O Göt Gökten İnecek

2.6K 132 10
                                    

Gözlerimi açtığımda, hastane odasındaydım. Yanımda Berfin ve Ayşenur vardı. Ellerimle yüzümü kapatıp, ağlamaya başladım. Hıckırıklarımı durduramıyodum. Berfinle Ayşenurun dediklerini dinlemeden kendi kendime konuşmaya başladım.

"Öldü, öldü, Yankı benim yüzümden öldü hepsi benim yüzümden oldu"

Diye tekrarlayıp duruyodum, ne yaptığımın farkında değildim. Kolumdaki acıyla ellerimi yüzümden çekip koluma baktım. Hemşire iğne yapıyodu. Sanırım sakinleştiriciydi çünkü hemsire iğneyi yaptıktan hemen sonra, sanki hayattan soyutlanmıştım. Hala ağlıyodum, Berfin saclarımı okşayarak "Sakin ol Nefes, Yankı ölmedi"

"Yalan söyleme! O lanet makineyi gördüm. Sırf sakinleşiyim diye diyosun"

"Sacmalama ben böyle bişey yapar mıyım? "

Yapmazdı Berfin yalan söyleyemezdi ki, kafamı Hayır anlamında sallayıp, göz yaslarımı sildim.

"Yankıyı görmeliyim" deyip, Berfin ve Ayşenurun itirazlarına rağmen kolumdaki seruma bağlı olan bandı çıkarıp, ayağa kalktım.

Ben hızlıca koridorda ilerlerken Ayşenur koluma girip, "yoğun bakımdan çıktı, üst katta" deyince sevinçle Ayşenur sarıldım. Hayatıma gireli kısa bi süre olmuştu ama gerçek bi dosttu, ondan ayrılıp hızla üst kata çıktım.

Ayşenurun gösterdiği odaya girince, Yankı gördüm. Uyuyodu, onu uyanık görmeyi isterdim ama yoğun bakımda çıkmıştı ve bu büyük bi gelişmeydi. Yanına gidip yatağın kenarına oturdum. "Beni bırakacaksın diye çok korktum, seni çok seviyorum" deyip saçlarıyla oynamaya başladım.

Odanın kapısı açılınca, arkama baktım. Nermin hanım gelmişti, yataktan kalkıp, ona gülümsedim. Onunda çok mutlu olduğunu yüzünden belliydi. Oda benim gibi yatağa oturdu. "Canım oğlum benim herşeyim" deyip yanağını okşamaya başladı. Bana dönünce tatlı gülümsemesiyle "Nasılsın Nefescim" diye sordu.

"Iyiyim sağolun siz"

"Bende iyiyim, bence Yankı için bu odayı süsleyelim"

"Olur, hem bizede moral olur"

Nermin hanım gülümseyip, " Ben malzemeleri getiriyim" diyip odadan çıktı. Yatağın yanındaki sandalyeye oturup, elini tuttum. Bu sefer elini hiç bırakmicaktım...

4 SAAT SONRA

Tam 4 saattir aynı pozisyonda Yankının elini tutuyodum. Gözüm saate takılınca saatin 12 olduğunu gördüm. Nermin teyze ve Doruk kafeterya'daydı, diğerleri ise eve gitmişti. Yankı ellerimi hafifçe sıkınca, heyecanla sandalyeden kalkıp, yatağın kenarına oturdum.

Yankı elimi biraz daha sıkınca ağlamaya başladım. Hem ağlıyor hemde gülüyordum. Yankının gözlerini açtığında beni böyle görmesini istemediğim için diğer elimle yanaklarımı sildim. Yankının gözleri kıpırdamaya başlamıştı. Gözlerini açınca nerde olduğunu anlamaya çalışan, bi hali vardı. Gözleri beni bulduğunda,

"Iyi misin?" Diye sordum.

"Iyiyim, asıl sen iyimisin?"

"Iyiyim, annem nasıl?"

"O da iyi kafeteryada"

"Bana noldu?"

"Dün yoğun bakımdan çıktın, 2 haftadır uyuyosun, bi daha annen uyandırırken 5 dk daha demezsin heralde"

"Sen?"

"Bana bişey olmadı, sadece bacagım kırıldı" dedim. Odaya Nermin hanım girince onun oturması için yataktan kalktım ve doktoru çağırmak için odadan çıktım. Doktorun kapısını çalıp içeri girdim. Masasında dosyalara bakıyodu.

"Buyrun Nefes hanım"

"Şey Yankı uyandı"

"Peki, buyrun beraber gidelim"

Odanın kapısını açıp içeri girdim. Doktorda Yankıya bi kaç soru sorup muayne ettikten sonra çıktı. Nermin hanım Yankıya kıyafet için odadan çıkınca, odada sadece Doruk ben ve Yankı kalmıştık.

"Frenler neden tutmamış" Yankının sorusuyla aklıma kaza anı geldi. "Arabayı Osman ustaya götürdüm. Frenlerle biri oynamış"

"Ayaz piçi! " Yankı resmen tıslamıştı.

Bu hali beni korkuturken, parmaklarımla oynamaya başladım. Saclarımdaki elle kafamı kaldırdım. Yankı saçımı okşuyodu, "Üzülme meleğim, hiçbişey olmicak"

"Biz hiç mutlu olamicak mıyız? " dedim sitemkar bi ses tonuyla,

Yankı hızla Doruğa dönüp, "Cenabet dolanıyon demi lan"

"Ne alaka be" dedi Doruk

"Sürekli burnumuzun dibindesin, cenabet olduğun için işimiz rast gitmiyor"

"Hadi lan ordan beni beşiktaşın oyuncusu Mustafayla karıştırma"

"Siktir git lan, kimse laf edemez Beşiktaşıma"

"Tamam şampiyon sakin ol,  en büyük Beşiktaş"

"Aferim adam ol"

"Bana bak olum, uyandın herkesin ilgisi sende diye bi götün kalktı. O göt gökten inecek Yankı beey!"

"Doruk defol kaldırma beni kırarım ağzını"

"Yav he he, olum 2 haftadır horul horul uyuyon hamsındır sen"

Dorukla Yankının bu hallerine gülerken, bu hallerini ne kadar özlediğimi fakettim.

Yankı Doruğu dövmek için yerinden doğrulurken hızla yerimden kalkıp, Yankının omuzlarından tutarak onu durdurdum. Doruk "bırak Nefes bırak gelsin, gel hele gel" deyip elini gel der gibi sallamaya başladı.

Artık konuya dahil olma vakti gelmişti. "Doruk ben gelcem şimdi görcen ebeninkini" dedim.

"Vaay demek şimdi böyle oldu Nefes hanım, Yankı yoğun bakımdayken 'ay Doruk sen Yankıdan daha yakışıklısın, ondan daha güçlüsün nolur benimle çık ben Yankıyla ayrılırım' diyende bendim zaten"

"Sen söylemiyosun zaten götün söylüyo Doruk" deyip ellerimi önümde bağladım. Yankı'nın kahkahasiyla ona döndüm. Bi insan gülerken bu kadar müthiş görünebilir miydi?...

Doruk odadan çıkınca gülmekten karnım ağrıyodu. Aslında o da en az benim kadar üzülmüstü. Ama o gerçekten çok güçlüydü, her zaman üzüntüsünü gizleyip mutlu olabiliyor ve her zaman etrafındakileri güldürmeyi başarıyodu.

Yankının "Gelsene" demesiyle düşüncelerimden sıyrılıp, yatağın kenarına oturdum ve içimden geçen ilk şeyi söyledim. "Seni çok özledim"

Yankı gülümseyip beni kendine doğru çekerek "o zaman bu gece beraber uyuyoruz" dedi.

Yanına yatınca kollarını belime doladı. Huzur veren kokusunu içime çekerken "iyi geceler öküzüm,  gerçi sen uyuyabilir misin? 2 haftadır uyuyosun"

"Bende uyumaktan bile daha çok  sevdiğim bişey yapıp seni izlerim"

NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin