Multimedia Nefes
Gözlerimi açtığımda yanımdaki ayıcığımı görüp gülümsedim ve tekrar sıkıca sarıldım. Telefonuma bildirim sesi gelince, komidinin üzerindeki telefonumu alıp ekrana baktım. Romantik öküzümden (Yankıdan) mesaj gelmişti.
"Nefes şu ayıya sarılmayı bırak, kalk hadi saat 1 de seni almaya gelicem"Ruh öküzüm yaa ne yaptığımı nasılda bilir... romantik olabilir ama bi o kadar da öküz benim sevgilim... banyoya girdim. Kısa bir duştan sonra rahatlayıp, üzerime sarı, askılı dizimin biraz üzerinde biten elbisemi ve borda babetlerimi giydim. Babetimle aynı renk, askısı zincir olan çantamı alıp içine gerekli şeyleri koydum. Makyaj masasına oturtup, saclarımı güzelce düzleştirdim ve aylaynır çekip hafifçe bordo rujumu sürdüm ve birkaç eklem yüzüğümü taktım. Bordo ojemi sürüp kurumasını bekledim. Baya süslenmiştim ama Yankı 40 yılın başında bi süpriz yapacaktı ve ben güzel olmak istiyodum...
Kahvaltı masasına inince annem dikkatle beni süzüp "bune şıklık Nefes hanım" dedi
"Hiç estiler öyle"
"Hmm, iyi bakalım" annem pek inanmışa benzemiyodu. Kahvaltıdan sonra tabletimi alıp bahceye çıktım. Evin süper bi manzarası vardı, boğaz köprüsü ayağımızın altındaydı...
Instagrama girip dolaşmaya başladım. Utku ve Rabia resimlerini koymuşlardı, birbirlerine çok yakışıyorlardı.
Telefonuma gelen bildirim sesiyle telefonumu elime aldım. Mesaj Romantik Öküzümdendi. "Geldim" yazıyodu. Hızla eve girip tabletimi salona bırakıp odamdaki çantamı alarak evden çıktım. Yankı elleri cebinde her zamanki gibi çok yakışıklıydı.
"Çok güzel olmuşsun"
"Sağol, nereye gidiyoruz"
"Hayallerimizi gerçekleştirmeye"
"N - nasıl yani"
"Gidince görürsün"
°•○●°•○●°•○●°•○●
Yankının annesinin oteline gelmiştik, Yankı 18 olduğunda annesi bütün yetkiyi ona bırakacaktı. Yani burası Yankının oteliydi.
Otele girince danışmanlıkta ki süper bi dekolte giymiş olan kız "Hosgeldiniz Yankı bey" dedi cilveyle, beni görmüyormu lan bu.
Hemen Yankının elini tutup kıza 'öldürürüm seni sürtük' bakışları attım. Yankı kıza bişey demeyip asansörlerin olduğu yere doğru ilerledi tabi bende peşinden, göt oldun sürtük, aşkım sana cebap bile vermedi diye içimden kötü kız kahkaları atarken naptımızı kavradım şu an asansörün önündeydik, geri adım attım, benim asansör fobim vardı "merdivenlerden çıksak" diye sordum.
"Son kata kadar mı? Emin misin bi günümüz merdiven çıkmakla gider kızım" dedi sonra yüzünde benim asansöre karşı fobimi hatırladığına dair bi ifade oluştu. "Yanında ben varım korkma"
"Hee söylemek kolay"
"Burası kaç kat?"
"40"
"Peki biz kaçıncı kata çıkıcaz" dedim merdivenlere dönerken
"40" bu cevaptan sonra yönümü değiştirip, asansöre döndüm. Yankı bu halime gülüp "korkma bişey olmicak" dedi ve o an işte asansörün kapıları açıldı. Besmele çekerek girdim. Yankı güven verici bi şekilde elimi sıkıyodu. Ve ben terlemeye başlamıştım, asansör çıktıkça daha da fenalaşıyodum, bu ne be çık çık bitmedi gökdelen gibi, "Y-yankı"
"Tamam canım bi kat kaldı"
Asansörün kapıları açılınca hemen kendimi dışarı attım. Bi daha nah binerdim o alete korkum geçmemişti daha da panik olmuştum. Yankı "hadi"deyip koluma girdi.
"Burası niye boş"
"Bu kat bana özel"
"Vayy be, bi dakika Yankı otelinin sana özel olan katında hangi hayalimizi gerçekleştiricez olum"
Yankı kahkaha atıp, "Seninde aklın hep orda, bişey yapmıcaz"
Rahat bi nefes verip "ben onu mu kastetmedim bi kere" dedim bu dediğime ben bile inanmamıştım.
Yankı bana 'yaw he he' bakışı attı ve koridorun sonundaki odanın kapısını açtı. Odanın heryeri bembeyazdı. Yankı bana dönüp "Diğer odaların hepsi simsiyah, aslında seninle tanışmadan önce bu odada siyahtı ama sen beni aydınlattın, sen benim başıma gele en güzel şeysin"
Yankının dedikleriyle kalp atışım hızlanmıstı, yerinden çıkıcak gibiydi.
"Bu oda şu an değersiz bi oda ama biz ikimiz bu odayı değiştiricez bu odayı lunaparkata hayal ettiğimiz gibi yapıcaz"
"Neden diğer odalar değilde bu oda?"
"Ben genelde bu odada kalıyorum, çünkü en manzaralı oda burasi ve ben bizi bu günleri hep burda hayal ettim ve oldu suan beraberiz, şimdi de ikimiz ileriyi hayal edicez"
Yankı sanki bi gecede evrim geçirmişti nerde dünki öküz Yankı nerde suan ki romantik Yankı.
Yankı dolabın ilk çekmecesinde bi kutu çıkarıp kapağını açarak kutuyu yatağın üzerine boşalttı. Bunlar fotoğraflarımızdı. Diğer çekmeceden de yapıştırıcı çıkardı. "Hadi bu odayı ikimize özel hale getirmek için çok işimiz var"
°•○●°•○●°•○●°•○●
Odanın son haline bakıp Yankıya sarilarak gülümsedim. Duvarlar Yankıyla benim resimlerimle kaplıydı. Hiç boş yer yoktu her yerde biz vardık. "Yankı"
"Hııı"
Kıkırdayıp "romantik öküz yaa" diye söylendim.
"Oha artık bu kadar seyden sonra bide öküz diyo"
Tekrar gülüp Yankının dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.
Saat 10 olmuştu ama biz hala Yankıyla sarılmış yatakta oturuyorduk. "Gidelim artık"
"Tamam"
Ikimizde toparlanıp çıktık.
°•○●°•○●°•○●
Eve geldiğimde yüzümdeki sersem gülümsemeyle eve girdim.
Annem neşeyle yanıma gelip "salonda misafirimiz var seni bekliyor" dedi
"Kim geldi?"
"Git kendin bak" deyip mutfağa girdi.
Uff bu kadında bi tuhaf, salona girince Berfini görmemle çığlık attım. Berfin önce sıçradı, sonra bana sıkıca sarıldı. "Gelir gelmez unuttun bizi"
"Saçmalama be" deyip tekrar sarıldım. Geri çekildiğimde annemin sesi geliyodu, "Iki misafirin daha var" arkama yani anneme doğru baktım.
Deniz ve Ayşenur karşımda bana gülümsüyodu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Novela JuvenilNefes gibisin, içimde tuttuğum sürece benimsin, bırakırsam gideceksin, bırakmazsan öldüreceksin