4 "Ne Bu Tavır?"

88 11 24
                                    

Sokak Çocuklarının okulda olduğu bir gün daha... Gerçi okulda olmamaları tuhaf kaçar biraz...

Hepsi sıcaktan bunalmış bir şekilde ders dinlemeye çalışıyorlardı. Ama o kadar sıcaktı ki odaklanmayı beceremiyorlardı.

"Şimdi şu camdan kendimi atıcam." dedi Minho kısık sesle Chan'a. Tam da cam kenarında oturuyordu zaten. Onun için tam fırsattı. Gerçi şimdi yerinden kıpırdayacak hali yoktu. O yüzden böyle birşey yapmaya gerek yoktu. Aslında konuşması bile şu an onun zararına oluyordu.

Birde bedende olan Jisunglar vardı tabi. Ne kadar sıcak olursa olsun umurlarında değildi. Çünkü gereğinden fazla enerjikti hepsi.

Ne mi yapıyorlardı? Maç oynadıklarını düşünüyorsunuz muhtemelen. Ama hayır. Yakartop oynuyorlardı... Çoğu kişiye tuhaf gelecek ama onlar için acayip eğlenceliydi.

Malum sadece 4 kişi olarak oynayamayacakları için sınıftan bir kaç kişiyi de dahil etmişlerdi. Eğer yanlarında Hyunjin olmasa muhtemelen kimse oynamak istemeyecekti. Ama o vardı...

En azından bu sefer gıcık kızlar yoktu.  4 kız 4 erkek olduklarından 2 erkek 2 kız olarak takımlara ayrılacaklardı. (1 takım)

Chaeryoung, Lia, Jisung ve Seungmin

Nayeon, Lily, Hyunjin ve Felix olarak takımlara ayrılmışlardı.

(Gerçek yaşlarını göz ardı edin lütfen.)

"Taş- Kağıt- Makas , kim kazanırsa ortaya geçer."  Jisung direk atlamıştı ortaya. Karşısına ise Hyunjin geçmişti. 3 el oynamışlar ve kazanan Hyunjin olmuştu.

"Jisung hep aynı şeyi yapıyorsun. Ve hep sen kaybediyorsun." gerçekten her oyunda kaybeden Jisung oluyordu...

"Sende kendini birşey sanma hemen! Geçin ortaya. "  Ne yapsın şanssız olmak onun sorunu muydu?

"Küçük Sincap sinirlenmiş bakıyorum..." demişti Lily dalga geçercesine.

"Demek öyle ha? Şimdi gününüzü görürsünüz siz!" diyerek tehdit etmişti onu. Birşey yapacağından değildi. Amaç laf atmış olmaktı.

Onlar oynaya dursun bizde geri kalan iki kişiye bakalım.

Changbin ve Jeongin...

İkisinin kaderi de ChanMin ikilisinden farklı değildi. Sadece Jeongin'in tek avantajı dersin boş olmasıydı. Ders boştu boş olmasına ama dışarı çıkmalarına izin yoktu. Cam kenarında oturduğundan o da hyunglarını izliyordu. İzlemekle kalmayıp onlarla da uğraşıyordu.

.....................

"Sen neden bu kadar sinirlisin? Son derse kadar birşeyin yoktu. Ne oldu birden bire?" Chan, Minho'nun gereğinden fazla sinirli olduğunu görüyordu. Minho asla durduk yere sinirlenmezdi. Belli ki bu işte bir iş vardı. Ama ne olmuştu ki?

"Yok birşeyim!" diyip onu terslemiş ve onu beklemeden çantasını toplayıp sınıftan çıkmıştı. Chan ona yetişmek adına hızlıca toparlanıp sınıftan çıkmış. Biraz peşinde koştuktan sonra ona yetişmişti.

Tam o sırada diğerleri de aşağı iniyordu zaten. Hep beraber aşağı inmişlerdi. Tabi Minho'da ki tuhaflığı farkeden kişi tek Chan değildi. Hepsi bunun farkındaydı.

"Hyung ne oldu?" diye sordu Felix.

"Yok birşey dedim!" Minho'nun en nefret ettiği şeydi üzerine gidilmesi. Ve şu anda bunu yapıyorlardı ona.

Seungmin, Felix'i kolundan tutup geri çekip sessizce fısıldamıştı.

"Üzerine gitme. Çıkar yakında kokusu." Seungmin Felix'i durdurmuştu durdurmasına ama Changbin'i hesaba katmamıştı.

"Ailen yüzünden mi?" Bu Minho için son damlaydı. Yeteri kadar sabretmişti.

"SESİNİZİ KESSENİZ Mİ ACABA? ZATEN BOŞ YAPIYORSUNUZ." diyerek Changbin'e patlamış. Ardından onlardan ayrılıp başka yöne gitmişti.

Diğerleri ise arkasından öylece bakıyordu. Neydi bu tavır?

"Bunun yine ergenliği tuttu. Ne bu tavırlar?" Minho'nun bu haraketine en çok Chan sinir olmuştu. Sonuçta küçük değildi ki. İnsan gibi konuşabilirdi. Değil mi?

"Amann Minho işte. Bir saate eve gelir. Gidelim biz." demişti Hyunjin.

"Sinirlenmesinin bir nedeni var. "

"Bilmediğimiz birşey söyle Jisung. "

"Ahh bilmiyorumm..."

•Bölüm Sonu•

Nasıldı sizce?

Yorumlarınızı bekliyorum. Eleştiri vb. de açığım.

Sonunda hazır bölümler bitti. Bunları önceden başka bir yerde yazmıştım dediğim gibi. Güzel ekşınlı şeyler bekliyor sizi merak etmeyin.

•Sokak Çocukları• (MinSung) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin