NEFES

Öküzüm Evcilleşiyor Galiba...

"Ben kalkayım isterseniz"
"Doruk kes sesini" deyip kırmızı yanaklarımla Yankıya döndüm.
"Napıyosun milletin içinde"
" Sevgilimi öpüyorum, bak bakalım şimdi bakıyorlar mı? "
Deyince kızlara döndüm. Hepsi kıskanclıkla birbirlerine bişeyler söylüyorlardı. Bu durum hoşuma gitmişti. Yankı'nın benim oldugunu herkesin bilmesi gerekir.
Bakışlarımı Yankıya çevirdiğimde piç smile yapmış beni inceliyordu.

Yanaklarımın yeniden kızardığımı hissedince, Doruğa döndüm. " Bakın tekrar soruyorum, kalkayım mı?"
"Siktir git Doruk "
"Nefes sen hastalarınlada böyle mi konuşuyorsun?"
"Hayır canım ben insanlarla, seninle konuştuğum gibi konuşmuyorum"
" Hee...Yankı şu sevgiline biraz terbiye ver" deyince bu haline kıkırdadım, saf ona laf soktuğumu çok geç idrak ediyordu.

" Kalkalım mı artık"
" Peki" deyip oturduğum yerden kalktım. Aşağı inince Ömer abiye uğrayıp kafeden çıktık.

"Nefees radyoyu açsana" Doruk yeter abi bi sus nolur başımızı şişirdin.
" Tamam,  radyoyu aç susayım"
Doruğun susması için hemen radyoyu açtım...

°•○●°•○●°•○●

" Oğlaaaak, hadi kahvaltıyaaa"
"Geliyorum babaa" diye bağırıp,  parfümümü sıktıktan sonra aşağı indim. Sofra her zaman ki gibi harikaydı "Günaydın, herşeyim" deyip yanağına öpücük kondurduktan sonra yerime geçtim.
" Günaydın, meleğim "

Masayı toplarken babamın ceketini giydiğini görüp hızla salona fırladım.
Babam ceketini giydikten sonra, yanaklarını öpüp " iyi işler yakışıklımmm" dedim.
" Kendine iyi bak oğlağım" babamda beni öptükten sonra evden çıktı.

Bende mutfağı toplayıp çantamı aldıktan sonra evden çıktım.
Kapının önündeki arabama bindim.
Tam arabayı çalıştırıcakken telefonum çalınca çantamdan telefonumu çıkardım. Arayan Berfindi.
" Efendim "
" Nasılsın, Nefes hanım"
"Iyiyim Berfin hanım sağolun"
" Hiç aramıyon"
"Napıyım yaa meşguldüm"
"Ee napıyosun"
"Hastaneye gidiyorum"
" hmm iyi o zaman ben seni tutmayım görüşürüz"
" Görüşürüz canım" deyip telefonu kapattım.

Hastanenin önüne gelince arabamı otoparka park edip, hastaneye girdim.
" Hoşgeldiniz,  Nefes Hanım", danışmaya dönüp,
"Hoşbulduk Nergis, Şeyma geldi mi?"
"Evet, Nefes hanım sizi bekliyolar"
"Peki 10 dk sonra odama yönlendir" deyip yukarı çıktım.
Odama gelince kapının yan tarafında ki 'Piskolog Nefes Özsoy' yazısını görünce, gülümsedim.

Iceri girip beyaz önlüğümü giydikten sonra masama geçtim. Kapı tıklanınca 'gir' diye seslendim.
Şeyma içeri girince, en sıcak gülümseme mi takınıp "Hosgeldin Şeyma"
"Hosbulduk, Nefes hanım "
" Geç otur söyle"
"Geçen aya göre daha iyiyim yani halisülasyonlarda azalma var"
"Harika,  ailenle ilişkin nasıl"

°•○●°•○●°•○●○●

" Iyi aksamlar, Nefes hanım "
" Iyi aksamlar Ömercim, 15 gün sonra kontrolün var unutma"
"Peki", Ömer odadan çıkınca arkama yaslayıp, derin bi nefes aldım. Oldukça yorucu bi gündü...

Önlüğümü çıkartıp, çantamı aldıktan sonra odamdan çıktım. " Iyi aksamlar doktor hanım" diyen hademeye, gülümseyerek " iyi akşamlar" dedim ve hastaneden çıktım. Arabama binince telefonum calmaya başladı. Çantamdan çıkarıp ekrana baktım. Arayan 'Romantik Öküzümdü'
"Efendim canım"
"Nefes, gece bi parti varmış, bizim Doruğun barında gelin diyo"
"Yarın izinli günüm olduğu için olabilir"
"Peki o zaman ben seni saat 8de alırım seni, ama sakın açık giyinme yoksa hiçbir yere gitmeyiz"
"Off Yankı tamam" deyip telefonu kapattım...

Eve gelince babamın gelmediğini farkettim. Eve girip yemeğimi yedikten sonra babamı aradım.
" Efendim Oğlak"
"Babacım, ne zaman geliceksin"
"Geç gelirim kızım"
"Peki, sey ben Yankıyla Doruğun barına gidebilir miyim? Parti varmış"
"Yankının yanından ayrılma"
" Peki"
"Haa bide sakın açık giyinme bacaklarını kırarım"
"Tamam babacıım" deyip telefonu kapattım. Yankıyla birbirlerine çok benziyolardı.
Odama çıkıp, kıyafetlerimi giydim. (Multimedyada var )
Saclarımı düzleştirip sağ omzumdan sarkıttım. Kenarlarına da dalga yaptığımda hazırdım. Aşağı indiğimde telefonum calmaya başladı. Yankının aradığını görünce meşgule verip, evden çıktım.
Yankı arabasına yaslanmış bütün yakışıklılığıyla beni bekliyodu.
Yanağına bi öpücük kondurup, " selam" dedim.
Yankı beni süzdükten sonra, "Nefes" dedi.
"Efendim"
"Elbisenin yarısı nerde"
Göz devirip, " Burda Yankı, bak yeleğide var"
"Zaten o yelek her yerini kapatmış"
"Offf, Yankı hadi gidelim"
" Illa milleti bana dövdürtüceksin" deyince kıkırdayıp arabaya bindim.

Barın önüne gelince, Yankı arabadan inip kapımı açınca şaşırdım. Öküzüm evcilleşiyodu galiba, diye düşünürken eteğimin kısa olduğunu hatırladım. Öküz işte öküz öküzdür. Ne yapmasını bekliyorum ki...

Iceri girdiğimizde ortam harikaydı.
Yankı elimi tutup beni Doruğun olduğu yere dogru ilerletmeye başladı. Doruk " selam gençleer" deyince gülümseyip " selam" dedim ve yerimize oturduk, Yankının bi gözü bendeydi diğer gözü ise etrafta bu haline gülmek istesemde, sinirleninceği için kendimi tutuyordum. " Canım ben lavobaya gidiyorum" deyip ayağa kalktım.
"Bende geliyim"
"Yok artık Yankı, otur beş dakika sonra burdayım " deyip bişey demesini beklemeden ilerledim.

Saclarımı düzeltip lavobanın kapısını açtım. O, o karşımdaydı, cok değişmişti. Artık eskisi gibi bakmıyodu. Oda beni inceledikten sonra arkasını dönüp hızla koşmaya başladı. Niye dönmüştü ki amacı yine canımı acıtmak mıydı. Ben olduğum yerde öylece dikilirken, Yankı yanıma geldi. "Nerdesin kız sen, 1 saat oldu"
"Nefes iyi misin noldu"
"Ece, burdaydı"