"Nefeeees"
"Ne var Berfin"
"Basım çok ağrıyoooor"
"Dün neler yaptın haberin var mı tatlım"
"Ne yaptım! Bu arada Selim amca evde mi?"
"Yok çıktı. Dün Dorukla öpüştün"
"Ne! Yok canım! Hadi ordan be"
"Hee sen öyle san, onu unutamadın dimi"
"Evet", Berfin yatakta oturmuş ağlamaya başlayınca yanına gidip kocaman sarıldım.
" O da seni unutamamış"
"Nasıl? "
" Dün sizi zor ayırdık. Ben Berfini seviyorum diye anırmaya başladı"
"Gerçekten mi?"
"Evet, hadi kalk yüzünü yıka daha kahvaltı yapıp gelinlik için alışverişe çıkmamız lazım"
"Tamam", Berfin yataktan kalkınca bende aşağı inip çayları koydum.
" Ooo kızım Yankı yaşadı valla şu masaya bak" diye seke seke yanıma gelen Berfine gülüp "Hadi tıkınmaya başla daha çok işimiz var" deyip masaya oturdum.
Kahvaltı yaparken aklıma eski günler geldi. Dorukla Berfin lise 1 deyken çıkmaya başlamıslardı, 2 yıl çıktılar daha sonra Berfin ailesi taşındığı için Londraya gitmek zorunda kaldı.
3 ay sonra da ayrıldılar. Ama sanırım ikisi de yasananları unutmamışlardı...Kahvaltı bittikten sonra üzerimizi degistirmek için yukarı çıktık.
Üzerime siyah göbeğimi biraz açıkta bırakan tişört, beyaz yırtık kot ve beyaz converse'lerimi giyip saçlarıma büyük dalgalar yaptıktan sonra hazırdım. Aynada ki yansımama bakınca gözüme yüzüğüm takıldı. Her kadının kıskanıcağı cinstendi.
Makyaj masasının önüne oturup hafif bi makyaj yapıp bilekliklerimi taktım, çantamı da aldıktan sonra aşağı indim. Berfinde inince kapıya doğru döndüm. " Nefes ağrı kesici var mı? "
"Dur getiriyim" deyip mutfaktan ağrı kesiciyi alıp salona girdim. Berfin ayakkabı bağcılarıyla uğraşırken hapı ona uzattım.
" Su?"
"Fazla olmaya başladın sen git suyu da kendin al"
"Arıza yaa" deyip mutfağa giren Berfine gülüp evden çıktım.
Arabayı çalıştırıp Berfini beklerken telefonum çalmaya başladı. Çantamdan çıkardığım telefonumun ekranına bakıp açtım.
"Efendim kocacım" Yankı gülüp konuşmaya başladı.
" Karıcım, napiyosun"
"Berfinle gelinlik bakmaya gidiyoruz"
"Annemler geliyo mu?"
"Evet annemle ve Nermin teyzeyle orda buluşucaz"
"Iyi gideceğiniz yerin adresini mesaj at"
"Niye"
" Ee gelicem"
"Yaa Yankı uğursuzluktur"
"Ben gelmiyim de git straplez açık bi gelinlik al sonra da ben düğünüm de katil oliyim"
"Uff tamam orda görüşürüz" deyip telefonu çantama attım.
Berfinde gelince yola çıktık.Biz butiğin önüne geldiğimizde annemle Nermin teyzeye vitrine bakıyolardı.
" Hoşgeldiniz kızlar"
"Hosbulduk" deyip ikisini de öptükten sonra içeri girdik.
" Yanlız Yanki da gelicek"
"Ama uğursuzluktur"
"Bende dedim ama 'açık bi gelinlik alırsın katil olurum' dedi" deyince Nermin teyzeyle annem gülmeye başladı.
" Hadi biz bakmaya başlayalım" diyen anneme 'tamam' anlamında kafamı sallayıp birbirinden güzel ve büyüleyici gelinliklere bakmaya başladım.Seçtiğim gelinlikleri denemek için Yankıyı da bekliyecektik ama zamanımız olmadığı için gelinlikleri denemek için yanimda bana yardımcı olucak olan bayanla kabine girdik.
Ilk gelinliği giyip kabinden çıktım. Gelinlik askılıydı ve kabarık değildi. Ama benim hayalimde ki gelinlik kabarıktı.
Üzerimde ki gelinliği ben dışında herkes beğenmişti.
" Ben kabarık bi model istiyorum"
"Yeni bi tasarımımız var isterseniz onu getirelim"
"Olur"Kadının getirdiği gelinliği görünce dilim tutulmuştu. Bu hayalimde ki gelinlikti. (multimedya)
Bayıldığım gelinliği alip kabine girdim. Gelinliği giydikten sonra kabimden çıkmadan önce kendimi süzdüm.
Gelinlik çok kabarık olmasına rağmen fazlasıyla zarif görünüyordu.
Özellikle arkadaki fiyonklar fazla hoşuma gitmişti.
Ama bi sorun vardı elbise straplezdi ve biraz da olsa göğüs dekoltesi vardı.
Kabinden çıkınca annemler gelinliklere bakmaktan beni fark etmemişlerdi.
"Nasıl olmuşum" deyip dikkatleri üzerime çektim.
" Çok güzeeeel" diye büyülenmiş gibi bakan Berfine gülüp konuşan annemi dinlemeye başladım.
" Kızım aynı melek gibisin"
" Sağol annem"
"Oğlum çok şanslı, gerçekten kuğ gibisin"
"Sagol Nermin teyzecim"
"Peki o zamam bunu alıyoruz"
"Bencede"
"O zaman ben gidip üzerimi değiştiriyim çünkü Yankı bu gelinliği görürse almama izin vermez" deyip kabine girdim.
Yanımda ki bayan fermuarı açıp kabinden çıkınca tam gelinliği çıkarıcakken içeri Yankı girdi. Düşmemesi için hızla gelinliğin göğüs bölümünü tutup Yankıya saydırmaya başladım.
" Oha Yankı edepsiz misin! Kabin burası ya biraz daha geç gelseydin! Ayrıca insan bi kapıyı tıklar demi! Ama hata bende ben senden bu incelikleri bekliyorum öküzsün sen nerde o..."
" Nefes, nefes al"
Sakinlesmek için derin bi nefes alıp gelinliğin göğüs bölümünü daha sıkı tutarak konuşmaya başladım.
" Uğursuzluk olucak işte"
"Olamaz bişey inanma böyle şeylere, hem zaten bu elbiseyi alamazsın"
"Niyeymis o"
Yankı kaşlarını kaldırarak görüşlerimi gösterince, kızardığımı hissettim.
"Sen daha benden utanıyorsum millet seni yiyecekmis gibi bakacak"
"Herkes senin gibi öküz mü? "
"Hayır safım, sapık"
" Ayrıca sen nasıl içeri böyle girersin ya gelinliği çıkarmış olsaydım"
"Yaa kızım 2 hafta sonra görcem zaten"
"Oha öküzü bak çık çabuk dışarı sana inadına alıcam bu gelinliği" diye hem söyleyip hem tek elimle Yankının omuzna vuruyordum.
Tek elimle vuruyordum çünkü diğer elim hala gelinliğimdeydi.
Yankı sonunda dışarı çıkınca üzerimi değiştirip yüzümde ki kızarıklık geçtikten sonra gelinliğimi kucağıma alıp kabinden çıktım.
"Ben bunu alıyorum" diyerek bana yardım eden kadına gelinliğimi uzattım.
" Almıyoruz!"
"Alıyoruz!"
"Almıyoruz dedim!"
"Alıyoruz dedim!"
"Çocuklar yeter!" diye aramıza giren Nermin teyze "Gelinlik alıncak" deyince zafer gülümsemesiyle Nermin teyzeye sarıldım.
"Berfin, Canan siz kimin yanında sınız?"
"Tabi ki Nefes" diyerek ikiside benim tarafıma geçince Yankıya dil çıkarıp hepsine sarıldım.
" Gördüğün gibi oy çokluğuyla gelinliği alıyoruz"
Yankı"Iyi tamam başımın belaları" diye söylene söylene gelinliğin ücretini ödeyip butikten çıktık.Annemle Nermin teyze yorgun olduğu için eve gitti. Yankı da işleri olduğu için şirkete gidince, bizde yakında ki alışveriş merkezine gittik.
Alışveriş merkezinde gezerken Berfin "Hadi düğün için ayakkabı da alalım" deyince rastgele bi ayakkabı mağazasına girdik.
Berfin topuklu gelin ayakkabılarını gösterirken ben bunları kumsalda nasıl giyicegimi düşünüyordum.
" Yaa babet falan var mı? " diyerek yanımızda bize yardım eden beye döndüm.
"Yuh Nefes kendi düğünün de babet mi giycen"
"Valla kumların üzerinde bu topuklularla takla atmaktan iyidir"
" Merak etmeyin efendim gelinler için babetlerimiz de var" deyince bizi diğer tarafa yönlendirdi.
Babetler çok tatlıydı bazılarının üstünde gelinle damat vardı.
Bazılarında nikah tarihleri yazıyordu. Ben bunlara bakarken üst reyonda ki converse dikkatimi çekti.
Inanilmaz tatlıydı. Bi tarafında bi gelinle damat vardı. Diğerin de ise yüzük vardı. Converse'i elime alıp "Bunun 36'sı var mı?" diye sordum.
Adam kutuları karıştırıp 36 numara olan converse'i verdi.
" Teşekkürler " deyip converse'lerimi ayağım giydim.
Tam olmuştu. " Tamam bunu alalım"
"Çok tatlı oldu"
Converse' leri ayağından çıkarıp kasaya gidip ücreti ödedikten sonra eve gittik.
" Ben çok yoruldumm"
"Bende, kahve ister misin?"
"Olur" deyip kendimi koltuğa attım. Bu düğün işleri cidden zordu.
Berfin kahvelerle gelince ona teşekkür edip kahvemin tadını çıkarmaya başlıyordum ki...
Telefonum çalmaya başladı. Arayan Eceydi.
" Efendim tatlım"
"Nasılsın canım bugün hiç konuşmadık"
"Gelinlik işini falan halletik yoruldum, sen nasılsın niye görünmedin bugün"
"Bende iyiyim Gökhan'laydım"
"Sizden de evlilik haberini bekliyoruz"
"Inşallah, neyse ben nasıl olduğunu öğrenmek için artmıştım. Iyi akşamlar"
"Iyi akşamlar" deyip telefonu sehbaya bıraktım."Nefes sen Eceye gerçekten güveniyor musun?"
"Evet"
"Bilmiyorum bana biraz tuhaf geliyo"
"Niye"
"Yani siz evlilik kararı aldıktan sonra böyle bi ağır makyaj yapmaya başladı"
" Eee"
" Yaa işte ağlayınca göz kızarır ya makyajla falan kapatılız bilmiyorum yani"
"Saçmalama yaa"
"Sen öyle san nikah günü de bi tuhaftı. Siz Yankıyla uçurumun ucunda konuşurken Ece böyle ruh gibi size doğru yürüyordu.
Bi tuhaf bakıyordu. Gidip 'noldu' dedim. Bana dönünce korktum valla yüzü bi sismisti. 'Yok bişey' deyip yanımdan gitmişti."
"Uff paronayak mısın nesin saçmalama ben inanıyorum ona"
"Sen yine de pek inanma"
Berfine göz devirip kahvemi almak için sehbaya uzanınca telefonumun açık kaldığını fark edip direk kapattım.
" Berfin!!"
"Ne lan ne bağırıyon"
"Telefonum açık kalmış bok yiyen, kız konuştuklarımızı duyduysa çok kırılmıştır"
"Banane yaa"
"Berfin beyinsiz, Dorukla öpüştünce onda ki mallık sana da geçti"
"Kes lan bana Doruk deme, onun sevgilisi var ve öylede kalacak ben kimseyi ayıramam"
"Iste benim kuzenim"Kapı çalınca Berfinin üzerinde ki
kollarımı çekip kapıya koştum.
Gelen Yankıydı.
" Hoşgeldin canım"
"Hosbulduk bahçeye gelsene biraz oturalım"
"Tamam" deyip içerde ki Berfine "Berfin ben Yankıyla bahçedeyim" diye bağırıp dışarı çıktım. Yankı havuzun hemen yanında ki hamağa oturmuştu.
Yanına oturup konuşmaya başladım.
" Bak Yankı eğer gelinliği değiştirelim falan diyeceksen hiç deme"
"Onunla ilgisi yok, ben sana bisey aldım" deyince arkasında ki kutuyu fark ettim.
Yankı kutuyu açıp içinden, papatyalarla yapılmış tacı çıkarıp kafama taktı.
" Yankı çok güzel bu"
"Işte şimdi tam bi meleğe benzedin"
" Seni çok seviyorum kocacım"
" Bende seni karıcım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Genç KurguNefes gibisin, içimde tuttuğum sürece benimsin, bırakırsam gideceksin, bırakmazsan öldüreceksin