"Tamam şampiyon sakin ol, korktum be"
"Kork zaten" deyip Yankının surat ifadesine güldüm.
Asansör açılınca Yankı odasına girip bana burda beklememi söyledi.
Yaklaşık yarım saat sonra kapı açıldı ve Yankı çıktı. "Çok beklettim mi, kıskanç sevgilim"
"Sayılır" dedim Koluna girerek.
Sessiz bi yolculuktan sonra Yankı arabayı parketti. Arabadan inince Yankı elimi tutup beni tam tersi yönüme çevirdi. Karşımda büyük ve yeni açılmış olan bi kitap evi duruyodu. Yankıya dönüp " Beni mutlu etmeyi gerçekten çok iyi biliyosun" deyip kollarımı boynuna sardım. " Çünkü seni senden bile daha iyi tanıyorum miniğim" diye fısıldadı. Gülümseyerek kollarımı boynundan çekip yanağına sulu bi öpücük kondurdup, onu beklemeden kitap evine girdim. Binlerce kitap vardı ve fazla huzurluydu...
" Hadi artık Nefes yeter be kızım"
"Uff Yankı bi rahat bırakmadın" deyip kucağımda ki kitaplarla kasaya ilerledim. Kitapları masanın üzerine koyup çantamı açtım.
" Nefes napıyosun güzelim"
"Para çıkartıyorum"
"Yanında ben varken mi, saçmalama" deyip ücreti ödedi.
Sonunda eve varmıştık, " Çok teşekkür ederim Yankı " deyip dudağına küçük bir öpücük kondurup arabadan indim. Eve girdiğimde annem salondaydı ona hiç görünmeden direk odama çıktım. Üzerime pijamalarımı giyip, kitaplarımı duvarda ki raflara yerleştirdim. Isim bitince Ahmet Ümitin 'Beyoğlu Rapsodisi' adlı kitabını okumaya başladım.
2 GÜN SONRA
" Doruk 07 ucun var mı? "
"Senin dilin varmıydı gardaş"
Dorukla, Hüseyin'in bu hallerine gülerken karnım ağrımıştı.
Hoca sınıfa girince herkesin sesi kesilmişti sonuçta gelen Ahmet hocaydı Namı değer mafya babası, adam Kurtlar Vadisi'nden kaçmış gibi, piskopat.
" Kimse kopya girişiminde bulunmasın hiç acımam" deyip sınav kâğıtlarını dağıtmaya başladı.
Sınavımı bitirdikten sonra kağıdımı sınıfta dolanan Ahmet hocaya uzattım.
Yerime oturup Dorukla Hüseyin'in fısıldaşmalarını dinlemeye başladım.
" Doruk bakmasana"
"Lan ipne 07 uçu alırken iyiydi demi, çek lan şu kolunu bi bok göremiyorum"
Hüseyin sınav kağıdının içine iyice gömülünce bu haline kahkaha atmamak için dudağımı ısırdım.
°•○● ° • ○ ● ° • ○
Yaklaşık 3 saattir salonda oturmuş işsizlikten film izliyodum. Kapı çalınca "ben açıyorum" diye koşup kapıyı açtım. " B-babaa" diye bağırıp babamın boynuna atladım. "Neden gelicem diye haber vermedin"
"Süpriz olmasını istedim"
Kollarımı babamın boynundan çekip "Peki bu sefer kaç günlüğüne geldin" dedim hep aynıydı iş için gelip en fazla 2 ay durup sonra geri dönuyodu.
"Artık ayrılık yok"
"Nasıl yani"
"Burda ki bi şirketle anlaşma yaptık, artık burdayım"
"Neee bu harika bi haber babaa" diye bağırıp tekar sarıldım.
Babamla eve yakın olan bi kafeye gelmiştik. "Nefes ben artık benimle yaşamanı istiyorum, hem tuttuğum ev annenin evine uzak değil istediğin zaman onuda görürsün"
"Bilmiyorum baba, annemle konuşmam lazım"
" Peki kızım"
°•○●°•● ° • ○ ● ° •
Eve geldiğimde bahçede konuşan Doruk ve Gülü gördüm. Biz az önce okuldan çıkmamışmıydık, Doruk hangi ara bizim eve gelmişti.
Onları hiç rahatsız etmeyip direk eve girdim. 1 saat sonra Yankıyla buluşup sahile gidicektik, hemen odama gidip üstüme kıyafetlerimi giydim.( multimedyada var )
Yatağımın üzerindeki telefonum calmaya başlayınca, telefonumu elime aldım. Özel numara arıyodu.
" Efendim "
" Nasılsın Nefes"
"Siz kimsiniz?"
"Aa hadi ama Nefes beni tanımadın mı?"
"Yaa kimsin diyorum nerden taniyim ben seni piskopat mısın? "
"Kaza...frenler... bar... şimdi hatırladın mı Nefescik"
"A-ayaz" (unutanlar için, Ayaz, Yankı'nın üvey abisi)
"Sonunda be güzellik, ne o peşinizi bıraktığımı falan mı sandın"
"Ne istiyosum bizden piç herif"
"Şşt küfür sana hiç yakışmıyo Nefes, haa bu arada kıyafetin çok yakışmış "Hemen pencereye koşarak perdeyi açtım ve ortalığa baktım ama hiçbir yerde yoktu.
" Sen beni nasıl görüyorsun, nerdesin"
" Ben heryerdeyim güzelim, eğer romantik öküzüne bişey olsun istemiyosan yarım saat sonra Akyol kafede ol" telefonu kapatıp, yüzümü yıkamak için banyoya girdim. Belki biraz kendime gelebilirdim, sanki beynim uyuşmuş gibiydi..Telefonumu alıp Yankıyı aradım.
" Efendim minik"
" Şey, Yankı bugün buluşmasak olmaz mı? "
" Neden?"
" A-annemle alışverişe gidicekmişiz"
"Peki öyle olsun iyi eğlenceler"
"Sağol , Yankı seni çok seviyorum "
" Bende seni çok seviyorum minik sevgilim" deyince telefonu kapatıp cebime koydum.Iste gelmiştim Akyol kafenin önündeydim, ama sanki Yankiya ihanet ediyorum gibi hissediyorum.
Biraz bekledikten sonra içeri girip masalara bakmaya başladım. Ordaydı en uçtaki masada oturmuş çay içiyordu.
Yavaş adımlarla yanına gidip masaya oturdum.
"Ne istiyosun?"
"Insan önce bi Merhaba der dimi güzellik"
"Bana güzellik deyip durma"
"Ama napıyım güzelsin" Allahtan sabır dilercesine kafamı yukarı kaldırıp bi iki saniye durdum.
" Ne istiyosun! "
" Gel bunu dışarda konuşalım hava çok güzel" deyince ayağa kalkıp onu beklemeden çıkışa yöneldim.
Uzun bi süre yürüdükten sonra, Ayazın zoruyla park gibi bi yere gelmiştik, banka oturup "Yeter artık konuş" dedim. Arkamdaki yıkık bina beni korkutmuştu ayrıca parkta da hiçkimse yoktu.
Yanıma oturunca konuşmaya başladı. " Benim tek derdim Yankıya zarar vermek, onun bu mutlu hayatını mahvetmek, bu sebeplede seninle biraz oyun oynicaz"
"Ne oyunu çocuk musun yaa"
Ayaz kahkaha atıp " Çocuk olmadığımı sana az sonra kanıtlicam güzelim hem böylelikle Yankıyı da can noktasından vurmuş olucam"
"N - nasıl yani "
" Çok şafsın Nefes, sana Yankıdan önce sahip olucam"
"Ne diyosun be mala bak" deyip korkuyla ayağa kalkıp koşmaya başladım. Ama ne yazık ki iki adım sonra Ayaz beni belimden tutarak sürüklemeye başlamıştı. Ağzıma kapattığı eli yüzünden bağırmalarım boğuk boğuk çıkıyodu. Yıkık binanın içine girince Ayaz beni duvara dayadı ve boynumu sömürmeye başladı. Bi eli belimde diğeri ise hala agzimdaydı. Lütfen Yankı lütfen gel,bul beni...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Novela JuvenilNefes gibisin, içimde tuttuğum sürece benimsin, bırakırsam gideceksin, bırakmazsan öldüreceksin