Önemli bir işim yoktu gerçi olsa bile Nefes'im herşeyden önemliydi. Tekrar uzandım yatağa uykum kaçmıştı, bende onun saçlarıyla oynamaya başladım. Yumuşacıktı ve her zaman vanilya kokardı.
Bu andan yararlanarak kokusunu içime çektim, kokusunu içime çektim, kokusu uyuşturucu gibiydi, rahatlatıyordu sanki hayattan soyutluyodu. Acaba onu öptüğüm için çok kızmışmıydı, onun daha önce hiç sevgilisi olmadı, zaten 15 yaşından beri ona yaklaşan tüm erkekleri ondan uzaklaştırdım. Yani ilk öpücüğünü ben almıştım. Ama bu anın, ben krizdeyken yaşanmasını istemezdim.
NEFES
Uyandığımda Yankı gitmişti, ama kokusu hala burdaydı, üstümdeydi, yatağımda, yastığımdaydı bu gerçekten inanılmaz bi histi. Okul formalarını giyip saclarımı düzleştirdim, hafif bi göz kalemiyle de hazırlığım bitmişti.
Merdivenlerden inerken Utku'da çıkıyodu, önümü kesti. Ben sağa kaydım, o da benimle birlikte sağa kaydı. Sıkılmış bi ifadeyle "Ne istiyosun?" diye sordum.
"Bi daha k piçle görüşmüyosun, yoksa olucaklardan ben sorumlu değilim, bücür" dedi.
"Kiminle görüşüp kiminle görüşmiceğimi sana sorucak degilim" diyerek yapmacık bi gülümsemeyle sol tarafa kayarak aşağı indim.
Kahvaltı masasında kimse yoktu, Gül önüme meyve suyu koydu.
Gül, Sevda teyzenin kızıydı evin temizlik ve yemek işleriyle ilgileniyolardı. Gül tatlı sevecen bi kızdı iyi anlaşıyoduk.
"Annem ve Selim Bey nerde" diye sordum.
"Canan hanım alışverişe çıktı, Selim bey'inde toplantısı varmış" dedi.
Masadan Sevda teyzenin yaptığı nefis poğaçalardan bi tane alıp kalktım, çantamı omzuma alırken
Gül "Nefes okuldan geldiğinde bi şey konuşabilir miyiz?" dedi suratinda mahcup ve utanmış bi ifade vardı. Gül benimle ne konuşucaktı ki sonuçta çok yankın arkadaş değildik sadece matematik sınavlarına beraber çalışiyorduk. Devlet okuluna gidiyodu ve o kadar işi olmasına rağmen derslerinde çok başarılıydı. Neyse ben dünya'ya döniyim.
"Tabi" deyip evden çıktım. Herzaman Yankı'yla buluştuğumuz yere gelince telefonuma mesaj geldi.
"Ben bugün evden erken çıktım, yani tek başına gelmek zorundasın prenses ama geldiğinde spor salonuna gel bişey konuşmak istiyorum"
Bugün milletin benle bişey konuşma günü falan mı yaaa, zaten beklememiş beni şapşal ama bana prenses demesi çok hoşuma gidiyor.
Okulun bahçesine girdiğimde Ece ve Doruk bankta oturmuş etrafı izliyorlardı. Hiç onların radarına girmeden okula girdim. Çünkü; Yankı spor salonuna gelmemi istemişti ve ben daha fazla oyalanmadan Yankı'yla konuşmak istiyodum, konun ne olduğu belliydi aslında düşüncelerle spor salonunun önüne gelmiştim. İçeri girdiğimde sahanın kenarında ki bank'lardan birinde oturuyodu. Yanına oturarak "Günaydın" dedim.
Öküz cevap vermemişti. Kafasını yerden kaldırarak gözlerimin içine baktı.
"Dün seni istemeden öptüm, yani kriz anında ne yaptığımın farkında değildim, özür dilerim"
"T-tamam önemli değil" diyerek ayağa kalkıp, spor salonundan çıktım.
Eğer biraz daha orda dursaydım dayanamayıp aglayabilirdim.
Ne yani herşeyi istemeden mi yaptı. Spor salonunum kapısını kapatıp olduğum yere yığıldım, göz yaslarımı kontrol edemiyodum. İcerden bi ses duyunca hemen toparlanıp kulaklığımı kapıya dayadım. Sanırım duvara yumruk atmıştı, merakıma dayanamayıp kapıyı biraz araladım, o da benim demin olduğum gibi duvarın dibine yıkılmıştı. Kapıyı biraz daha araladığımda ağladığını gördüm, ne yani Yankı Toray'mı ağlıyodu, abisinin ölümünde bile ağlamayan Yankı.
Peki şimdi niye ağlıyodu, bankım üzerinee duran çantasını alıp içinden bi fotoğraf çıkardı. Kimin resmiydi o fotoğrafa bakarak "Seni çok seviyorum, meleğim"dedi. Gözümden akan yaşların haddo hesabı yoktu. Uğultular duyuluyordu, dikkatimi biraz oraya verdim "Seni korumak için kendimle savaşıyorum be prenses" dedi. Kaç kıza prenses diyodu bu çocuk sadece bana dediğini sanıyodum ahh ne salağım.Koşar adımlarla ordan uzaklaştım eğer biraz daha dursaydım hıckırıklarımi tutamaya bilirdim. Tuvalete kendimi zor atmıştım, yüzümü yıkayınca biraz daha açılmıstım. Daha iui hissedince sınıfa girdim. Ece meraklı gözlerle bana bakıyodu. Yankı'ya bakmadan yanına oturdum zaten hemen hoca'da gelmişti.
###
Sonunda son derse gelmiştik. Hep Ece'yle takıldımve Yankı'yla hiç konuşmadım.
Eve'ye de " Lütfen bişey sorma"diyince beni anlayışla karşıladı ve güm boyu bu dersten nefret etmeme rağmen yatmicak ve dersi dinlicektim.
Ders başlayalı 15 dk olmuştu ve Yankı uyuyodu. Kapının tıklanmasıyla ders bölündü, içeriye giren nöbetçi "Serdar hoca (beden ogretmeni) Yankı TORAY'ı çağırıyor diyince herkez bizim sıraya baktı. Bu Yankı malının kalkıcağı yok gibi görünüyodu, hoca bişey demeden sıranın altından bacağını dürttüm. Bana bakarak kaldırdı kafasını kısık bi sesle "Serdar hoca seni çağırıyormuş" dedim. Kafasını tamam anlamında sallayıp ayağa kalktı ve nöbetçi'yle beraber sınıftan çıktı.Zil çaldığında Yankı hala gelmemişti. Doruk Yankı'ya "Biz bahçedeyiz seni bekliyoru" diye mesaj attı.
20dk'dır bahçede Yankı'yı bekliyorduk tüm okul boşalmıştı, Serdar hoca'da 10 dk once okuldan çıkmıştı. Doruk "Ben gidip bi bakiyim şuna" deyip okula girdi.
Biz bankta oturuken okuldan Doruk ve Yankı çıktılar. Yankı'nın kolu Doruğun omzunda, Doruğun kolu da Yankının belindeydi ve Yankının göz bebekleri büyümüştü ve titriyodu.
Doruk "Kriz geçirmiş" dedi. Ece'de hemen Yankı'nın diğer tarafınfan destekledi.
Taksi çağırdık tam binecekken aklıma sinirli olduğ için Yankı'nın çantasını yanıma almadığımı hatırladım ve "Siz gidin, ben Yankı'nın çantasını alıp arkadan gelirim" dedim.
###
Odamda Yankı'nın çantasiyla baş başaydım. Açıp o fotoğraftaki sürtüğün kim olduğunu öğrenmeliydim. Yada cici kız olup çantayı hiç açmadan Yankı'ya götürmeliydim. Eğer çantayla biraz daha bakışırsak çıkma teklifi alabilirdim, Yankı'dan alamadığım teklifi bende çantasından alırdım
Offf deliriyorum galiba neyse, derin bir nefes alıp çantanın fermuarını açtım. Yaptığım doğru değildi ama o fotoğraftaki sürtüğün kim olduğunu öğrenmezsem çatlarım. Kitapların arasına özenle konulmuş olan fotoğrafı elime alıp baktım.
Oha lan inanmıyorum bu 1 sene önce Yankıy'la benim sahilde çekilen fotoğrafımızdı.
Ne yanii Yankı bana mı meleğim dedi.
inanmıyorum Yankı beni seviyo.
bi dk yaa az önce ben kendime sürtük dedim, aman kimin umrunda, kıyamam Yankı benim için ağladı.
Midemdeki kelebekler halay çekmeye başladı. Yatağımın üzerinde durmadan zıplıyodum takii yere düşmeden üff resmen yerle ilişkiye girmiştim "Sanırım çanağı kırdım" diye inlerken hızlı bi şekilde kapı açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Teen FictionNefes gibisin, içimde tuttuğum sürece benimsin, bırakırsam gideceksin, bırakmazsan öldüreceksin