15 "Beraber Yemek"

65 9 42
                                    

•Jisung'dan•

Minho hyung şu sıralar çok tuhaf davranmaya başlamıştı. Evet benden birden uzaklaşması yeterince tuhaftı zaten. Ama şu sıralar ayrı bir tuhaftı işte. Onu ilk kez böyle görüyordum.

"HAN JİSUNG!" Öğretmenin adımı bağırması ile düşüncelerimden tamamen kopmuş ve korkuyla ayağa kalkmıştım.

"Kendine gel Jisung! Madem ders dinlemeyeceksin o zaman defol git sınıfından!" deyip kapıyı gösterdi .

Ders matematikdi. Matematik dersini pek sevmezdim. Yani çıkmamam için hiçbir neden yoktu. Ama saygı denen bir şey vardı değil mi?

"Özür dilerim hocam." diyebilmişim anca.

"Ahh! Tamam otur yerine ve dersi dinle." sırama geri oturmuştum. O sırada tüm sınıf gülmeye başlamıştı. Yanımdaki Felix bile...

"Sen salaksın Jisung."

"Sen çok mu akıllısın sanki?" göz devirip dersi dinlemeye başladım.
Bir şey anlamasam bile...

..........................

Ders bitmiş ve herkes tek tek sınıftan çıkmaya başlamıştı. Ben ise dışarı çıkmak yerine camdan dışarıyı izlemeyi tercih etmiştim. Daha öğle arası değildi nasıl olsa. Öğle arasında çıkardım dışarıya.

"Gelmiyor musun?" diye sordu Hyunjin.

"Hayır siz gidin."

"Şimdi de sen başladın!" dedi Seungmin sinirli bir sesle.

"Ne?" dedim anlamayarak.

"Minho hyungu yavaş yavaş hayata döndürdük şimdi sen içine kapandın." diyerek kendini açıkladı.

"Hadi gidinn." deyip onları sınıftan bizzat kendi ellerimle dışarı çıkarmıştım. Yalnız kalmak istiyordum, bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.

Bizim sınıf tam olarak ön bahçeye bakıyordu. Bu yüzden herkesi görebiliyordum buradan.

Keşke bir an önce eve gidebilsem...

"Merhaba Jisungie!" Bu ses...

Yeosang!

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Nasılsın?"

Onu gördüğüme şaşırmıştım. Biz ayrı okullarda okuyorduk en son. Buraya geldiğini bilmiyordum...

"İyiyim,sen?" dedim hâlâ şaşkın olan suratım ile.

"Bende iyiyim. Beni gördüğüne baya şaşırdın bakıyorum." deyip kolunu omzuma attı.

"En son ortaokulda beraberdik, o yüzden şey ettim bir an."

"Bu sene buraya aldırdım kaydımı. Hatta Seonghwa hyungda geldi benimle."

"CİDDEN Mİ? Onu en son 7. sınıfta görmüştüm..." Bir an eskiler aklıma gelmişti.

"Sizinkiler nerede, hâlâ beraber misiniz?"

"Evet, aynı evde yaşıyoruz hatta."dedim gülümseyerek.

"Vay güzel. Aslında demin Felix ile Hyunjin'i gördüm. Biraz konuştuk da."

"Neden öğle arasında sizde bizimle yemiyorsunuz?" dedim heyecanla.

"Güzel fikir!"

Zil çalmıştı... Cidden mükemmell zamanlama (!)

"Görüşürüz Jisung!"

"Görüşürüz!"

Vay be. Bir gün karşılaşacağımızı hiç düşünmemiştim. Yani en azından lisede.

"YEOSANG GELMİŞ!" Hyunjin heyecanla bana doğru koşmuştu.

"Biliyorum Hyun. Sakin ol hem." dedim gülerek.

"Ben Seonghwa hyunguda gördüm!" diye atladı Seungmin konuşmamıza.

"Biz onu görmedik. O da mı buradaymış?" dedi Felix şaşkınlıkla.

"Öğle yemeğinde hep beraberiz!" dedim oturduğum yerden ayağa kalkarak.

"AFERİN LAN SANA! KIRK YILIN BAŞINDA BİR İŞE YARADIN!"

"Karşılığı vurmak olmak zorunda değildi." dedim bana vuran Hyunjin'e tekrar vurarak.

Yeosang ve arkadaşları ile ortaokulda tanışmıştık. Ve ortaokul bittiğinde aynı liseyi tutturamayınca bir daha asla görüşmeyiz diye düşünürken onları görmek beni mutlu etmişti. Ve hep beraber yemek yiyecektik benim sayemde!

...................

Sabırsızlıkla beklediğim öğle arası sonunda gelmişti. Hiç olmadığım kadar enerjik bir şekilde yemekhaneye koşmuştum. -bizimkilerle-

Güzel bir yer kapmıştık. Yemeklerimizi alıp oturmuş onların gelmesini bekliyorduk.

"Minho hyung gelmeyecek mi?" diye sordum Chan hyunga.

"Gelmeyeceğini söyledi. Aç değilmiş."

Ah bu hyung...

"Aç olmasa bile gelebilirdi..." dedim sadece kendimin duyabileceğini düşündüğüm bir ses ile. Ama pek öyle olmuş sayılmazdı. Çünkü yanıma oturan Yeosang bunu duymuştu.

"Kim?" diye sordu otururken. Seonghwa hyung ise hemen karşıma -Chan hyungun yanına- oturmuştu.

"Boşver."

"Vay be Jisung... Görmeyeli baya büyümüşsün sen ha." dedi Seonghwa hyung bana bakarak.

"Ama boyunda pek bir değişiklik yok." dedi Chan hyung gülerek.

"YA! SEN ÇOK MU UZUNSUN SANKİ?"

"Sakin ol Jisung. Şaka yapıyorum."

"Sahi Minho nerede?" diye sordu Seonghwa hyung.

"Aç olmadığını söyledi. Gelsin diye ısrar ettim ama Minho'yu bilirsin. Bir şey dedi mi onu geri döndürmek zordur." dedi Chan hyung.

Sahi neden gelmemişti? Tamam aramızda nedeni bilinmeyen bir sorun vardı. Ama onlar için gelebilirdi...

Onun tuhaf davrandığını size söylemiştim en başta. Tuhaf davranışlarından biri de buydu işte...

Bu işte bir iş vardı. Ve ben bunu çözmeliydim!

•Bölüm Sonu•

Fic unutuldu diye düşünürken gelen o yorum... Rosiesunshine_ bu bölüm senin içindi. Kısa oldu biliyorum. Ama şarjım iki şu anda wksksnskaosksk. Bir dahaki bölüm daha uzun olacak söz veriyorum. Umarım beğenirsin💙

•Sokak Çocukları• (MinSung) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin