizma çıkınca neye uğradığını şaşırır. Sevgilisini kurtarmak için her şeyi yapan Alin bu savaşı kazanabilecek midir ? "Vola sempre verso la libe...