Yatak odamıza vuran güneşden rahatsız olup gözlerimi açtım. Yanımda yatan Yankıyı görünce yüzüm yine kızarmıştı. Duş aldıktan sonra üzerime mavi elbisemi ve krem dolgu topuklu ayakkabılarımı giyip, saçlarımı dağınık topuz yapıp önden bikaç tutam saldım. Hafif bi makyaj ve vazgeçemediğim bilekliklerimi de taktıktan sonra aşağı indim.
Mutfağım harikaydı, daha doğrusu evim harikaydı. Yada kocam...Hava güzel olduğu için kahvaltıyı terasa hazırladım. Yankıyı uyandırmak için yatak odasına gidicekken telefonum çalmaya başladı. Arayan Berfindi.
" Efendim "
" Nefes, naber"
"Iyi canım sen"
"Dün gece ne oldu?"
" Sanane Berfin!"
"O-ooo yakında junior Nefes ve Yankılar gelir"
"Berfin ben gerçekten bıktım senden defol git başkasıyla uğraş, yada Dorukla öpüş"
"Nefes!"
"Ne var lan! hep sen mi beni kızdırcan orospu"
"Tamam be"
"Aferim, işte böyle insanı yola getirirler"
"Kes lan! Neyse annem beni kahvaltıya çağırıyor. Bay"
"Iyi tıkınmalar" deyip telefonu kapattım ve elbisemin cebine koydum.
Karnıma dolanan kollarla önce irkilip daha sonra rahatladım.
" Günaydın meleğim"
"Günaydın canım"
"Oha krep mi yaptın" diye masaya oturan Yankıya şaşkınlıkla bakıp az önceki romantik adam nereye gitti acaba diye düşünmeye başladım.Kahvaltı'dan sonra masayı toplayıp dışarı çıktık.
Yankı işe bende babam gelmiştim.
Süpriz yapmak için zile basmayıp anahtarla kapıyı açtım. Babamı salonda göremeyince tüm evi aradım ama yoktu. Salona geçip en sevdiğim koltuğa kuruldum.
Tam televizyonu açıkken salonda ki yere kadar olan sürgülü pencereden babamı gördüm.
Havuza girmiş, yüzüyordu.
Odama çıkıp dolabımdan mayomu alıp giydim. Iyiki tüm kıyafetlerimi evime götürmemişim diye düşünürken saçlarımı dağınık topuz yapıp salondan bahçeye çıktım.
Babam hızla kulaç atıyordu. Şezlonga yerleşip onu izlemeye başladım. Yaşı ilerlemiş olsa bile oldukça yakışıklı ve fit bir babaya sahiptim. Gerçi o benim sadece babam değil herseyimdi...Babam beni fark edince önce irkildi daha sonrada gülmeye başladı.
" Selam yakışıklı 2 tur yarışa var mısın? "
"Tabi ki güzel bayan"
Kıkırdayıp havuza girdim. Ikimizde yan yana durup birbirimize bakarak 3'den geriye saymaya başladık.
2. Turu bitirdiğim de babam da bitirmişti. "Hamlamışsın delikanlı"
" Aramızda 25 yaş var genç bayan, kazanmanız gayet normal"
"Hiç bahane üretme baba, ben kazandım işte hıh"
" Tamam oğlak sen kazandın"
"Canım babammm" deyip babama sarıldım." Ooooo hayat size güzel valla" diye şezlonga oturmuş bizi izleyen Berfine dönüp, "Kıskanma canım kıskanma" deyip havuzdan çıktım.
" Ne kıskancam sizi be, neyse Nefescim sen bize bi dondurma getirsene"
"Tamam" deyip eve girdim.
Kısa bi duştan sonra çıkardığım kıyafetlerimi giyip saçlarımı kuruttuktan sonra at kuyruğu yapıp aşağı indim.Dondurmaları hazırlayıp Berfinle babamı çağırdım.
" Eee sen yemiyor musun"
"Yok canım istemiyor" deyip yanlarına oturdum.
Çalan telefonumun sesini duyunca salona geçtim. Arayan Yankıydı.
" Efendim canım "
" Nefes bi eve gelsene"
" Niye ne oldu"
"Yaa gel işte, gelince öğrenirsin"
" Tamam geliyorum" deyip telefonu kapatıp mutfağa girdim.
Berfin kendi tabağını bitirmiş babama dadanmıştı. Bu haline gülüp " Ben çıkıyorum"
" Tamam oğlak görüşürüz"
"Güle güle amcamın oğlağı"
Onları birbirleriyle baş başa bırakıp evden çıktım.
Amcamlar, yani Berfinin ailesi düğün için geldikleri için düğünden sonra hemen Londra'ya dönmüşlerdi.Evin önüne gelince arabadan inip hızlı adımlarla bahçeye girmiştim. Yankı beni niye apar topar çağırmıştı merak ediyordum.
Zile basıp biraz bekledikten sonra kapı açılmadığı için çantamdan anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım.
" Yankıııı" içerden ses gelmeyince çantamdan telefonumu çıkardım. Tam Yankıyı arıyordum ki aynanın üzerine yapıştırılmış postit dikkatimi çekti. Kağıdın üzerinde "Biliyorum nerde olduğumu merak ediyorsun ama odamıza çık herşeyi anlayacaksın" yazıyordu.
Postiti elime alıp hızla yatak odamıza gittim.
Odaya girip etrafı incelemeye başladım. Postit makyaj masasının üzerindeydi.
Yaklaşıp postiti elime aldım. Üzerinde "Sanırım balayına gitmeye hayır demezsin, şimdi valizini hazırla ben az sonra gelicem" yazıyordu. Şaşkınca gülüp odamızı içinde ki giysi odasına girdim.
Bi taraf benim diğer tarafda Yankının kıyafetleriyle doluydu.
Bavulumu çıkarıp kıyafetlerimi çıkarmaya başlamıştım ki kapının üzerinde ki postiti farkettim.
" Sakın kısa veya açık bişeyler alıp beni katil etme karıcım" yazıyordu.
Yankının katil olma ihtimali de vardı ama bende tatil boyunca pantolonla dolaşmayı istemediğim için bikaç şort ve mini etek aldım.
Valizimi kapattıktan sonra üzerimde ki elbiseyi çıkarıp dar kot ve beyaz tişört giydim. Saçlarımı ördüm ve bavulumu da alıp yavaş yavaş aşağı iniyordum ki valiz elimden alınınca çığlık attım. Yankı gülerek bana bakarken "Kızım ne var bunun içinde"
"Kıyafet"
"Hepsini mi aldı"
"Hayır sadece şortlarımı aldım"
Yankı bana kötü kötü bakarken yanağından öpüp seke seke merdivenlerden indim.
" Giydirmem ki odada geciririz tatilimizi bilmiş ol" deyince onu duymazdan gelip camları kapatıp kapıyı açtım.
Yankı valizleri kendi arabasının barajına koyarken bende kendi arabamı bahçeye parkettim. Bahçenin kapısını kilitleyip arabaya bindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Roman pour AdolescentsNefes gibisin, içimde tuttuğum sürece benimsin, bırakırsam gideceksin, bırakmazsan öldüreceksin