NEFES

DAYAK LİSTESİ

"Ne, sana bişey yaptı mı? "
"Hayır ama çok değişmiş"
"Boşver sen, düşünme onu gel gidelim" deyince uzattığı elini tuttum. Eski yerimize oturduğumuzda Doruk dans ediyordu. " Yankı Kalkalım mı? "
"Tamam" deyip ayaklandı. Doruğa eliyle biz gidiyoruz dedikten sonra çıktık. Yankı evin yolunu geçince, "Eve gitmiyo muyuz?"
" Sahili özlemedin mi?"
"Hemde çok"

Sahile geldiğimizde burayı gerçekten özlediğimi farkettim. Uzun bi süredir işlerden dolayi gelemiyorduk.

Her zamamki bankımıza oturunca denizi izlemeye başladım. Bana huzur veren tek yer burasıydı.
" Yarın işin var mı? ", Yankıya dönüp sorusuna cevap vedim. "Biraz, öğlen çıkıp elbise bakıcam Ayşenurun düğünü için"
"Tamam ben seni alırım beraber gideriz"
"Tamam"

°•○●°•○●°•○●

Çantamıda aldıktan sonra hastaneden çıktım. Yankı gelmişti, arabaya binip "selam" diyerek yanağına bi öpücük kondurdum.
" Selam"
Telefonum çalınca çantamdan telefonumu çıkardım. Arayan Rabiaydı.
Yankı soran gözlerle bakınca Rabia arıyo deyip telefonu açtım.
" Efendim canım"
"Nasılsın Nefes"
"Iyi sen"
"Iyi, Ceren seni çok özlemiş seninle konuşmak istiyor"
"Kıyamam ben ona yaa, tamam"

"Halacım"
"Nasılsın bitanem"
"Iyiyim seni çok özledim"
"Bende seni çok özledim meleğim, en kısa zamanda gelicem yanına"
"Tamam, nerdesin sen"
"Yankı abinle alisverise gidiyoruz"
"Aşk olsun hala insan beni de alır, neyse Yankıyı versene"
"Tamam kuzum" deyip telefonu Yankiya uzattım.
" Nasılsın fıstık"
...
" Bende iyiyim senin bu cadı halanla uğraşıyorum" dedikten sonra yanağımdan makas alıp konuşmasına devam etti.

" Bende seni seviyorum "
" Tamam, hadi bende öptüm görüşürüz" deyip telefonu kapatıktan sonra bana uzattı.
"Cadı? " diye kızgınımış gibi yaparak Yankıya döndüm.
" Napıyım güzelim, aşkım meleğim deseydimde Ceren seni parçalasamıydı"
"Dikkat et ben seni parçalamıyim sevgilim"
"Nedir benim çektiğim bu hala yigeninden be arkadaş" deyince kıkırdayıp önüme döndüm.

°•○●°•○●°•○●

Anlımdan akan teri elimi tersiyle silip, kabinden çıktım. " Bu nasıl?"
"Güzel"
"Iyi o zaman alıyorum bunu" deyip kabine dönmek için arkamı döndüm. "Hop hop, dur bi olmaz bu elbise"
Tam 2 saattir elbise deniyodum ve paşamız hepsinde bi kusur buluyor.
" Neden?"
" Elbisenin arkası yok"
" Abartma Yankı, küçük bi sırt dekoltesi"
"Kızım sen küçüğün tanımını biliyo musun?"
"Off Yankı offf" deyip kabine döndüm.
Kabinde kalan son elbiseyi giyip dışarı çıktım. Elbise biraz kısa ve açıktı ama harika duruyodu. Sanki benim fiziğim için tasarlanmıştı.
Kabinden çıkınca Yankı gülümseyerek beni süzdü, sonra kendine gelip hızla ayağa kalkarak yanımda gelip beni kabine geri soktu, tabi kendide girdi.
" Nefes, bu elbiseyi giyersen düğünde ki tüm erkekleri döverim. Çünkü hepsi sana bakar"
"Ya Yankı ama ben bu elbiseye aşık oldum. Nolur Yankı lütfen aşkım, bak hem rehberimde ki tüm erkekleri silerim. Hatta bi daha ayıcığıma da sarılmam sana sarılırım nasıl olsa ondan farkın yok"
" Bak ya bide laf sokuyo cadı"
"Yaa Yankı izin veriyo musun?"
"Bi şartla, bi daha ağzından Zac Efron kelimesi çıkmayacak"
"Oha Yankı çok pis yerden vurdun, olmaz canım"
"Iyi o zaman çıkar elbiseyi alamazsın"
Aynada kendime bakınca, biraz beyaz yalandan pek bişey olmaz heralde diye düşünüp "tamam" dedim. " İnansam mı acaba"
"Allah Allah sana yalan borcum mu var" deyip Yankıyı kabinden ittikten sonra elbisemi değiştirdim...

DÜĞÜN GÜNÜ

Üzerime aldığımız elbiseyi giyip(multimedyada var ) , saclarıma büyük dalgalar yapıp tek omzuma bıraktım. Bilegime gösterişli bileklikliğimi takıp elbisemle aynı renk topuklu ayakkabılarımı giydikten sonra makyajımı yapıp aşağı indim.

Babam beni görünce memnun olmuş bi şekilde gülümseyip, " Çok güzel olmuşsun oğlağım" dedi.
"Sağol babacım" deyip yanağına sulu bi öpücük kondurdup korna sesiyle dışarı çıktım. Yankı arabaya yaslanmış siyah takımıyla dikkat çekiyordu. Dudağıma ufak bi öpücük kondurdup, "Göz kamaştırıcısın meleğim. " dedi.
Gülümseyip teşekkür ettikten sonra yola koyulduk, düğünün yapılacağı yerin önüne gelince, arabadan indik, içeri girdiğimizde ortam büyüleyici ydı. Her taraf mavi ve beyaz türlere kaplıydı.

Yankı, Doruğun yanına gidince bende Ayşenur ve Denizin yanina gittim. Ikiside fazla heyecanlı ve mutlu görünüyordu. "Ayşenur çok güzel olmuşsun canım"
" Sağol Nefes, sende harika görünüyosun. Yankı nasıl izin verdi bu elbiseyi giymene" deyince, kıkırdayıp " Rehberimdeki bütün erkekleri silip bi daha Zac Efron adını ağzıma anmayacağımı söyleyince izin verdi" dedim ve
heycandan ne yapacağını şaşıran Denize dönüp " Damat, biraz sakin ol bayılıyıcaksın şimdi" deyip elimi omzuna koydum. "Deniz nikah memuru adını sorunca hatirlayamazsan bana bak, fısıldarım" diyen Doruga döndüm. Oda oldukca yakışıklı görünüyodu.
Aysenur ve Deniz yanımızdan ayrilinca Doruk konuşmaya başladı. " Nefes, ne güzel olmuşsun kız" deyince Yankı, Doruğun kafasına bi şaplak atıp, " Bana bak Doruk liste yapıyorum ilk sırada olmak istemezsin"
"Ne listesi be"
"Dayak listesi, gecenin sonunda dövcüceğim adamların listesi"
" Piskopat ya" deyip gözlerimi devirdim...
Yankı "Hadi oturalım artık" deyip, beni yönlendirmek için elini belime koydu. Önlerde ki masalardan birine oturuduk, bi yanımda Doruk diğer yanımda ise Yankı vardı. Kafamı kapıya doğru çevirince, gelen kanatsız meleği görüp "Oha Güle bakın" dedim. Üçümüzde gözleri Gül deydi. Üzerine giydiği siyah straplez, dar ve uzun elbisesiyle harika görünüyodu. Yanımıza gelince masaya oturup "niye öyle bakıyorsunuz kötü mü görünüyorum" dedi.
Yankıya döndüğümde oda Güle bakıyodu. " Yankı, gözlerini oymak istemem sevgilim" diye fısıldadım.
Doruk " Çok güzel görünüyosun" deyince gülümsedim. Çok tatlılardı "siz niye beraber gelmediniz"
" Benim işim vardı, Doruk geç kalmasın diye onun gelmesini söyledim" diyen Güle gülümseyip, etrafa baktım. 1 aydır çıksalarda Gül bu duruma pek alışamamıştı.

Herkes dans etmeye başlayınca, Yankı elini uzatıp " dans edelim mi?" Diye sorunca, gülümseyerek elini tutup ayağa kalktım.
Olduğumuz yerde sallanırken kendimi fazla huzurlu hissediyordum. Herşey harikaydı, yaşamım, sevgilim, işim... Ama korkuyorum huzurumun bozulmasından, herşeyin eskiye dönmesinden çok korkuyorum...

Şarkı bitince bizde yerimize oturduk.

Yaklaşık 1 saat sonra Doruk ve Gül dans ederken bizde Yankıyla sıkılmış bi şekilde oturuyorduk.
Yankıya dönüp " Ben bi Ayşenurun yanına gidiyim" deyip ayağa kalktım. Yankı elimi tutup kulagima eğilerek "Denizden uzak dur" deyince gözlerimi devirip, kalabalığın etrafından geçmeye başladım. Yankı, Denizin beni o gün intihar edicekken kurtardığını duyunca Denize olan nefreti gecmisti ama hala ondan haz etmiyodu.
Ayşenurun yanına giderken gözüm kapıdan çıkışa doğru giden kıza çarptı. Ece miydi o? Yine mi gelmişti.
Çıkışa doğru koşmaya başladım. Derdinin ne olduğunu öğrenmem lazımdı. Ece yavaş adımlarla yürürken, adımlarımı hızlandırıp, elimi omzuna koydum. Arkasını dönünce, yüzünde endişe ve pismanlik vardı.
"Senin derdin ne?"
"H-hiçbişey "
"Ece, Yankıyı çağırmamı mı istiyosun"
"Tamam, bak Nefes ben çok pişmanım. Biliyorum sana çok kötü bişey yaptım. Ama ben sana her gün Yankıyı ne kadar çok sevdiğimi anlatırken, senin onunla olman. Gururuma yediremedim işte..."
"Benim canım yanmıyor muydu sanıyorsun, ben senin için Yankıdan ayrılmaya kalktım. Ama o beni birakmadi, iykide bırakmamış, zaten sana deymezmiş"
"Biliyorum cok zor ama lütfen beni affet Nefes"
O benim canımı gerçekten çok yakmıştı, ama bende sütten çıkmış ak kaşık değildim. Resmen ona oyun oynamıştık.
"Bilmiyorum"
" Lütfen yarın öğlen çalıştığın hastaneye geliyim, konuşalım"
"Peki, ama sen benim çalıştığım hastaneyi nerden biliyosun"
"Ben 1 aydır sizi izliyorum. Yani sen ve Doruğu, karşınıza çıkıcaktım ama cesaret edemedim. Ben tekrar eskisi gibi olmamızı istiyorum Nefes"
"Hicbisey eskisi gibi olmicak Ece" deyip arkamı döndüm ve yürümeye başladım...